ii.

260 41 9
                                    

oğlanın dalga dalga kara deniz saçları, her burun çekişinde kıyıya vuruyor.

aynı zamanda kalbime...

hayır. yine olmasın.

"biraz daha iyi misin?" diye sordum omuzumda dinlenen bedene.

"hayır," dedi. "ve muhtemelen hiçbir zaman da olmayacağım."

omuz silktim. "ihtiyacım da yok zaten. yaşamak için tek yapman gereken yemek, içmek ve uyumak."

kıkırdadı. "bu yüzden mi hiç tamir ettirmedin kırık kalbini?"

bunu söylediği anda hiç de tahmin edemeyeceğim bir şey oldu.
bir daha gözyaşı akıtmayacağını düşündüğüm gözlerim, beni kandırmak istercesine doldu.

"ondan değil," dedim. "kimse tamir etmek istemedi sadece."

kafasını omuzumdan kaldırdı. "peki, sen sormadın mı kimseye?"

"sordum, sordum tabii.
ve her soruşumda, bir kez daha kırıldım." kafamı salladım. "dedim ya, alıştım artık."

alıştım artık.

kırmızı çayımı karıştırırken düşünüyorum hep.
şiddetli fırtınalar boşu boşuna kaplıyor gökyüzünü.
içkime can veren yaprak olmadığı sürece,
ne anlamı var ki yıldırımların?

sakuatsu ー broken hearts stationHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin