2.BÖLÜM:BİLMECE

173 3 1
                                    

Carol’ın ölümünün akşamında Holmes oldukça düşünceli  ve sessizdi.Öyle ki piposuna bir kaktüs gibi davranıyordu.Dıştan beğenilemez ama içindekine ihtiyaç duyulur gibi bir havayla yere attı.Holmes ilk defa piposu olmadan bir şey okurken görüyordum.O odasına gittikten sonra ”AHR 9340” Hidrolik kol ve silah projesini bir kerede ben hatırlamak istedim.Holmes ün koltuğuna geçtim.Aynen şunlar yazılıydı;
“ …….Proje üzerinde çalışalı tam 1 ay oldu.Hala kesin bir sonuç elde edemedim.Bana saf ve güçlü bır denek lazım.Hidrolik kolun demir ile yapılması oldukça maliyetli ve zor bir iş.Benim aklımda platin var.Çalışmamı sürdürüyorum,.......yönden eksiğiz.Ama ……. iz yeterli.İlk denemem başarızlıkla sonuçlandı.İkinci denememden ve K.Fırtına dan umutluyum.........Baş....”
Bu Dr.Knight ın sonunu getiren yangından kurtardığımız çoğu az yazılı kanıttan biri.Carol ın sözleri ile bu kurtarınlan az sayıdaki yazılar adeta bir yapboz gibi birbirine uyuyor.Peki ya bu not kime yazıldı ? Bunların hepsi büyük bir bilmece.Vakit geç olmaya başlayınca koltuktan kalkıp Holmes ı kontrol ettim ve yerime yattım.Gece yarım yarım Holmes ün seslerini duyuyor gibi oluyordum.Ve uykuya geçene kadar tüm davayı birleştirmeye çalıştım.
Sabah beni Holmes uyandırdı ve Bayan Mendrick in evine gitmek istediğini ve hazırlanmam gerektiğini söyledi.Sabah 09:00 trenine yetiştik.Wilson caddesinin sonundaki siyah çatılı evin bahçe kapısından yine o aynı yavaş adımlarıyla içeri girdi.Eve girdiğimizde ne yaptığını bildiği oldukça emin yüz ifadeleriyle Bayan Mendrick i süzdü.
-Bayan Mendrick,öncelikle davayı neredeyse çözdüm.Son bir şey kaldı.Sanırsam bu evin bir bodrumu olması lazım ve kuşbakışı şekilde planda evin eninden bodrumun eni daha büyük olası lazım ?
Bu sözlerden sonra kadının gözleri olabildiğine büyüdü.Bu tarz eski ve köklü evlerin bırakın planını yapı malzemelerini bile bilmek neredeyse imkansızdır.Şaşkınlığını gizleyemeden Holmes;
-Yerini gösterebilir misiniz hanımefendi.
-Ee..El.....Elbette Bay Holmes.
Hemen dışarda bulunan alt kat girişine yöneldik.Hızlı hareketlerle kilidi ve kapıyı açtıktan sonra Holmes hemen atılarak içeri daldı.Tavan zemine normalden yüksekte olduğu için bir bakıma mahzene benziyordu.Ama odaya girildiğinde göze ilk tavandaki sızdıran su borusu hitap ediyordu.Holmes oldukça dikkatli bir şekilde piposunun ucu ile duvar ile borunun birleştiği bölümü kontrol etti ve duvarın bahçeye uzanan bölümünü inceledi;
-Hadi Watson burada işimiz bitti.Acele edersek Nordwich Fırınından taze çörekler çıkmadan yetişiriz.
Böyle bir durumda bu söz biraz hoş değil gibi görünsede Holmes in en iyi kaçış cümlesidir.Hanimefendiye teşekkürlerimizi sunup evden cıktık;
-Watson,Sanırım pipomun küçük parçasını bodrumda düşürmüşüm izninle.Sen fırına git dostum.Sakın benim Elmamı Çöreklerimden yeme.
