göz göze geldikten sonra, kıvırcık okyanusun arasından kurtulmam imkansızdı.
beni içinde dolayıp nefes nefese bırakacak biçimde sıkıştırdı.
bu yüzden ben hareket edemedim.
o yanıma geldi.
"neden ağlıyorsun?" boğuk sesi, beni saçlarının oluşturduğu sarmaşıktan bir çırpıda çıkardı.
maskeden dolayı geliyordu boğuk sesi?
yoksa
ağlamaktan mı yıpranmıştı güzel sözleri?"ağlamıyorum," dedim gözlerimi dikerek.
"ağlayan sensin.""ben mi?" kaşları havaya kalktı. "her gözyaşı akıtanı ağlıyor mu sanıyorsun sen?"
sustum
gözyaşları hala yanaklarından süzülüyordu.
"gözyaşı düşüren herkes ağlamaz, sarışın.
gülümseyenin herkesin aslında gülmediği gibi."bence sen,
uzak bir diyarda,
hiç yaşanmamış mevsimlerde,
sevilmemiş,
sulanmamış,
açmamış,
çiçek gibisin.bence sen,
dönme bir dolapta,
başı dönerken dönmeye devam eden,
en sonunda sıkılıp,
dönmekten dönen,
çocuk gibisin.bırak dönsün başımız,
yeter ki sen yanımdan gitme.ben mutluluktan ölemem belki,
ağlayışlarımı gülümsetme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sakuatsu ー broken hearts station
Fanfictionben, senin kalp kırıklıklarının her bir parçasını öpebilirdim. sen sadece, kalp kırıklıklarını öpmeyi seçerdin. - sakusa & atsumu