BAŞLIYORUZ

1K 39 15
                                    

 Hayat ne kadar da garip değil mi? Hepimiz akarsuda akan su gibiyiz doğumumuzdan itibaren çağlamaya başlıyoruz ölünce de kesiliyoruz önemli olan akmak değil nasıl aktığını bilmek önemli olan akıntının bıraktığı izleri görerek yaşayabilmek. 

Misal kendimden örnek vereyim ben Ali Vefa otizimliyim ve hayatım boyunca normal dediğimiz bütün insanların yapamadığından belki de kat ve kat daha fazlasını yaptım ve bütün ömrüm boyunca inanarak yaşadım ailem oldu mesleğim oldu dünyalar güzeli bir eşim oldu yapamazsın diyen herkese inat yaptım bir bir tabuları yıktım hani derler ya her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır diye gerçekten de öyle benim kadınım da Nazlım dünyalar güzeli karım her gördükçe daha da mutlu olduğum ve şükrettiğim karım çocuklarımın annesi kalbimin sahibi bana Mucize Doktor dediler ama ben diyorum asıl mucize olan Nazlı asıl mucize olan o diye ama pek inanmıyorlar Nazlıdan sonra yaşadığım hayat zaten başlı başına bir MASAL gibiydi ve benim içinde bir mucizeydi bakın bu yaşıma gelene kadar neler yaşadım ben....

Çok yorulmuştu Ali yaşlılığında vermiş olduğu yorgunluk da etkilenince tam koltuğa yerleşmişti gözlerini kapatmıştı ki kapısı tıklatılmıştı kim olduğuna bakmasına gerek yoktu çünkü biricik Nazlısı gelmişti onu kokusundan tanıyordu bedeni gün geçtikçe yaşlanmaya başlasa da tam tersi Ali karısına gün geçtikçe daha fazla bağlanıyor ve daha fazla aşık oluyordu sonunda geldi ve sıkıca sarıldılar birbirlerine sanki yüzyıllardır hasretmiş gibi kokusunu doya doya içine çekti. Nazlı da çok başarılı bir kalp cerrahı olmuştu bir sürü prosedür geliştirmişti ve Aliyle alakalı yaşamlarına elde ettikleri deneyimlerinden bir sürü makale yazmıştı o da hem bir anneydi hem bir eşti hem de bir cerrahtı her şeye rağmen başarmıştı uzunca bir sarılmanın ardından Nazlı

- Hayatım bugün sakın eve geç gitmiyoruz bak Onur ile Masal gelecekler bu sefer aileleriyle de gelecekler bazen düşünüyorum da zaman ne kadar da çabuk akıp geçti şimdi çocuklarımızın çocukları var torunlarımız var.

- Tamam sevgilim gidelim hatta erken gidelim de hazırlık yapalım torunlarımıza çok özledim ben onları burnumda tütüyorlar 

- Abartma Ali daha 1 hafta önce görüştük ama ben de çok özledim haklısın

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

2 saat erken çıkıp eve hazırlık yapmaya gideceklerdi güya ama olmadı çünkü Alinin de Nazlının da acilen ameliyata girmesi gerekti uzun süren ameliyatların ardından hazırlanıp eve gittiler ama bir şeyden habersizlerdi bugün Alinin doğum günüydü ve Ali bunu unutmuştu oldu olası doğum günü kutlamayı sevmezken bir şekilde alışmıştı anlayamadığı bir şekilde eve girdiler ve sürpriz diye bağırma ve ardından iyi ki doğdunuz hocam şeklinde devam eden bir seremoni. 60 yaşında olmuştu Ali tam tamına 60 gözleri dolu bir şekilde etrafa gelen kişilere baktı arkadaşlarına öğrencilerine evlatlarına baktı ilk önce eşine baktı sonra karşılarında duran Onur ve Masala baktı abi kardeş yan yanaydı her zaman öyle olmuşlardı ikisinin de yanında eşleri vardı onlara aşkla bakan Ali ve Nazlı gibi olan Masalın kucağına Luna vardı Luna şu anlık AlNazın en küçük torunuydu Onurun ise ikiz oğulları vardı Ahmet ile Adil. Ali bu konuyla alakalı hiçbir şey dememişti bebekler kırk günlük iken Onur eve dedeleri ve babaanneleri ile tanıştırmaya getirdim diyerekten sürpriz yapmış Ali de hüngür hüngür ağlamıştı. FerBel çiftimizin Leylişten sonra bir de oğulları olmuştu Roma o daha evli değildi sevgilisi vardı ama Leyliş daha yeni evlenmişti ve beraber çok mutlu olduğu birisiyleydi Ali hatırlayınca hafif kıkırdadı Ferman ne de çok uğraşmıştı Roma ile beraber damadına eziyet etmişti resmen en sonunda dayanamamıştı ve önceden de dediği gibi ileride her şeyine izin verecek olan cool baban sözü üzerine vermişti Açelya o da tam bir başarı örneğiydi hemşirelikten asla vazgeçmemiş ana psikiyatri alanında da çığır açmıştı kitapları ve gelişirdiği metodlar ile biliniyordu ve Açelya adını verdiği kocaman bir özel yeri vardı hastaları vardı. Demirden sonra aşka sıcak bakmasa bile ne olduğunu anlamadığı bir şekilde Demirle tekrar barışmıştı evlenmişlerdi fakat çocukları yoktu o dünyanın en harika teyzesiydi Masalın dobralığı aynı Açiydi Demir ve Doruk hala kardeşti ama didişirlerdi de ikisi de işlerinde Ali kadar olmasa da başarılıydı Demir Damar cerrahisi seçmiş Doruk ise Nörocerrahi seçmişti ve gelelim Alinin can bağıyla bağlıyız biz dedikleri evlatlarından ayırmadıklarına Zeynep Emre Mehmet Ali ve Ahmet....

Ahmet de otizimliydi Ali gibi Aliyle Adil ve Ali gibi olmuştu manevi oğluydu ve ona olan inancı tamdı sonuna kadar arkasındaydı Nazlıya da Aliye de anne baba yerine hoca diye tercih etse de sonunda anne ve baba demişlerdi öbürleri ise Alinin ilk asistanlarıydı. Kimler gelmiş kimler geçmişti Adil Selvi Vuslat Ezo Tanju Muhsin Ezo İsmet Gülcan Ferda onlar yoktu artık Gülin de Güneş ile evlenmiş ve onun yanına gitmişti.

.........Ali ve Nazlı Vefa çifti birbirini severek bir ömür sırtı sırta kol kola omuz omuza ilerlediler ve 75 yaşında yağmurlu bir gecede bir ömrü çürüttükleri yataklarında uykularındayken son nefeslerini verdiler geriye yazmış oldukları onlarca makale kitap canlarından çok sevdikleri sevenleri ve Masal gibi dilden dile aktarılan hayat hikayeleri kaldı. Evlatlarından ayırmadıkları Ahmet de AlNaz VEFA adında klinik açmıştı Ali ve Nazlı da birbirlerini deli gibi seven çiftlerin yerini almıştı nasıl ki Kerem ile Aslı Ferhat ile Şirin vardı artık Ali ile Nazlı da vardı...

Herkesin Ali gibi seven Nazlı gibi de sevilen ve değer veren insanı olarak insanlara ihtiyaçları vardı Ali ve Nazlıdan öğrendikleri şey ise Sevgi Bizi Kurtarır ve Gerçek Sevgi Her Şeyi Aşar olmuştu...

MUCİZE MASALIMIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin