~Twenty seven~[F]

79 8 0
                                    

Bir kaç gün sonra

Mingi,Yeosang ve diğerleri güzelce kahvaltı etmişlerdi ve şimdi de salonda hep beraber bir şeyler izliyorlardı.

Kapı zili çaldığında Seonghwa ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerledi.

"Siz oturun ben bakarım."

Seonghwa kapıyı yavaşça açtığında gördüğü surat ile kaşları çatılmıştı.

"Günaydın hyung..."

"Günaydın Wooyoung."

"Şey,içeriye girebilir miyim?"

"Girebilirsin."

Seonghwa kapının girişinden çekildi Wooyoung'un geçmesi için.Wooyoung çekingen adımlarla içeriye girdi.Salona girdiği an,Mingi'nin kucağında uzanan Yeosang korku ile ayağa kalkmıştı.
Wooyoung boş bir yere oturduğunda Yunho televizyonun sesini kıstı.

"Hoşgeldin Wooyoung,bir şeyler içer misin?"

"Hayır hyung,teşekkürler almayayım."

Seonghwa eski yerine geri oturdu.

Ortam sessizleşirken,bu sessizlik herkesi fazlasıyla geriyordu.Wooyoung ne konuşacağını ölçüyordu kafasında,Yeosang ise ne diyeceğini merak ediyordu kardeşinin...

"Senden özür dilerim Mingi.Kardeşimi mutlu edemeyeceğini düşünmüştüm çünkü başkalarından duyduklarım beni etkilemişti.Ama bir kaç gün önce sizi avmde gördüm ve...o kadar mutluydunuz ki eve gidip düşünmeme yol açtı bu."

Herkes sessizce ve dikkatlice Wooyoung'un dediklerini dinliyordu.

"Sonra fark ettim ki ben sadece senin hakkındaki dedikodulara inanmışım.Sen aslında benim bildiğim gibi deģilmişsin...Sen benim kafamda hep Playboy gibiydin, Yeosangımı da kullanıp atarsın diye korktum ama gerçeği öğrendim."

Yeosang gözleri şaşkınlıkla açılırken elinde hissettiği el ile hemen eli tutmuştu. Rahatlamaya ihtiyacı vardı ve Mingi bunu elinin üzerini başparmağı ile okşayarak çok iyi yapıyordu da.

"O fotoğrafınızı da Minho çekmiş...Aramızı bozmak için ve sırf sen benden uzaklaş diye.
Buna kandığım ve sizi üzüp evden kovduğum için gerçekten özür dilerim.Ben...çok pişmanım.Yeosang benim her şeyim ve onsuz yapamıyorum.Yeosang ve Mingi lütfen affedin beni."

Wooyoung bir anda ağlamaya başladığında Yeosang ayağa kalkıp koşarak Wooyoung'a sarılmıştı.Sıkıca sarılıp Wooyoung'un başını göğsüne yasladı.

"Ağlama Woo lütfen ağlama."

Wooyoung gözyaşlarını silerek başını kaldırdı siyah saçlı çocuğun saçlarına koydu ellerini.

"O kadar yakışmış ki sana...Daha da güzel olmuşsun."

Yeosang gülümseyerek Wooyoung'un yanaklarını öptü.

"Eh madem aranız düzeldi bu güzel bir şey hadi bir şeyler içelim."

"Umarım bir şeylerden kastın alkol değildir Hongjoong?Son günlerde alkolik gibisin seni odaya almam."

Herkes Seonghwa'nın son dedikleriyle kahlaha atmaya başladılar.

Ortam,gerginliğini mutluluğa bırakmıştı.

Yeosang ve diğerleri Wooyoung'u affetmişlerdi.Hepsi fazlasıyla mutluydu artık.










Şükür bitti artık...Neyse başka ficlerde görüşürüz.

Bir de şey ben iki hafta sonra mı ne üniversite sınavına gireceğim pek online olmayabilirim. Ve de bu akşamdan itibaren başka bir sınav için de hazırlanmam gerek.Baya sıkı bir program hazırladım ve wattye ayıracağım saat en fazla 1 saat...
Bunun için üzgünüm ama hayallerime ulaşabilmek için sıkı çalışmam gerek.

Hayallerinizin peşini asla bırakmayın💛🐣

Kendinize dikkat edin .

Görücü Usulü //MinSangWhere stories live. Discover now