Sarah, Brian Teller'ın evinin önüne çekilmiş şeritin altından geçerek, hüzünlü ailenin salondaki yıkılışına tanıklık ettiği o anlarda, bu çocukları neyin bu hale getirmiş olabileceğini düşünüyordu.
Brian Teller'ın odası evin bir üst katında soldan ikinci kapıydı. Brian'ın cesedi çoktan evden çıkarılmıştı. Oda küf yeşili bir renge boyanmış bir yatak ve bir masa dışında boş sayılabilirdi. Hiçbir kitap, fotoğraf ya da bu yaştaki bir çocuğa ait olabilecek hiçbir şey yoktu.
Tuhaftı.
Odaya öylece göz gezdirdi. Brian kendini asarak intihar etmişti. Whitney gibi onun da cebinden özür dilerim yazan bir not çıkmıştı. Ancak bu özür dilerim birine ithafen değildi.
"Ne düşünüyorsunuz Dedektif?" sorunun sahibi polis memuru Rafi'ydi.
"Bu odada işe yarar birşeyler olmalı... Ailesi konuşabilecek bir durumda mı?"
"Bay Teller konuşabileceğini söyledi. Bayan Teller ise hastahaneye kaldırıldı." henüz 18 yaşındaki oğullarını kaybetmek hayal edilebilecek bir acı olamazdı.
Sarah merdivenlerden inip açık mutfak konseptinde dizayn edilen salonun diğer ucunda, tezgaha ellerini dayamış, yıkılmış olan adamın yanına gitti.
"Kaybınız için üzgünüm." adam kan çanağı içinde kalan gözleri ile başını salladı. "Brian'ın son zamanlarda size garip gelen bir davranışı oldu mu, ruh hali nasıldı?"
Adam kendini suçlu hisseden bir tavırla başını yana eğdi. "Ben itfaiyeciyim. Genelde vardiyalarımdan dolayı Brian ile çok ilgilenemedim, bilmiyorum. Annesi de hemşire onun da ilgilenebildiği söylenemezdi. Brian yalnız büyüdü. Tek çocuğumuzdu." derken kaybetmenin ağırlığı iliklerine işlemişti acılı babanın.
"Anlıyorum... Bugün lunaparka gitmiş, Whitney White ile buluştu. Whitney kendini dönme dolabın tepesinden attığında, Brian'dan özür dileyen bir not çıktı cebinden... Whitney'i tanır mıydınız?"
"Hayır!" dedi tüm şaşkınlığı ile. "Hayır tanımıyorum. Aynı okulda olabilirler ya da bilmiyorum. Brian, part time olarak sinema da çalışıyordu. Belki oradan tanışıyorlardı."
Sarah cebinden çıkardığı not defterini açıp adamın dediklerini yazdı. "12.Bulvarda. Okuldan sonra gece yarısına kadar çalışıyordu."
"Oğlunuzu çok iyi tanımıyordunuz değil mi?"
Adam, bunu gizleme gereği duymadan başıyla onayladı.
"Bize yardımcı olabilecek bir şey aklınıza gelirse, bu numaram..." kartını tezgahın üzerinden adama uzattı.
"Dedektif," merdivenlerin başındaki Rafi'nin yanına yürüdü. "Banyonun tavanındaki bölmede Martin Luther King, Rosa Parks ve yurttaş hakları bildirisi ile ilgili kitaplar bulduk."
Sarah gittikçe daha da garipleşen bu olayın sonucunun nereye bağlanacağını deli gibi merak etmeye başlamıştı. "Brian'ın çalıştığı sinemaya gidelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FALCININ KEHANETLERİ
Mystery / Thriller1971 yazında, Los Angeles'ın kavruk sıcağında ilk görevine başlayan Dedektif Sarah Russel, bir dizi intiharın arkasında yatan tüyler ürpertici gerçekleri araştırmaya başlar. WattpadMysteryTR yarışması haziran ayı kazananı*