Jeon Jungkook ve Park Jihyun aynı okulda okuyan iki kavgalı öğrenciydi. Sömestr tatili için düzenlenen kış kampında ikisinin eşlenmiş olması öğretmenlerin işi olsa da Jihyun onlardan biraz daha zekiydi sanırım. Çünkü o kampa kendisi gitmek yerine ik...
Jihyun eve girer girmez çantasını odasına atmış ve koşarak ikizinin odasına girmişti.
"Jimin-ah~ bebeğimmm"
"Ne istiyorsun Jihyun?
Jihyun kardeşinin yatağına otururken, alınmış gibi yaparak konuştu."Aşk olsun. Ben sana sadece bir şey istemek için mi sesleniyorum ya?"
"Hayır ama sadece bir şey isteyeceğin zaman bebeğim diyorsun."
"Her neyse konumuz bu değil... Senden bir şey isteyeceğim."
Jimin bilmiş bir ifadeyle ikizine baktı. "Biliyoruuum"
Jihyun göz devirip iyice yatağa kuruldu. "Bak şimdi sömestr tatiline girdiğimiz zaman, okul bir haftalık kamp düzenliyor bizim için." Jimin devam etmesi için başını sallayınca anlatmaya devam etti. "Ama kampta hocaların eşleştirdiği kişiler ile birlikte kalıyoruz. Bana lanet Jungkook çıktı."
Jimin kendini tutamayıp gülmeye başlayınca Jihyun sinirli bir şekilde bakışlarını kardeşinin üstünde gezdirdi. "Desene bir hafta yiyeceksiniz birbirinizi"
"İşte sen bana yardım edeceksin canım kardeşim."
"Ne yardımı??"
"Benim yerime o geziye sen gideceksin..."
Jimin duyduğu cümle ile kocaman olmuş gözlerini Jihyun'a dikti. "Ne demek sen gideceksin?"
"Ya bir haftacık benim yerime geçeceksin işte"
"Jihyun... Bu senin yerine sınava girmem gibi bir şey değil ki. Hem ben beceremem biri ile kavgalı olmayı. Bir hafta saklayamam da böyle bir şeyi."
"Ya Jimin ne olur birtanecik ikizim benim... İstediğin her şeyi yaparım yeter ki beni o salakla aynı yerde bırakma."
"Bilmiyorum... Ben yapamam ki. Ya anlarlarsa. Hem sarı benim saçlarım."
"Ya boyadım dersin saçların için. Ayrıca yaparsın canım ne olacak. Toplu alanlarda Yoongi ile takıl çok konuşma kimseyle. Hiçbir şey olmaz merak etme. Bak sen bunu yap bir ay istediğin her şeyi yaparım"
"Babamlara ne diyeceğiz?"
"Onu ben düşünürüm merak etme sen."
"Tamam o zaman. Ama bir şey olursa seni ararım ne yapmam gerektiğini söylersin."
"BİRTANESİN SEEEN" Jihyun bağırarak kardeşine sarılmış ve birlikte yatağa devrilmelerini sağlamıştı. "BOĞULDUM HAYVAN"
✌🏻 ✌🏻 ✌🏻
"Neden senin yerine Jimin gidiyorsun Jihyun?"
"Şey baba... Jimin daha önce böyle kalabalık bir kampa katılmadı. Bir de kış aktivitelerini sever biliyorsun. Ekstra birini getirmek yasak yanımızda. O yüzden benim yerime Jimin gidecek işte."
"Jimin, emin misin oğlum?"
"Evet baba. Hem eğlenceli olacak bence."
"Tamam öyle diyorsan... Ama dikkat et ve en ufak sorunda ara beni"
"Tamam~ kkk"
"Ya aşk olsun baba. Jimin yerinde ben olsam bana ne halin varsa gör dersin." Jihyun'un çıkışmasıyla herkes gülerken, Jihyun yanaklarını şişirmiş babasına bakıyordu.
"Jimin için endişeleniyorum, çünkü biliyorsun ki vücudu hassas çabuk hasta oluyor ve çoğu hayvandan korkuyor. Sana gelinceee... Sen kampa gitsen senin için değil, ormandaki hayvanlar için endişeleniyorum."
Babalarının cümlesinin ardından evi Jihyun'un mızmızlanmaları ve kahkahalar sarmıştı.
✌🏻 ✌🏻 ✌🏻
Sonunda sömestr tatili gelmiş ve şu an Jimin elinde bavulu ile okulun behçesinde etrafa bakınıyordu. Çok yabancı hissediyordu. Okuldan sadece Yoongi'yi tanıyordu.