Yollarımız ayrıldıktan sonra havanın güzelliğine aldanıp uzun bir yürüyüşe başladım.Holmes piposunun bırakın parçasını elinde olsa dumanını bile kaybetmek istemez.Acaba nasıl böyle dikkatsiz oldu.İçimden Holmes e neler olduğunu düşüne dururken fırına 3 blok kalmıştı.Aniden gözlerim çok garip bir şeye şahit oldu.Carol un isimlerini verdiği ve tarif ettiği Kör ve Topala benzeyen ve aynı zamanda otel vakasındaki adamlarla aynıydılar.Hemen kendime onların beni göremeyeceği bir yere saklandım.4-5 dakika sonra Topal sessizliğini bozarak bir şeyler fisıldadı.Onlara uzak olduğumdan hemen konum değiştirerek duyabileceğim bir yere geçtim.Malesef sadece son kelimelerini durabilmek üzücü idi."...... kancası kırılmış" sözlerini Topal tekrar suskunluğunu bozana kadar tamamlamaya çalıştım.Fakat becermemiştim neyse en azından Topal konuşkan çıktı ;
-Patronun ne yapmaya çalıştığını anladım fakat dostum bu iş hiç bana göre değil.
Topalın düşüncelerine sadece mimik ve jestleriyle karşılık veren Kör beni hayli endişelendirdi.Bir zamanlar üst düzey insanları korurken simdi belkide öldürüyor.Bu bir hainlik sayılır.Acaba onu bizim tarafimıza çevirebilir miyiz ? Sonuçta bir kere yaptıysa bir daha yapmaktan çekinmez.
Daha sonra köşenin Doğu tarfindan bir gölge göründü.İnce ama düzensiz bir ses bir şeyler fısıldadı.Topla ve Kör ün aniden toparlanıp köşeyi dönmeleri garip gibiydi.Daha sonra bir araba sesi duyuldu.Biraz daha durduktan sonra tam köşeyi dönecekken yerdeki hala yanan sigara izmaritini gördüm.Sigara adeta bıçak ile kesilmiş gibiydi.Topalın yüzü bana donuk öldüğünden bu tarafa sadece Kör izmaritini atatbilirdi.Ama asıl soru bu izler nasıl böyle düzenli ve derin olduğuydu.Isırma eyleminde sigara en kötü ihtimalle bükülürdü.Oldukça çok değişken vardı.Kanıtı yanıma aldım ve köşeyi döndüm.Saate baktığımda buluşmamıza 10 dakika vardı.Hızlıca fırına gittim.Güzel çörekler ve poğaçalar aldım.Holmes ün istediklerinden de tabi.Sürekli olayları düşünmekten başıma ağrılar giriyordu.Holmes acaba bunu nasıl beceriyor.Daha sonra fırında gelmesini beklemeye koyuldum.Bir süre sonra kapıdan bizim emekçimiz ve aynı zamanda Holmes un çok değerli pipo tamircisi girdi.Bill Smith,beni görür görmez o yeşil eski ordu tipi çantası ve kirli sakalıyla yanıma gelerek selam verdi;
-Sizi burada görmek çok güzel Doktor Watson
-Sizide Bay Smith.Uzun zaman oldu ha eski dostum.
-Uzun mu ? Daha 2 gün önce sabahın köründe dükkanımdaydınız.Hatta siz rahatsız olduğumuzdan at arabasında durdunuz.Aklıma gelmişken buyurun Bay Holmes ün piposu.Ona idare etmesi için verdiğim pipoda hediyem olsun.
Şaşkınlığımı saklayamadım bile.Daha sonra aklımda bazı şeyler canlandı.Ama çözüm hala bir sifre.;
-Doktor Watson............Doktor.........Dok
-Sey.....evet....teşekkürler kendisine iletirim.
-Önemli değil iyi günler.Aman soğukta durmayın.
-Durmam sağolun.
