Bölüm 54

435 68 2
                                    

Kelime sayımız: 753 

''Neyse, buradan taşınman konusuna gelirsek-'' diye başladı Minho'nun annesi uzun sessizliği bölerek. 

''Anne'' diyerek araya girdi Minho. 

Buradan taşınma ve Jisung'dan uzak kalma ihtimalini düşünmek bile istemiyordu. 

Jisung boştaki elini sevgilisinin bacağına indirerek onu sakinleştirmek için hafifçe sıvazlamaya başladı. 

''Ben ciddiyim Minho. Artık bu şekilde yaşamaya devam edemezsin. Ev arkadaşlarının seninle ilgilenecek zamanı yok belli ki, zamanları olsa bile de seni Jisung kadar iyi sakinleştiremiyorlar. Sağlığın her şeyden önce geliyor'' dedi annesi ciddi bir sesle. 

''Eve geri dönemem anne. B-ben yapamam. B-ben arkadaşlarımı bırakamam, Jisung'u b-bırakamam..'' dedi Minho sessizce ağlamaya başlayarak. 

Jisung erkek arkadaşını aceleyle kendine çevirdi ve ona sıkıca sarıldı, büyüğü bugün içinde belki de yüzüncü kez gencin omzunda ağlıyordu. 

''Minho, annen bunu senin güvenliğin için yapıyor. Her seferinde intihar etmeye çalışma riskini alamayız'' dedi teyzesi yumuşak bir sesle. 

Minho sevgilisine daha da sıkı sarıldı, göz yaşları tamamen kontrolden çıkmıştı. 

''Şşşş sakin ol bebeğim. Her şey yolunda Minho, bak ben yanındayım'' diye fısıldadı Jisung büyüğünün kulağına, evin sessizliğinden dolayı diğerleri de bunu duymuştu. 

Minho bir süre sonra Jisung'un rahatlatıcı sesine sakinleşti. Başını kaldırdı ve annesine baktı ''Jisung ve bana bir süre izin verin'' dedi gencin elini tutup ayağa kalkarken. 

Jisung da odadan çıkmadan önce Minho'nun ailesine gülümsedi ve sevgilisini takip etti. 

Minho onu odasına sürükledi ve içeri girer girmez ona sıkıca sarıldı ''Üzgünüm Jisung. Lütfen bana yardım et, eve geri taşınmak istemiyorum'' dedi çaresiz bir sesle. 

''Hey, her şey yolunda. Buna birlikte bir çözüm bulacağız'' dedi Jisung parmaklarını büyüğün saçlarına dolarken. 

''Çok uzakta yaşıyorlar, senden o kadar uzakta olamam. Yapamam''  

''Ne kadar uzak bebeğim?'' 

''1 saat kadar?'' dedi Minho biraz düşündükten sonra. 

''Buna bir çözüm bulacağız Minho. Merak etme, uzaklara taşınmana izin vermeyeceğim''  

Sarılmayı bıraktıklarında Minho göz yaşlarını sildi ve erkek arkadaşının gözlerine derince bakarken ellerini gencin beline doladı ''Seni seviyorum'' diye fısıldadı, sevgilisi için o kadar minnettardı ki. 

''Ben de seni seviyorum bal'' dedi Jisung gülümseyerek. 

Sonrasında tatlı bir öpücük paylaştılar, ama her ayrıldıklarında dudakları yeniden birbirini buluyordu.  

Bir süre sonra odanın girişinden bir ses duyuldu ''Tamam yeterince öpüştünüz'' dedi Moonbin. 

Jisung ve Minho öpüşmeyi bırakıp büyüğün kuzenine baktılar. 

''Cidden burada 5 dakika öpüşüp sonunda ayrıldınız ama 2 saniye sonra yeniden öpüşmeye başladınız, bu iğrenç beyler'' dedi Moonbin gülerek. 

