∿Your end is in my hands

649 95 87
                                    

23

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

23. Bölge,
Petra Kapalı Araştırma
Alanı
Laboratuvar

Kan tüplerini koyduğum makineden çıkarırken heterojen şekilde katmanlarına dağılmış olduklarını gördüm. Onları makineden çıkarırken gözüm saate kaydı saat sabah sekizi geçmişti.

Kahvaltıya geç kalacağımı görünce yan sandalyemde elinde tüy ile uyuklayan Jennie'yi dürterek uyandırdım. Anında ayağa dikilirken "Özür dilerim!" Dedi ve etrafına bakıp beni görünce kendini sandalyeye geri attı. İyi ki özel çalışma ortamımız vardı yoksa herkese rezil olmuş olabilirdi. "Ödüm koptu, denetçi geldi sandım..." dedi göz devirirken ve devam etti "Neden daha yumuşak bir şekilde kaldırmıyorsun ki beni?"

"Öpmemi mi tercih ederdin?" Dedim.

"Belki de." İmalı imalı baktı. Çok çalışmaktan giden enerjimi yerine getiren Jennie'ye gülümseyerek baktım. "Kahvaltıyı kaçıracağız." Gözü saate deydi. "Gidelim o zaman."

Elindeki Siyah tüyü sterilize kutuya geri koydu ve benim de tüpleri sırayla yerleştirip ayaklanmam ile laboratuvardan çıktık. Elimizdeki eldivenleri hemen çıkıştaki çöp kutusuna atarak yemekhaneye doğru ilerledik.

Jennie, buradaki arkadaşım diye adlandırabileceğim tek kişiydi. Benden çok daha önce buraya gelmişti ve bir tanınmışlığı vardı. Etrafındaki onca kişiye rağmen benimle samimi olmayı tercih etmişti. Eh kötü de olmamıştı, kocaman araştırma tesisinde baskı altında tek başıma delirmeden edemezdim çünkü hafif bir işkolikliğim vardı. Yalan yok.

Beraber yemekhaneye girip yemeklerimizi aldıktan sonra iki kişilik bir masaya karşılıklı oturmuş hem sohbet edip hem yemeklerimizi yiyorduk. "O siyah tüy." Dedim ağzım doluyken sonrasında yutkunup devam ettim. "Senin ilgilendiğin garibe mi ait?"

"Evet." Dedi.

"Nasıl biri? Yani neyini araştırıyorsun?"

"Sırtında kocaman kanatları var ama kanatların tutunduğu herhangi bir kas veya kemik yok. Tüyler bireysel olarak birbirine, hepsi ise Taehyung'un sırtına bağlı. Tüyleri telekinezi ile hareket ettirip sırtından çıkardıktan sonra başka bir şekile sokup saldırmak için kullanabiliyor." Ağzına pirinç lapasını attıktan sonra devam etti. "Ve evet adı Taehyung."

"Hiç sana saldırmadı mı?"

"Aksine, bana takıntısı var sanırım. Bu yüzden beni, onun araştırmacısı olmaktan aldılar fakat kim geldiyse öldürmekten beter ettiği için geri döndüm. Gerçi şikayetçi değilim, dışarıyla iletişimimizin kesildiği bu yerde bana sevgisini ve ilgisini verebiliyor." Peçeteyle ağzını sildikten sonra aklına bir şey gelmiş gibi geri bıraktı ve konuşmaya devam etti. "Ha bir de yakışıklı tabii." Kıkırdadım. "Sen iflah olmazsın."

Opia / Liskook²Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin