10.Bölüm

20 2 0
                                    

Aysu'nun gelmesi ile hepimiz tam kadro Dilekin pastanesinde oturmuş abime verebileceğimiz en büyük cezayı arıyorduk. Benim bir fikrim vardı fakat Dilek'i ikna etmek bu planı uygulamaktan çok daha zordu.

"Kızlar daha önce çok uğraştık olmuyor işte ben vazgeçmeye çalışıyorum."diyen Dilek ile Çiğdem"Bana bak burdan bir uçan tekme atarım sana görürsün."diyerek ağzını kapatmıştı. Dilek ise omuz silkmekle kalmıştı.

Kızlar kendi aralarında konuşurken gözüm pastanenin karşısındaki kaldırımdan yürüyerek buraya doğru gelen abim ve Rüzgar'a değdi. Hızla Çiğdem'e dönerek orayı işaret ettim. Dilek'in arkası pastane girişine doğru olduğu için göremiyordu. Aysu sol tarafta Bade ise dünya ile iletişimini keserek uyukluyordu. Çiğdem ne demek istediğimi anlar gibi göz kırpınca sırıtarak Dilek'e döndüm.

"Yani sen şimdi vazgeçiyorsun öyle mi?"dedim abimlerin içeri adım attığı vakit. Benim konuşmamla adımları bir kaç adım geride durmuştu. Aysu onları görünce ağzını açmıştı ki Çiğdem ağzına önündeki kurabiyelerden birini koyarak kas göz işareti yaptı.

"Çok fazla bekledim, yapmadığım şey kalmadı. Yoruldum artık. Bilmediğim bir mesele yüzünden yıllardır bekliyorum ama cidden artık tahammül edemiyorum. Bu yüzden yoluma bakacağım." diyen Dilek Pastaneye pimi çekilmiş bir bombayı attı.

"Fazla naz aşık usandırırmış. Vallaha ben senin arkandayım, ne bu canım çocuk musunuz. Zaten geçenlerde kuzenim görmüş seni bana sordu ben başkasını seviyor dedim, şimdi bu söylediklerini duysa ne kadar mutlu olur." diyen Çiğdem abimin yüzünün kızarmasına vesile oldu.

"Ayy Çekirdek sorsana bir hâlâ istiyor mu Dilek ile tanışmayı." dedim bende ateşi harlayarak.

"Durun şimdi  arayayım, " diyerek telefonunu tuşladı. Aysu ağzı açık dinlerken konuşmaması şimdilik yararımıza gelmişti. Abim ve Rüzgar hâlâ ayakta dik dik Rüzgar bunu anlamış olmalı ki abimi  hemen bir masa arkamızdaki masaya oturtu. Abim hiç utanmadan yüzünü bize dönerek konuşmayı dinlemeye devam etti.

"Kaan nasılsın, ne yapıyorsun" diyerek söze başladı Çiğdem.

"Bende iyiyim çok şükür, valla ne yapalım kızlarla Dilek'in Pastanesinde oturuyoruz işte." dedi uzatarak. Dilek Çiğdem'i dürtüklesede Çiğdem bir tane kafasına vurarak kendinden uzaklaştırdı. Aysu bu duruma gülerken bende ona eşlik etmiştim. O ara Bade gözlerini açmış, etrafı bir kaç kere turlayıp tekrar uyumuştu. Bu sabah dersimiz sekizde olduğu için uykusuz kalmıştı. Tabi bende uykusuzdum ama şimdilik çöpçatanlık uykudan daha önemliydi.

"Öyle yaa, sordum ben Dilek'e yarın görüşün bence, bir görsen nasıl tatlı, nasıl güzel." dedi.

"Hee doğru unuttum gördüğünü. Aman canım boşver sen yarın gelecek misin?"

"Ayy tamam o zaman görüşürüz" diyerek telefonu kapattı.

"Ya Çiğdem ben görüşmek istemiyorum ki. Ne yaptın Allah aşkına ya, başıma iş çıkarttın." dedi Dilek çirkefleşerek.

"Sen boşver bunu saat kaçta nerde buluşacaklar." dedim abimlerin tarafına bakarak. Onları farkettiğimi biliyorlardı fakat ne ben ne de onlar bunu umursamıyordu. Zaten abime bir kaç gündür çok fazla kızgındım.

"Sahilde, saat iki de. Ay geçenlerde gittiğimiz kafe varya orası." dedi yerinden hareket ederek. Sözünü bitirir bitirmez abim sandalyeyi iterek yere düşmesini sağladı. Hemen ardından arkasına dahi bakmadan pastaneden çıktı.

Ben ve Çiğdem kahkaha atarken, gülmekten gözlerimden yaşlar gelmeye başladı. Bade, Aysu ve abimin arkasından ayağa kalkan Dilek boş boş bize bakıyordular.

"Birinci adım tamam diyerek ellerimizi birbirine vurduk. "

"Ne oluyor beeee?" diyen Bade ile göz devirerek anlatmaya başladık. Daha sonra eve gelerek odama geçmiştim. Kapımı çalarak odaya gelen abimle o tarafa bakmadan kitabımı okumaya devam ettim. Yanımdaki boşluğa koca bedeniyle oturarak gözlerini bana dikti.

Onu umursamadan kitabımı okurken bu sefer ise dürtüklemeye başladı. Bunu da ciddiye almayınca sertçe koluma vurdu. İtmesiyle kendimi yerde bulmam bir olmuştu.

"Öküz müsün sen abi ya?" dedim bağırarak. Kalçamı tutarak ayağa kalktım.

"Yoo ne münasebet," dedi abim gülerek.

"Çık git odamdan valla ağzını burnunu kırarım."dedim kapıyı işaret ederek. Bu sefer daha güçlü bir kahkaha atarak "sen mi?" demişti.

Göz devirerek yatağımda itmeye çalıştım fakat yerinden milim hareket etmiyordu. "Güzelim yorma boşuna kendini, hem sen niye küstün bana" dedi saçlarımı karıştırarak.

"Küs değilim" dedim ellerini iterek.

"Peki o zaman yarın bir şeyler yapalım mı?" diyen abim ile gülme isteğimi bastırdım. Vay çakal yarın Dilek ile Kaan'ın buluşacağını bildiğinden bilerek yapıyordu. Ama ben yemezdim.

"Olmaz yarın kızlarla işimiz var."dedim. "Ne işi bu?"diyen abime "Çok hayırlı bir iş" diyerek yatağıma daha çok yayıldım.  Bir kaç saniye sustuktan sonra"Ben yarın sizi alırım." diyerek odamda beni şaşkın şaşkın cevap vermeme dahi izin vermeden bırakıp gitti.

Dedikodusuz Hava Sahası

Dilek: KIZLAR BEN EMİN DEĞİLİM

Dilek: GİTMESEK Mİ?

Çok geç Dileğim diyerek konuşmaya girdim.

Merhaba, umarım beğenirsiniz 🌀

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 15, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HAZİRAN ÇİÇEĞİ TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin