Bölüm 39 (Hafif +18)

1K 85 4
                                    

Kelime sayımız: 778 

Jisung ve Minho her zamanki gibi dance racha'nın koltuğuna yayılmış çizgi film izliyordu. 

Jisung Minho'nun saçlarını okşarken bir yandan da sırtını sıvazlıyordu. Minho derin ve kesik nefesler alırken gözünden sessiz yaşlar akıyordu. 

''Her şey yolunda tatlım. Yanındayım. İyisin'' dedi Jisung büyüğün alnından öperek.

''Hayır değilim'' diye mırıldanarak cevap verdi Minho.

Gözlerini kapattı ve burnunu çekti. Minho artık buna dayanamıyordu, bu yüzden içinde biriken bütün duyguları ağlayarak atıyordu. Jisung ise onu daha sıkı tuttu ve onu sakinleştirmek için kulağına güzel sözler fısıldamaya başladı. 

Minho nefesini kontrol etmeye çalıştı ama işe yarıyor gibi değildi. O kadar yorgundu ki. Gözlerini açık tutamayacak kadar yorgundu. Ağlamak için de çok yorgundu, ama göz yaşlarını içeri tutamayacak kadar da yorgundu. Sadece aşırı yorgundu. Şimdi uyuyup bir daha asla uyanmamak istiyordu.

Minho'nun bu aşırı yorgunluğunun sebebi ne diye soracak olursanız, bunu kendisi de bilmiyordu. Vücudunun aniden ölesiye yorgun düşmesinin ve onu bu denli ağlatmasının sebebini kimse bilmiyordu. Sadece oluvermişti.

Jisung iyi ki 3 gündür Minho'nun evinde kalıyordu, kendini Minho'nun üstüne ittiği günden beri. Böyle bir şeyler olması durumunda onu yalnız bırakmış olmamak için.

Minho sevgilisinin kollarında yavaşça sakinleşti. Göz yaşları da zamanla durdu, gözleri kuruduğunda aklı da artık uykuya dalmaya hazır gibiydi. Minho sonunda uyuduğunda Jisung uyanık kaldı, uyursa ve Minho ondan önce uyanırsa olabileceklerden korkuyordu.

Minho'nun başını yavaşça yastığa bırakıp koltuktan kalktı ve sessizce mutfağa gitti. Dolaplardan birinde bir kap noodle buldu ve kendine hazırlamaya başladı. Yemeği hazır olunca salona döndü ve Minho'nun hala uyuyor olduğunu gördü, pozisyonu hiç değişmemişti.

Jisung tabağını sehpaya bırakıp Minho'nun yanına oturdu ve uyuyan meleğin başını yeniden kucağına yerleştirdi. Rahat olduğundan emin olunca da yemeğini eline aldı ve televizyon izleyip sevgilisini yakınında tutarken yemeye başladı.

*-*-*

Bir süre sonra Minho Jisung'un kucağında uyandı. Genç, o anda bütün dikkatini kucağındakine çevirip başını okşadı. Minho'nun gözleri o kadar ağlamadan sonra hala kırmızı görünüyordu.

''Selam güzellik'' diye fısıldadı Minho gözlerini ovuştururken.

Jisung Minho'nun daha iyi görünüyor olmasına sevindi ve ona gülümsedi.

''Selam tatlım, nasıl hissediyorsun?'' diye sordu parmaklarını Minho'nunkilere geçirerek.

Minho Jisung'un elini hafifçe sıktırdı ve onu onaylamak için gülümseyerek başını salladı.

Sonrasında daha rahat olmak için Jisung'un kucağında biraz kıpırdandı. Şu anda koltukta otururken bacakları Jisung'un bacaklarının üstündeydi ve bir kolu Jisung'un boynuna dolanmıştı.

Büyüğün nefesi Jisung'un boynunu gıdıklarken, genç de Minho'nun dizinin az üstüne masaj yapıyordu. Minho şu anki etkileşimlerinin tadını daha iyi çıkarabilmek için başını Jisung'un boynuna gömdü, ve aralarında hiç bir mesafe kalmaması için burnunu ona sürtmeye başladı.

