Yoongi, bilmem kaç kere kullandığı cümleyi tekrar kullandı. Yaklaşık 1 aydır Jimin lavabo ve yemek ihtiyacı dışında odasından bile çıkmıyordu. Yoongi, nedenini biliyor ama elinden bir şey gelmiyordu. Jimin'in kendisini sevmesi için 2 yıldır şarkılarını paylaşması haricinde girmediği hesaba girip, ona yazmıştı. Ama bu küçük olanın karışık kafasını, daha da karıştırmıştı.
"İstemiyorum hyung, u-uyuyacağım!"
Küçük olanın, kekelemesinden yine ağladığını fark etmişti. Onu bu hale getirdiği için kendinden nefret ediyordu.
"Kapıyı açmazsan, kırarım Jimin. Beni zorlama!"
Birkaç oflamadan sonra, gelen kilit sesiyle Yoongi zafer kazanmışçasına gülümsedi ve önünde ağlamaktan gözleri kanlanan minik bedeni kendi güçlü kolları arasına aldı.
"Hyung, canım yanıyor!"
'Benim minik bebeğim, özür dilerim.' dedi içinden Yoongi. O gece, binlerce kez bu cümleyi dedi içinden, kolları arasında huzurla uyuyan minik bedene bakarak. . . . "Jimin."
Küçük olan, yerinde kıpırdandı ve başını Yoongi'nin göğüsüne daha çok bastırdı.
"Jimin, uyanmalısın."
"İstemiyorum."
Yoongi, gülümsedi ve küçüğün saçlarına bir öpücük daha verdi.
"Ama Jiminie uyanmazsa, kahvaltıya geç kalırız ve bilirsin aç aç lunaparka gidilmez."
Küçük olan, Yoongi'den biraz uzaklaşıp, yumruk yaptığı elleriyle, gözlerini ovuşturdu. Minicik bir bebek gibiydi ve Yoongi onu öpmemek için kendini zor tutuyordu.
"Lunapark mı?"
"Hmhm, lunapark. Sever misin?"
"Tabiki de! Ama gitmek istemiyorum hyung."
Yoongi, nedenini anlasada bilmiyormuş gibi yaptı.
"Ama neden Jiminie?"
"Yorgun hissediyorum."
"Hm, o zaman seni parkada getiremeyeceğim. Ah, ne yazık sana pamuk şekerde alamayacağım."
Küçük olanın gözleri kocaman açıldı. Hadi ama, kim pamuk şeker sevmezdi ki?!
"Pamuk şeker mi?!"
Yoongi, dudağının tek tarafını kaldırdı ve küçüğünü onayladı.
"Hyung, şey...pamuk şeker istiyorum."
Jimin, utandığı için elleriyle oynamaya başladı ve kafasını usulca ellerine indirdi. Yoongi, küçük olanın çenesini narince tutup, kaldırdı ve kendi gözlerine bakmasını sağladı.
Küçük olan, büyüğünün cümlesini umursamayarak, pamuk şekerciye doğru koşuşturuyordu, ta ki ayağı taşa takılana kadar. Düştüğü için canı yanmıştı ve ağzından acı bir inleme çıktı. Büyük olan, küçüğünün kollarından ve dizlerinden akan kanı gördüğünde endişeyle yanına ilerledi.
"Sana sakin ol dedim değil mi?! Neden bir kez olsun beni dinlemiyorsun ki?!"
Jimin, hyungunun kendisine bağırmasıyla irkildi ve ıslak yanaklarıyla dudaklarını araladı.
"Ö-özür dilerim hyung."
Büyük olan, küçüğünün ağladığını görünce derin bir nefes verdi ve minik bedenini kendi kolları arasına aldı. Ardından elleri küçüğünün saçlarını okşamaya başladı.
"Jiminie, sana bağırdığım için özür dilerim. Sadece sana bir şey olmasından deli gibi korkuyorum."
"Önemli değil hyung, artık az önceki kadar acımıyor!"
"Hm, önce seni banka oturtalım ve yarabandı yapıştıralım. Eve gidince, pansuman yaparız. Şimdi sana bir pamuk şeker alıp, geliyorum, bekle beni." . . .
İnstagram:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
prkjmnx: Bugün için teşekkür ederim hyung! <3 @minyoongi
(7.978.213 like, 6 yorum)
*Kullanıcı, yorumları kısıtlamıştır.*
minyoongi: Rica ederim Jiminie, tekrar yapalım! ♡ ↪prkjmnx: Bence de hyung! <3
agustd: Gerçek bir meleksin... ↪prkjmnx: Teşekkür ederim hyung! :) ↪minyoongi: Benim meleğim :) @agustd ↪agustd: Oh.. :/ @minyoongi . . . Oy vermeyi unutmayın!♥️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
