23. Bölge
Petra Kapalı Araştırma
AlanıElimde bol şekerli kahvemle ultra güneşli bir günde Petra araştırma alanının en ortasında yer alan büyük hole doğru ilerliyordum.
Hem derece hem de hissettirdikleri açısından bugün hava çok sıcaktı, ister istemez gülümseyesim geliyordu çünkü buraya geldiğim zamandan beridir ilk defa cıvıldayan kuşları duyabiliyordum.
Derin bir nefes verdiğimde hole ne kadar yaklaştığımı fark ettim.
Burası 23. Bölge araştırma alanının ortasında bulunan çimenliklerin içine mermerden yapılmış yuvarlak bir alandı. Çardaklar, banklar ve büyük güzel bir süs havuzu vardı.
Sanırım burada tıkılı kalan biri için en canlı yer burası olabilirdi, tabii ki yaz aylarında çünkü aldığım bilgiye göre kışın havuzu açmıyorlardı ve etrafta böyle kuş cıvıltıları duyulmuyordu.
Normalde çok uğradığım bir yer değildi fakat bir amacım olduğu için buraya gelmem gerekmişti, kötü de olmamıştı doğrusu. İçime biraz renk geldiğini hissediyordum.
Gözlerim etrafta dolaşırken Jungkook'un anlattığı görünüşte birini arıyordum: Choi beomgyu.
Jungkook'un söylediğine göre genelde bu süs havuzunun etrafında takılır, taşlarına falan otururmuş bu yüzden gözlerim süs havuzunun etrafındaydı.
Açık kahve tonlarındaki saçları olan tatlı suratlı biri gözüme çarptığında sanki amacım süs havuzunun dibine girmekmiş gibi davrandım ve onun yanına doğru yaklaştım.
Doğrusu banklardan çok havuzun etrafında oturan bir çoğunluk vardı, o yüzden çok göze batmadım. Burada araştırmacılar ve garipler iç içe olduğu için sıkıntı yaratacak bir durum da yoktu.
Sadece ona biraz fazla yaklaşmamın onu ürkütmemesini bekliyordum çünkü biraz zayıf ve savunmasız bir tipe benziyordu.
Beni fark etmemesinin imkanı yoktu, ki oturuşunda şekil değişikliği olduğunu görebilmiştim. Gerilmiş olmalıydı? Elimde varlığını unutturmuş olan kahvemden yudumumu alıp onunla iletişimi başlatmak istedim. "Merhaba."
Önce ona mı söylüyorum diye bir etrafına baktı fakat bakışlarımın direkt olarak onu hedef aldığını görünce yanıtladı "Merhaba?"
"Choi Beomgyu değil mi?"
"Evet." Beni sormamıştı, zaten beklemiyordum fakat yine de kendimi tanıtmadan geçmedim. "Ben, Lisa." Dedim ve havuzun mermer taşına kıçımı yasladım. O ise havuza dönük bağdaş kurmuş bir şekilde oturuyordu, ikimiz de zıt yönlere bakıyorduk.
Sadece ikimizin duyacağı bir şekilde konuşmaya özen gösteriyordum. "Yardımına ihtiyacım var." Pek ilgisini çekmiş gibi durmuyordu, daha çok 'amacım çürüyene kadar burada oturmak, başka bir şey yapamıyorum zaten' gibiydi. E haklıydı da. "Pek bir yardımım dokunmaz." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Opia / Liskook²
FantasyDövmeli dev gibi cüssesi ile tam karşımdaydı şimdi. Ona dokunmam yasaktı öyle değil mi? Eğer kendimi tutamazsam, İşte o zaman ölümümün nasıl olduğunu öğrenmiş olacaktım. Lalisa Pranpriya Manoban & Jeon Jeongguk