mi hermosa•taelice

1.7

Keyifli okumalar 💖

Yaslandığım duvar sırtımı acıtmaya başladığında göz yaşlarımı silip hafifçe doğruldum. Sırtım uyuşmuştu, pozisyonumu değiştirip yeniden duvara yaslandım. Taehyung gelene kadar bekleyecek ve onun gönlünü aldıktan sonra gidecektim. Güven problemimi aşmaya çalışıyordum ama benim için çok zordu. Lise zamanında yaşadıklarımı hala atlatamıyordum. Kapının kilit sesi ile ayağa kalktım.

Evden çıkarken gerilmiş olan sırtı kendini bırakmış ve yorgun duruyordu. Kahve gözleri yukarı çıkıp beni bulduğunda ağzını araladı. Ancak hiç bir şey söylemeden geri kapadı. "Ben söylediklerim için çok pişmanım. Biliyorum sana güvenmemi istiyorsun çünkü değiştin. Ancak lisede yaşadıklarım kolay şeyler değildi.

Ancak lisede yaşadıklarım kolay şeyler değildi, o travmadan sonra kimseye güvenemez oldum ben. Sonra birden sen çıktın. Sadece babamın ortağının yavşak oğluydun o kadar. Sonra birden bana ilgi duymaya başladın, gece hayatını bıraktın ve daha bir sürü şey.Beni sevdiğin için ve güvenimi kazanmak için yaptığın şeyler çok güzel Taehyung. Çok üzgünüm bu kadar kısa sürede sana güvenmem mümkün değildi.

Umarım beni anlarsın. Bu arada evet seni seviyorum. Ağladığında kızaran gözlerini öpmek istiyorum, dalgalı saçlarını severek seni uyutmak istiyorum, benim güvenimi kazanmak için, neredeyse her gün etrafımda dört dönerken çok tatlısın. Seni kendime çekip sarılmak istiyorum Taehyung. Ama henüz bunu yapacak kadar yakın hissetmiyorum tek sorun bu."

Gözlerimi yerden çekip suratına çıkardığımda beni sırıtarak izleyen bir Taehyung beklemiyordum. Elleri ince bileklerimi sardıktan sonra kulağıma eğildi. "Bende seni seviyorum Lalisa. Ve sen hazır hissettiğinde burada olacağım."

Bana olan kuvvetli inancı bi kere daha minnettar hissetmemi sağlamıştı. Beni seviyordu artık buna yüzde yüz emindim. Gözlerindeki sevgi saf ve temizdi. Hafifçe parmak uçlarımda yükselip dudaklarımı onunkilere bastırdığımda elleri bileklerimden düştü.

Kısacık öpücüğümü verip geri çekildikten sonra gözlerimi yandaki pencereye diktim. Şuan yapacağı hamle çok kritikti ve kalbim kan yerine stres pompalıyor olabilirdi. Kollarından birini belime sarıp diğerini de enseme attığında dudaklarıma yapışmasını umuyordum.

Belime sarılan kolları yapacağı hamleyi tahmin etmeme sebep olduğundan içimi rahatlatmıştı. Hafifçe gülümsediğimde, sırıtarak ısırdığı alt dudağını bırakıp benimkilere atıldı. İlk seferinde şaşkınlıktan kıpırdayamayan dudakları şimdi derince öpüyordu beni.

Ellerinden biri belimden yanaklarıma diğeri de daha aşağılara kayarken nereye ilerlediğimizi bilmiyordum. Kendimi tamamen onun büyüsüne bırakmıştım ancak işin garibi O da nereye gittiğimizi bilmiyor gibiydi. Oksijensiz kalacak kadar uzun bir zaman sonra ayrıldık.

Kontrol edemeden kapattığım gözlerimi şimdi açmakta zorluk çekiyordum çünkü bana sırıtarak bakacağını biliyordum. Hafifçe gözlerimi araladığımda beni izleyen gözlerinin içi sevgiyle parlıyordu. Düzensiz nefesi ile birlikte dudaklarını araladı. daha sonra aralık dudaklarını ufak bir zafer sırıtışı kapladı. "Sanırım biraz yanılmışım. Sen çoktan hazırmışsın Mi Hermosa."

Cümlesinin sonuna koyduğu kelimeye kendi içimde bir iki saniye yoğurup kafamı ona kaldırdım. "Mi Hermosa ne demek?" Onun dibinde olduğum için yüzüyle yüzüm aşırı yakındı. Burnumun ucuna bir öpücük bırakıp gülümsedi.

"Güzelim demek. Benim güzelim." Kaşlarımı kaldırıp şaşkınlıkla ona baktım. Sanırım içimde olan yavşak Taehyung kodunu atamıyordum. Onun her davranışı farklı biriymiş gibi geliyordu ama Taehyung'tu işte. Saf haliyle karşımda durup bütün duvarlarını yıkmış, beni bel altı laflarıyla utandırmayan, nazik davranışlarıyla beni şaşırtan kişi Taehyung'tan başka birisi değildi.

Kolumdan tutup beni oturma odasına soktuğu sırada, "Ne düşünüyorsun bebeğim?" dedi. Mesajlaşırken bunları dese asla utanmaz ve arsız bir iki cevap verebilirdim ama şuan her şey farklıydı. Yüzüm kızarsa anında anlardı ama utanınca kızarmak gibi bir huyum yoktu.

"Sen ve beni düşünüyorum." Koltuğa oturup beni kendine çekti ve kafasını omzuma yasladı. "Burada uyuyup sabah seni görmek için nelerimi verirdim biliyor musun?" Bu tatlı itirafına cevap olarak sağ elimle saçlarını karıştırdım. "İstediğin şey şuan sen bir şey vermeden gerçekleşiyor." Mayışmak için yer aradığı yüzünü boynuma doğru yaklaştırdığı sırada nefesimii düzenli olup olmadığına bakıyordum. Evet, hala nefes alıyorum.

"Ben de ona şaşırıyorum işte." Boynuma ufak bir öpücük bırakıp eski haline geri geldi. "Daha düne kadar sadece camdan gördüğün kız şuan yanımda. Hem de birkaç dakika önce beni sevdiğini itiraf etti."