Sözde hemen bölüm gelecekti..
Bir türlü vakit bulup yazamadım:( neyseki bundan sonraki bölümlerin taslağı hemen hemen hazırr
Yorum sınırı: 80 (rahat geçersiniz diye umuyorum)
İyi okumalarr💙
✌🏻✌🏻✌🏻
Jimin saçına son kez spreyi sıktıktan sonra aynadaki görüntüsüne bakıp gülümsedi. Sevgilisine ufak bir oyun oynamak için saçlarını sprey boya ile boyamıştı. Şu an Jihyun ile saçları aynıydı, sevgilisinin kendisini ayırt edip edemeyeceğini merak ediyordu. Tabi ardından ufak bir sürprizi de vardı sevgilisine. Seveceğini umuyordu..
Bugün Jungkook film izlemeye gelecekti ve Jihyun biraz ona oyun oynamaktan zarar gelmeyeceğini düşünüp böyle fikir sunmuştu. Laf aramızda ikisi artık anlaşıyor gibilerdi, tabi hala atışıyorlardı ama bu onlar için günlük spor gibi bir şeydi.
Saçında herhangi bir açıklık kalıp kalmadığını kontrol ettikten sonra aşağı indi. Bayan Park salona gelen oğluna baktığında ilk başta dikkatini çekmese de biraz daha incelediğinde gerçeğin farkına varmıştı. "Jimin-ah? Yine mi boyadın saçını bebeğim? Dün yaptırdığın çok güzel olmuştu neden değiştirdin yine?"
"Jungkook'a ufak bir şaka yapacağız, bizi ayırt edebilecek mi onu merak ettik. Hem sen nasıl anladın ya?" Jimin'in kaşlarını çatıp dudaklarını büzmesiyle annesi de kaşlarını çatmıştı. "Seni ben doğurdum eşek, tabii ki anlayacağım."
"Jungkook anlar mı?" Jimin düşünceli bir şekilde sorunca annesi omuzlarını kaldırıp indirdi.
"Bilmem, ama anlamasa bile çocuğa salak salak trip atma sakın. Siz okula başlayana kadar bile baban hala sizi karıştırıyordu." Jimin annesinin söyledikleri gülmeye başladı. "O biraz babamın gözleri ile alakalı bir problem sanırım."
Annesi de gülerek kendisini onayladığında aynı zamanda kapı çalmıştı. Jimin heyecanla kapıya ilerlemiş, açmadan önce yüz ifadesini sabit tutmaya çalışmıştı. Jihyun, Jungkook'u bu kadar güler yüzlü karşılamazdı çünkü.
Derin bir nefes alıp kapıyı açtığında yakışıklı sevgilisini görmüştü sonunda. Boynuna sarılmamak için kendini tutarken sonunda geyik gözler de kendisine dönmüştü.
Jungkook tam konuşacakken siyah saçlı bedeni görünce duraksadı. Birkaç saniyelik incelemenin ardından tekrar konuşmak için ağzını araladı. "Sevgilim? Saçlarını boyamışsın~ Jihyun'dan daha çok yakışmış"
Jimin, uzun boylunun dedikleriyle gözlerini kırpıştırdı. "Ya... Ya ama sen nasıl anladın?"
"Anlamamam mı gerekiyordu?"
Jimin dudak büzüp başını salladığında bir yandan konuşmaya devam etti. "Ben sana ufak bir şaka yapmak istedim ama sen hemen anladıın" Jungkook sevgilisinin tatlılığına gülüp yanağını sıktı.
"Tamam kapıyı kapatalım, baştan alalım." Geriye adımlayıp kapıyı kapatmış ve tekrar zile basmıştı. Jimin kaşlarını çatıp kapıyı açmıştı. Ne yapacaklarını pek anlamamıştı.
Jungkook kapının açılmasıyla Jimin'i hafifçe kenara çekip içeri girdi. "Çekil Jihyun salağı, bebeğim nerede benim?"
Jimin, Jungkook'un anlık değişen tavırlarına önce şaşırmış ardından kocaman kahkaha atmıştı. "Sen Jihyun kapıyı açtığında böyle mi yapıyorsun?"
