Onun evindeydim ama kendi evimdeymişim gibi rahat etmemi istemiş ve dilediğim şekilde gezmeme izin vermişti. Bu inanılmazdı. Çünkü bunu söyler söylemez onun bana uzun gelen gömleklerinden birine el koymuş, pijama yerine bunu giymek konusunda çoktan bir karara varmıştım. Üzerimde sadece gecelik görevi gören bir gömlek varken yabancı olduğum bir evde gezdiğimde, o ev benim için yabancı olmaktan çıkıyordu.
Geldiğimden beri beni bırakmayan Yeontan'ı kucağıma çekmiş, koltukta onunla oyunlar oynarken bir yandan da hemen yan koltuktaki Taehyung tarafından göz hapsine alındığımın farkındaydım. Gözleri bir çıplak bacaklarıma kayıyor, bir Yeontan'la oynayışımı izleyip gülümsemeye çalışıyordu.
Aklını başından alıyordum ve bu hoşuma gitmesiyle birlikte işime de gelmeye başlamıştı.
"Şarkı söylemeyi seviyor." dedi birden Yeontan'ın anlamlandıramadığım havlayışını açıklamak ister gibi. Gözlerine bakıp gülümsedim ve tekrar önümdeki yaramaza dönüp tüylerini hızla karıştırarak "Sen bana şarkı mı söylüyorsun." diye sordum. O kadar tatlıydı ki elime alıp mıncırmak ve sabaha kadar kabarık tüyleriyle oynamak istiyordum.
"Bir şeyler yemek ister misin?" Taehyung'un sorusu bana aç midemi hatırlatmıştı. Neredeyse uzanır konuma gelen bedenimi doğrultup ona doğru döndüm. İsterim desem zahmet çıkarır mıyım diye düşünüyordum. Saatler önce birbirimizi yiyor olduğumuz halde yine bi utangaçlık çökmüştü.
Yakınlaşana kadar cesaretimi kaybediyor, sonrasında ise baş edilemez bir hale bürünüyordum. Nedenini ben bile çözememiştim.
"Birlikte yemek yapalım." Aklıma aniden gelen fikri nasıl bir heyecanla söyledim bilmiyorum ama küçük köpek korkmuş, Taehyung ise suratıma bakakalmıştı. Onun bu coşkuma karşı şaşkınlığından kurtulmasını beklemeden koltuktan fırlayıp parmaklarımı koluna sardım ve ayağa kalkması için çekiştirdim. Bana ayak uydurup zorlamadan peşime takıldı. Enerjiyle dolup taşmamı o tüy yumağı sevimli köpeğe bağlıyordum. Hayvanların verdiği enerji inanılmazdı.
Daha öncesinden aşina olduğum mutfağa girer girmez ilk işim sandalyenin üzerindeki önlüğü kapmak olmuştu. Başımı askısından geçirdiğim önlükle birlikte Taehyung'un dibine geldim ve bağlaması için sırtımı ona döndüm.
Ne istediğimi gösteren ellerime özellikle temas ederek ipleri almış, burnu saçlarıma değecek kadar yakınıma girerek ağır ağır bağlamaya koyulmuştu. Kulağıma doğru eğilip fısıldadı: "Yemekte ne var?"
Çok normal bir soru gibi gelebilir ama öyle erotik bir ses tonuyla söylemişti ki ensemden başlayan elektrik çarpmış gibi gıdıklayıcı bir hissin çok kısa sürede tüm bedenime dağıldığını hissetmiştim. Omuzlarım refleks olarak huylanmanın geçmesi için yükseliverdi. tabi gömleğin yakası da bu hareketimle çekilip köprücük kemiklerimi daha çok açıkta bıraktı.
Taehyung bunu bir fırsat olarak görmüş olsa gerek, eğilerek dudaklarını tam da açılan kısma bastırmıştı ki çıkacakmış gibi atmaya başlayan kalbime teslim olarak parmaklarımı yanağımı okşayan yumuşacık saç tutamlarına geçirmiştim.
Kendimi bırakmakla geri çekilmesini sağlamak arasında kaldım. Ve bu araf bana inanılmaz hisler tattırmıştı. Resmen başım dönüyordu.
Tam kollarının arasına daha çok girecektim ki aç olduğumu hatırlatmak ister gibi guruldayan midem içinde bulunduğumuz anı bozuverdi. Kapanmış gözlerim aralandı, Taehyung istemediğini belli edecek şekilde homurdanarak geri çekildi.
"Benim mideme gerçek bir gıda girmeli sanırım." dedim hem az önceki utanç verici andan hem de üzerimde bıraktığı etkiden kurtulmak için. Yanaklarım çoktan kızardığını belli edecek şekilde alev alev yanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ich Bin Nicht Sim≒TaeKook [Slow Update]
Fiksi PenggemarParaya ihtiyacım vardı ve böyle bir dünyada adil oynayarak para kazanılmıyordu... •|Ich Bin Nicht Alternate Universe|• •|TaeKook|• (Uke Jungkook) •|Boy×Boy|• •|FemGguk|• •|Twin|• •|Mpreg]• •|Tarih: 27.04.2021|•