"kim kırdı kalbini," diye sordum.
"gerçek sevgi."
dudaklarımı büzdüm. "bunun için mi ağlıyorsun?"
burnunu çekti. "ben senin gibi değilim,
acıda yeniyim.""merak etme, alışacaksın." tekrar gülümsedim. "bak bana, artık hiç üzülmüyorum!"
yorun bakışlarıyla gözlerime baktı.
( gözleri çok güzeldi. )
"ben öyle olduğunu düşünmüyorum ama," dedi.
durdum.
"gözlerinle görmeyi öğren o zaman,
ruhunla bakarak yaşarsan insanların içindeki kırgınlığı görürsün.
ve onların kırgınlıklarına bakarsan,
daha çok üzülürsün."bir şey demedi.
devam ettim, "gözlerinle gördüğünde, üzüntümü göremezsin. ben iyi bir oyuncuyum." ellerimi kaldırıp akmaya devam eden gözyaşlarını sildim. "fakat haklısın, hüzün hüznü tanır. belki de bu yüzden fark ettik birbirimizi."
"o beni sevmiyor," hıçkırarak daha çok ağladı. "hiçbir zaman sevmeyecek."
tebessüm ettim. "hiçbir zaman sevmeyecekler."
hüzünümü gören tanrı,
benimle birlikte ağlıyor.
ve gözyaşlarını silmeye çalıştığım her anda,
beni öldürmeye çalışıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sakuatsu ー broken hearts station
Fiksi Penggemarben, senin kalp kırıklıklarının her bir parçasını öpebilirdim. sen sadece, kalp kırıklıklarını öpmeyi seçerdin. - sakusa & atsumu