''Kes sesini. Sadece hayatın boyunca hiç öpülmediğin için kıskanıyorsun, seni bakir'' dedi Jisung pis pis sırıtarak. 

''Bakir olabilirim, ama en azından üstteyim, seni alt seni'' dedi Moonbin Minho'yu güldürerek. 

''Neden benim alt olduğumu düşünüyorsun ki?!'' dedi Jisung sesini yükselterek. 

''Ellerin Minho'nun boynunda, onun elleri de senin belinde. Tam bir altsın işte, ukesin uke!'' dedi Moonbin sırıtarak. 

''Bakir olmaktan iyidir seni bakir'' dedi Jisung ona dil çıkararak. 

''Pekala o zaman, erkeğini senden çalacağım'' diye takıldı Moonbin kızmış gibi rol yaparak. 

Onlara doğru gitti ve Minho'yu omzunun üstüne attı. 

Moonbin omzunda Minho'yla koşmaya başladığında Jisung'un ağzı açık kalmıştı ''Hey, erkek arkadaşımı bana geri ver!'' dedi ikiliyi kovalamaya başlarken. 

Moonbin kuzenini salondaki koltuğa bıraktıktan sonra aksi yöne koşmaya başlayınca Jisung tiz bir çığlık atarak yolunda geri döndü ve kaçmaya başladı. 

Evdeki herkes ikilinin çocukça kovalamaca oynamasını gülerek izliyordu. 

Kovalamaları Moonbin Jisung'un üstüne kapaklanıp onu gıdıklamaya başladığında bitti. 

''Bu kadarı yeterli Moonbin, bırak da yaşasın zavallı çocuk'' dedi annesi kahkahalarının arasında. 

Moonbin Jisung'un üstünden kalkarak masadaki yerine geri döndü, Jisung ise Minho gelip ona elini uzatana kadar yerde derin nefesler alarak uzanmaya devam etti. 

Çift masaya döndüğünde yerlerine geçtiler. 

''Bayan Lee?'' dedi Jisung Minho'nun annesinin dikkatini üstüne çekerek. 

''Sizin de anladığınız üzere Minho sizinle yaşamak için buradan taşınma fikrine pek sevinmedi. Ve anladığım kadarıyla yanınıza taşınmasını isteme sebebiniz de şu anki haliyle kimsenin ona bakmaya zamanının olmaması. Bu yüzden belki de benimle birlikte yaşayabilir ne dersiniz? Bolca boş vaktim var ve zaten çoğunu onunla geçiriyorum, yani o konuda bir sorunumuz olmaz. Ayrıca ikimizin baş başa yaşaması fikrinden rahatsızlık duyacak gibiyseniz, ben meşgul olduğum zamanlarda Minho'ya bakabilecek ve bizimle birlikte yaşayacak başka kişiler de tanıyorum'' dedi Jisung Minho'nun annesi ona şok içinde bakarken. 

''Bunları yapmaya razı olur musun yani?'' diye sordu kadın kocaman gözlerle. 

''Elbette. Minho'yu rahat ettirmek için ne gerekirse yapmaya hazırım'' dedi Jisung gülümseyerek. 

''O halde fikrini onaylayabilirim. Ayrıca Minho'ya bakmaya hazır olacak başka insanlarla yaşayabilecek olmanız da çok iyi olur.. Sence onlarla bugün tanışabilir miyiz? Son bir karara varabilmek için?'' dedi anne onay almak için masadakilere de bakarak. 

Herkes onayladı, Jisung'un fikri hoşlarına gitmiş gibiydi. 

''Elbette. Bana bir süre izin verin, hemen gidip onları arayayım'' dedi Jisung masadan kalkarak. 

''Minho, bütün bunlar sana da uyar mı?'' diye sordu babası. 

Minho hızla başını olumlu anlamda salladı ''Evet, Jisung'la birlikte yaşamayı her şeye tercih ederim'' diye ısrar etti. 

Ailesi de gülümseyerek onu onayladı. 

Sesler -MinSung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin