Falcının Kehanetleri

50 8 2
                                    

Uzun, uzun yapılan her sorgulamanın ardından, elde ettikleri Sarah'nın tatmin olmasına yetmemişti.

Bu çocuklar neyi neden yaptığını bile bilmiyordu, algıyamıyordu. Yine de inançları uğruna gözleri kararmıştı. Agatha'nın onlara bir anne şefkati verdiğini söylüyorlardı. Onun bu aile için yapamayacağı hiçbir şey olmadığını, kendini feda etmenin, Ay'ın Tanrıçası'na sadakatlerini kanıtlamanın bir yolu olduğuna inanıyorlardı.

Bir travma ortasında doğmuşlardı ve çoğunun bir ailesi yoktu ve sabıkaları vardı. Manipüle edilmeye müsaitlerdi, iyilik ve kötülüğün, doğru ve yanlışın analizini yapamıyorlardı.

Bu çocukların zihinleri, kişiliklerinin değişmediği düşüncesiyle, sistematik bir şekilde, etik olmayan yollarla kontrol altına alınmıştı. Grup davranışı gösterselerde, başlarındaki tek bir kişinin doğruları yolunda ilerliyorlardı.

Bunu kaldıramayanlar ise korku ve endişenin esiri oldukları o anlarda, kontrolü kaybettiklerinde derin bir dehşetin içindeyken hayatlarına son vermenin en iyi seçenek olduğuna inanıyordu.

Violet White, Sarah'nın bulunduğu camın gerisinde, sorgu odasında otururken endişeyle tırnaklarını kemiriyordu.

"Başlayacak mısın?" diye sordu Rafi.

Sarah, alabileceği tüm havayı ciğerlerine çekerken elleri soğumuştu. "Clayton Neelson burada mı?"

Violet'in bulunduğu odaya geçmek için hareketlenmişti.

"Öğleden sonra geleceğini söylemişlerdi..."

Cevap vermedi. Bu işi en kısa sürede sonuca bağlamalıydı.

Sabah saat on sularında, çiftlik evinde bulunan, cinayet silahı olduğu düşünülen bıçakların üzerinden alınan kan örnekleri ve parmak izleriyle ilgili kriminal raporu gelmişti.

Kingston Ailesi fertleri olduğunu savunan, Paul Bennet, Clara Lorente, Rue Harvey, Caroline Shadow, Brian Teller, Whitney White ve birkaç isim daha Hollywood'da yaşanan katliamın failleriydi. Ancak Brian Teller ve Whitney White ve diğer intihar eden iki kişinin ölümünden kimin sorumlu olduğunu hala çözememişti Sarah, ayrıca Agatha'nın tüm bunlarla sınırlı kalmayacağını işaret ettiği son konuşmalarından sonra daha kaç ölümün onları beklediğini düşünüyordu.

Violet'in tam karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu. Avukat yoktu, ses kayıt cihazını açmadan önce, diğerlerine yaptığı gibi onu da mı yalan makinesine bağlamalıydı, bunun kararını veremedi.

Violet White, Whitney'in küçük kız kardeşiydi. Babaları onları çok küçük yaşta bırakıp gitmişti, anneleri ise San Francisco'da bir genelevde çalışıyordu. Ancak, kadın bundan yaklaşık bir yıl öncesinde aşırı dozdan ölmüştü ve Whitney kız kardeşi ile kendine bakabilmek için San Francisco'da bir lunaparkta çalışmaya başlamıştı böylece yolu Agatha ile kesişmişti.

"Evet," diyerek önündeki dosyadan okuduklarından başını kaldırınca Violet'e baktı.

"Ben, bir şey yapmadım." dedi çiftlikte bulduğu ürkek kız çocuğundan farklı olarak. "O kaçıkların hiçbir planına alet olmadım. Zaten bu yüzden beni aralarında istemediler. Whitney kalmak için ısrar etmeseydi..." kimsesizliğin vurgunu boğazını düğümlemişti. "belki yaşıyor olacaktı, belki başka bir şey olacaktı ama bu lanet yerde beyni yıkanmayacaktı."

Violet, 15 yaşında olabilirdi ama hisleri ona yanlış gelen her şey konusunda tetikte olması gerektiğini söylemişti, bu yüzden Whitney ile anlaşamazdı.

"Bana tam olarak her şeyin nerede ve nasıl başladığını anlatabilir misin?"

Küçük kız baş parmağını kemirmekten kıpkırmızı yaptığı parmaklarını ensesindeki saç tutamına doladı. Dişlerinin arasındaki kopardığı deri parçasını ağzının içinde çevirirken, stresliydi.

FALCININ KEHANETLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin