*medyadaki şarkı benden Ateş ve Barış'a...
davet için giyecek bir şey bulmalıydım. Barış'ın beni giydirmek için getirdiği mağazada kendime göre bir şeyler arıyordum lakin her sey cok maskülendi. barış ise kendine göre bir takım elbise seçmiş ve kabine gitmişti. cok geçmeden gözüme bej saten bir gömlek takıldı ve hemen alıp üstüme geçirdiğim. taktığım aksesuarlar ve arkadaşıma yaptırdığım geçici dövmeyi iyice babamın gözüne sokmak için ilk iki düğmemi açık bırakmıştım.
barış ise denediği ilk takımı üstüne geçirip gelmişti. erkeksi vücuduna yapışan o beyaz gömlek ve kemer aksesuarı benim dürtülerimi tetikliyordu.
birlikte arabaya binip davetin yapılacağı o lüks mekana gelmiştik. yine gösterişten yanaydı, o kadar yalan dolanla aldığı yılın iş adamı ödülü için bir davet bile veriyordu. keşke sorsalardı oğlunun kaç kere doğum gününü kutlamıştı. bunları aklımdaki seslerden duydukça delirecek gibi oluyordum. barışla gözden uzakta bir masaya geçtik. canım babacığımın daveti olduğu için istediğim kadar viski içebiliyordu. birde o viskileri onun pahalı halılarına dökmek zevk veriyordu. Barış bu yaptığımı gördükçe gülüyor şarabını yudumlamaya devam ediyordu. bir sunucu bozuntusu sahneye çıkmıştı bile. "Şimdi sahneye konuşmasını yapması için hem davetin sahibi hem de yılın iş adamı Rasim Atacan' ı çağırıyorum."
"Bu önemli gecede bizlerle burda olduğunuz, bana bu ödülü layık gördüğünüz için hepinize minnettarlığımı sunarım. yeni projelerimden bahsetmeden önce gazeteci arkadaşlarımızın sorularını cevaplayalım."
"Rasim Bey, son zamanlardaki lgbt etkinliklerinden birinin otelinizde yapılacağı konuşuluyor bu doğru mu ve bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?"
"Bu olay kesinlikle doğrudur. Lgbt sürekli desteklediğim ve savunduğum bir konu olmuştur. Gençlerimizin özellikle etkinlik gösterdiği bu konuda unutmasınlar ki en büyük destekçisi benimdir."
"SİKSİNLER SENİ BE!" diye bağırmamla mikrofonlar, kameralar ve gözler bana döndürüldü. "Seni siksinler Rasim Atacan. sen değil miydin oğlun eşcinsel diye o terapiden bu terapiye sürükleyen? ya da kadın haklarını savunup karısına 'senin doğurduğun cocuk anca böyle ibne olur' diyen, hangisiydin sen?" derin bir soluk alıp üstüne yürümeye başladım.
"Düşünüyorum da sen benim gibi bir oglun oldugu için ne kadar kendine acıyorsan bende senin gibi bir babam oldugu için kendime acıyorum. çünkü arkadaşlarım nasıl olsa babam beni destekler dediği seylerde ben sen öğrenip kızma diye her seyi kendim halettim. sana en içten dileklerimde bulunup cehennemde buluşana kadar sakın karşıma çıkma demek istiyorum." dedim sigaramı yaktıktan sonra kibritimi yere atarken. sonrasında hiç beklemediğim bir şekilde halıya döktüğüm viskiler yuzunden birden her yer ateşler içinde kalmıştı. herkes koşuşturuyor ve dışarı çıkmak için bir yol arıyordu. benim ateşler içinde aradığım tek sey ise Barış'tı. ateşler içinde koşarken birden onun gövdesine çarptım. "Ateş, siktir iyisin. sana bir sey oldu diye korktum."
"iyiyim. sen iyisin değil mi?"
"kafamdaki sesleri dinlersem daha iyi olacagım."
"seninde mi kafanın için cinayet planları dönüyor?"
"daha farklı şeyler." dedikten sonra dudaklarını dudaklarıma bastırdı. onu geri itebilirdim ama bunu asla yapmak istemiyordum aksine daha da emiyordum dudaklarını. suan sanki alev alev yanıyordum. siktir, siktir. zaten alevler içindeydik ve alev alev yanıyorduk. "benimle yasamaya veya olmeye var mısın barış?"
"her seye varım." demesiyle elini kavradım ve arkada bulunan çıkışa koşmaya başladım. mekandan çıktığımızda yangının ne kadar büyüdüğünü görmüştüm. bu istemsizce kahkaha atmama neden olmuştu. "aklımdaki sesler bile bu kadar güzel bir faciaya neden olamazdı." dedim kahkaha atarken. yanımda soluklanan Barış ise deliymişim gibi bakıyordu, evet öyleydim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
toxic (boyxboy)
Romance"peki ya bu gördüğünü söylediğin seyler kulağına bir seyler fısıldamıyor mu?" dedi kaleminin arkasını dudağına götürürken "fısıldamaz olurlar mı?" dedim yere bakıp sırıtırken.