"Evet, ne yapayım ben o sümsüğü?" Jimin hala sevgilisinin sözlerine gülerken Jungkook'tan dudaklarına sıkı bir öpücük kazandı. "Çok yakışmış cidden sanaa"
"Ama spreyle boyadım, gerçek değil ki."
"Olsun yine de çok güzel olmuş."
Jimin gülümseyip, Jungkook'un çenesine minik öpücükler kondurdu. "Sana bir sürprizim var beniiim"
"Sürpriz mi?"Jimin hevesle başını sallayınca Jungkook yanağından makas alıp güldü.
"Bakalım, neymiş sürpriziiin~"
"Burada bekle ben 15 dakikaya falan geleceğim tamam mı?" Jungkook dudak büzüp başını salladı ve sevgilisinin yönlendirmesiyle salona ilerledi. Bayan Park'ı görmesiyle eğilip gülümsedi. "Merhaba efendim"
"Merhaba Jungkook, yemedin sanırım şakayı" Bayan Park'ın gülerek konuşmasıyla Jungkook da gülmüştü. "Hemen farkettim diye mızmızlandı biraz." Kıkırdarken içten içe bebeğinin tatlılığını düşünüp eriyordu.
Bayan Park, Jungkook ile oturup sohbet etmeye başladı. Sohbetin konusu tabi ki Jimin'di.
Yaklaşık 20 dakika sonra Jimin aşağı inip derin bir nefes alarak salona girdi. "Ben geldim~"
Jungkook sevgilisinin sesiyle dönüp baktığında yutkunamadığını hissetti."Bebeğim... Çok, çok güzel olmuşsunn." Jungkook'un ellerini yüzüne kapatıp hayıflanırcasına konuşmasına Jimin gülüşüne engel olamadı.
"Beğendin mii?"
"Beğendin mi ne demek ya? Bayıldım... Ağlayacağım şimdi çok güzel olmuş."
Jimin pembe saçlarını savurarak Jungkook'a ilerlemiş ve yanına oturmuştu. Jungkook hala şoktan dolayı yerinden kalkamamıştı çünkü.
Jungkook elini pembe saçlara daldırıp yavaşça okşamaya başladı. Jimin sevgilisinin hayran bakışlarına karşılık olarak tatlı bir gülümsemeyle bakıyordu. Bayan Park ise ikilinin haline kıkırdamış ve onları baş başa bırakmak için mutfağa ilerlemişti.
Kurabiye yapması gereken 3 tane oğlu vardı.
✌🏻 ✌🏻 ✌🏻
Sonunda mezun olmuşlardı. Evet sonunda lise hayatı sona ermişti ikisininde. Şimdi ise üniversite sınavından çıkmış sevgilisini bekliyordu Jungkook.
Jimin sınavdan çıkınca gözleriyle etrafı taradı. Neyseki pembe saçları sayesinde Jungkook onu hemen farketmiş yanına ilerleyip seslenmişti. Jimin sevgilisini görmesiyle koşarak sarılmıştı.
"Nasıl geçti bebeğim?"
"İyiydi~ beklediğim gibiydi. Seninki nasıldı?"
"Güzeldi benim dee"
Jungkook gülümseyip pembe saçlara öpücük kondurmuş ve minik elini kavrayıp yürümeye başlamıştı. "Yarın tatile gidiyoruz Kook~"
Jungkook sevgilisinin heyecanla söylediği cümleye sırıtarak cevap verdi.
"Evet bebeğim, birlikte tatile gidiyoruuuz, baş başa."
✌🏻 ✌🏻 ✌🏻
Sonunda yazdım bee
Umarım bölümü beğenmişsinizdir:)
Seviliyorsunuz💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TWIN -JIKOOK-
FanficJeon Jungkook ve Park Jihyun aynı okulda okuyan iki kavgalı öğrenciydi. Sömestr tatili için düzenlenen kış kampında ikisinin eşlenmiş olması öğretmenlerin işi olsa da Jihyun onlardan biraz daha zekiydi sanırım. Çünkü o kampa kendisi gitmek yerine ik...