Bay Smith gittikten sonra sersemledim ve olay kafamda bambaşka bir boyuta geldi.Holmes bana belli etmeden acaba nasıl gitti.Gece belli belirsiz Keman sesleri.Takırtılar ve Kırılma sesleri.Bir süre bu konularla birlikte oturup durduk.Beni mağlup eden bu konulardan sonra eve doğru yürümeye başladım.Ev kapısına kadar Holmes den en çok bilgiyi alabilecek ve geçiştiremeyeceği soruları ve konuşmamı hazırladım;
-Holmes........Holmes......Holmes
Evin hiçbir yerinde Holmesden bir ipucu yoktu.Çılgınlık derecesindeki öfkem ve şaşkınlığım biraz dinmişti.Birazdan geleceğini umarak şöminenin karşısında dosyaları karıştırıyordum.Holmes verdiği bir randevuya asla geç kalmaz yada haber vermeden gelmemezlik yapmazdı.Bu değişkenler insanın aklını ister istemez kötü sonuçlara doğru itiyordu.Şöminenin sıcalığı ve belgelerin sıkıcılığı insanı daynamıyacağı bir düşman olan uykuya yenik düşürüyordu.Bende her insan gibi mağlup olduktan sonra 8:30-9:00 gibi uyandım.Tabi ki aklıma ilk Holmes un eve gelip gelmediği dank ediyordu.Hemen toplandım ve elimi yüzümü yıkadım.
-Holmes,Holmes..
Mutfağa doğru yürümeye başladım.İçerden güzel kokular geliyordu.Kapıdan hızlı adamlarla girdim.Ve Holmes daha önce onu görmediğim bir halde kahvaltı hazırlıyordu.
-Holmes ?
-Günaydın dostum.Güne en güzel baslangıç kahvaltıdan geçer.
Diyecek pek birşey bulamadım.Kahvaltı sofrasına geçtim.Holmes evde yokken ona soracağım soruların hepsi saçma şekilde yetersiz göründü.Ama gerçekten bu durum karşısında sessizliğini daha fazla koruyamadım;
-Zamanlama yeteneğinin aksine yemek yapma yeteneğin gelişmiş Holmes.
-Teşekkürler Watson
-Bu mu yani arkadaşlığımız ? Bu mu ?
-Dostum Watson bunca yıllık arkadaşlığımızı sarsmak için böylesine küçük bir mevzu yeterli mi ?
Bir süre düşündükten sonra haklı olduğunu anladım.O sinirli halinden eser kalmamıştı.Oldukça durgun ve birazda mutlu olmaya başlayınca aklıma gidiş yolundaki olay ve Bay Smith ile muhabbetimiz aklıma geldi;
-Eğer bir daha olursa bütün çöreklerini yerim.
-Ama bu kurallara aykırı.Çöreklerim oyun dışı.
Bir anda Bay Smith ile konuşmamız aklıma geldi ve yüzüm biraz düşmüştü.Holmes ün beni iyi tanımaşının da tecrübesiyle sanıyorum aklımdan geçeni soruya döktü;
-Dün yollarımız ayrıldıktan sonra ilginç bir şey oldu mu ?
-Ha evet o konuda ilginçlik daima izimdedir bilirsin dostum.Fırın yolunu yürümeye karar vermiştim.Oldukça huzurluyken aniden Doğu yakasındaki Night sokağında.....
-Kör ve Topalı gördün.
Bunu nasıl bile bildiğini sorgulamadım.Çünkü onunla tartışmak anlamsızdı.
-Evet Holmes ama neler duyduğumu tahmin etmen imkansız.İlk basta konuşmalarının son kelimelerini duyabildim.Aynen şunları dedi  "...... kancası kırılmış" .Daha sonra köşeden bir gölge göründü ama dediği şeyi duyamadan hepsi köşeyi dönüp gitti.Asıl dikkatimi çeken ise gölgeyi farkettikten sonra toparlanma katıydı.Yani küçük bir çete olmadıklarını düşünüyorum.Bence işimiz bu sefer daha zor çünkü karşımızda büyük bir örgüt olabilir.

Sherlock Holmes:Kötüler Asla UnutulmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin