Gece çökünce Wilbur, eskiden gittiği parka doğru ilerledi.
Tüm çocukluğu neredeyse burada geçmişti. Sokak lambalarının aydınlattığı bir parkta.
Schlatt ile de ilk defa burada oyun oynamışlardı.
Sahi, Wilbur buralardan gittikten sonra çoğu şey değişmişti.
Wilbur yine de Schlatt'ı merak ediyordu. Onu sürekli görmek istiyordu.
Yıllar sonra, değişmiş miydi? Değiştiyse ne kadar değişmişti? İyi miydi? Neredeydi? Neden Wilbur ve O şuan görüşemiyordu? Neden? Neden.. Neden?!
Bu minik öfke patlaması sırasında Wilbur, sallancağın üstündeydi, oturuyordu.
Gözleri kapalı bir şekilde hayal ediyordu, Schlatt nerelerdeydi?
"Wilbur..?"
"Sesin yine beynimin içinde yankılanıyor.. seni tekrar görebilmek istiyorum."
"Wilbur, bu sen misin?"
"Evet, buradaydım. Buralara sırf seni görebilmek için bile gelmiştim ama sen yoktun.."
"Wilbur, iyi misin?"
"Değilim hayalim.."
"Wilbur, gözlerini aç."
"Gözlerimi açarsam, yine seni duyabilecek miyim..?"
"Hayır Wilbur, daha iyisi. Görebileceksin."
Wilbur gözlerini yavaşça açtı.
"Yalancı.."
Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı, hıçkırıklara boğulmuştu.
"Siktiğimin orospusu, hepsi senin yüzünden!"
Diye bağırdı. Gözyaşları hala durmuyordu. Sesi titrekti ama yine de bağırıyordu.
- Yıllar Öncesi -
"Wilbur, geç otur şuraya."
"Efendim anne?"
"Geç otur dedim."
Wilbur sandalyeye oturur ve annesini dikkatla dinlemeye başlar.
"Wilbur, biz babanla artık anlaşamıyoruz. Özellikle de senin yüzünden."
"Ne? Neden benim yüzümden?"
"Şu Johnathan isimli çocuk ve ona duyduğun ilgiden haberim var."
Wilbur, kafasına mermi isabet etmiş gibi bir tepki vermişti.
"Sen nereden.. biliyorsun?"
"Biliyorum Wilbur, neyseki babanla sen buradan def olup gideceksiniz."
"Ne? Nereye?!"
"Başka bir şehire, Onlardan uzak neresi varsa!"
"Anne.. ciddi konuşacağım, Ben Schlatt'ı seviyorum ve bizi neden ayırmak istediğini anlamıyorum."
"Saçmalama Wilbur, hastasın sen."
Annesi Wilbur'u odasına postalamıştı. Wilbur o gün dışarı bir yolunu bulup kaçmıştı ve Schlatt ile buluşmuştu.
"Schlatt!!"
Wilbur, Schlatt'ın arkasından koşarken nefes nefese kalmıştı.
"Aa, Wilby-!"
"Schlatt ben.. ben gidiyorum.."
"Ne? Nereye?"
"Uzaklara. Ama sana söz veriyorum, seni tekrardan bulacağım!"
"Wilbur.."
Schlatt üzülmüştü, gözleri dolmuştu ama hiçbirşey yokmuş gibi davrandı. Cebinden bir kolye çıkarttı.
"Wilby, bunu al."
"Ne? Bu nedir?"
"Bu kolye. Bu kolyenin bizi birbirimize bağlayacağına inanıyorum."
Schlatt'ın Wilbur'a verdiği düz siyah bir tasma kolyeydi.
Schlatt'ta ise bunun aynısının kırmızı ile koyu kırmızı arasındaki bir rengi vardı.
"Teşekkürler Schlatt.. benim gitmem gerekiyor."
"Görüşürüz Wilby, seni tekrar ne zaman görebilirsem.."
(Schlatt)
(Wilbur)-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neck Tie | SchlattBur |
FanfictionKitapta "kim götümü elledi benim" havası var. Kitabı okumadan önce, açıklamayı tamamen okumanızı öneriyorum. ~ "Wilby, bunu al." "Ne? Bu nedir?" "Bu kolye. Bu kolyenin bizi birbirimize bağlayacağına inanıyorum." "Teşekkürler Schlatt.. benim gitmem g...