Jisung ise başını Minho'nunkine dayadı ve rahatça büyüğün baldırlarını ovmaya devam etti. Minho bir elini kaldırıp tembelce Jisung'un gömleğinin en üst düğmesini açtı.

Elini Jisung'un sıcak göğsünde ısıtmak için onu gömleğin içine kaydırdı. Diğer elini ısıtmak içinse onu da gencin boynundan aşağı kaydırdı.

Jisung, Minho'nun boynuna ve göğsüne bu şekilde dokunuyor olmasından hiç rahatsızlık duymamıştı. Soğuk parmakları vücudunu ürpertiyordu, ama yine de hoşuna gidiyordu.

Hoşuna gittiğini gösterme amacıyla Minho'nun baldırını hafifçe sıktırdığında büyüğün ağzından kaçan ufak bir inilti de dikkatinden kaçmadı. Az önce inlemiş olmak Minho'nun umurunda değildi. Jisung'la kendini tamamen rahat hissediyordu ve gencin dokunuşundan zevk alıyor olması onu mutlu ediyordu.

''Böyle iyi mi bebeğim?'' diye sordu Jisung artık Minho'nun baldırının üstlerini okşarken.

Minho mutlulukla mırıldanırken onaylarcasına başını salladı. Jisung da gülümseyerek elinin olduğu yere masaj yapmaya devam etti. Ne zaman biraz sıktıracak olsa Minho'dan hafif iniltiler çıkıyor, bu da iki erkeği de ürpertiyordu.

Bir süre sonra Minho Jisung'un gömleğinin içindeki elini çıkardı ve onu sevgilisinin masaj yapan elinin üstüne koydu. Jisung ise Minho onun elini tutmuş olmasına rağmen yaptığı masaja devam etti.

Minho gencin elini yavaşça yukarıya sürükledi. Jisung'un eli neredeyse bacak arasına gelince elini çekti ve tekrar gömleğin içine kaydırdı. Jisung da masajına devam ederken parmaklarının her hareketiyle Minho'nun özel yerlerine daha çok yaklaşıyordu.

Minho hafif bir inilti daha çıkarıp gencin boynundan öptü, Jisung da gülümseyerek elini daha da yukarı götürdü. Minho erkek arkadaşının dokunuşuna resmen erimişti, onun yanında azıcık bile olsa rahatsız hissetmiyordu.

''Seni iyi hissettirmemi ister misin bebeğim?'' diye sordu Jisung yumuşak bir sesle.

Minho başı hala Jisung'un boynuna gömülü şekilde olumlu anlamda başını salladı.

''Emin misin Minho? Yüksek zamanına döndüğünde bundan pişman olmayacaksın değil mi?'' diye sordu Jisung bu kez.

Minho başını hayır anlamında salladıktan sonra gencin boynuna bir öpücük daha kondurdu.

Jisung'un kulağına ''Sana güveniyorum'' diye fısıldadı.

Jisung da onu onaylayıp elini yavaşça Minho'nun üstü kapalı organına götürdü ve büyükten bir inleme daha kazandı.

''Durmam gerekirse söyle tamam mı bebeğim?'' Jisung bunu sorduğunda Minho'dan bir onay daha aldı.

Jisung yavaşça Minho'nun organını çıkarırken büyüğün tepkilerini dikkatle izliyordu, herhangi bir olası kazayı önleyebilmek için aşırı dikkatli davranmalıydı.

Minho'nun doğrudan kulağına gelen inlemelerini dinlerken elini yavaşça aşağı yukarı hareket ettirmeye başladı. Sevgilisinin olabildiğince rahatlayabilmesi için ona güzel sözler söylemeye de devam etti. 

*-*-*

Evet en güzel yerinde bırakıyorum çünkü bir sadistim hehe ^^

Sesler -MinSung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin