2.Bölüm ~ HUZUR

477 25 11
                                    

Dudaklarına soğuk, pürüzsüz bir şey değmişti. Hemen ardından boğazından akan soğuk sıvıyı hissetti. Geride bıraktığı metalik tat tanıdıktı... Ona uzun gelen bir süre boyunca ne olduğunu hatırlamaya çalıştı ve sıvı yine içine aktı...

Kan?...

Kendi kanı mıydı bu? Neden soğuktu? Daha doğrusu vücudunda hiç kan kalmış miydi?...

"Neden uyanmıyor?" diye sordu bir kızın yumuşak sesi...
"Bu normal bir ölüm dansı değildi, Beth. Sende duydun, sekiz vampir varmış. Uyanması zaman alır.  Yani umarım uyanır... " dedi uzaktan gelen bir erkek sesi.

Vampirler!... Soğuk ve ölü bedenler... Hayatının son dönemleri vampirlerin de  içinde olduğu bir karmaşadan ibaretti. Bir çok vampir kanının tadına bakmıştı. Ama bu, ona beklediği gücü ya da mutluluğu  vermemişti. Sıcak kanının, soğuk dudaklardan aktığını düşündüğünde midesi kasıldı. Daha doğrusu yaşadığını hissetseydi kasılırdı. O sırada Vanessa'nın Yeri'nde elinde kan dolu bardaklarla sohbet eden vampirlerin görüntüleri belirdi aklında. Ölü gözlerin kendisine döndüğünü ve bardaktaki soğuk kanı yudumladıklarını hatırlıyordu.

Soğuk, metalik sıvı... Başkasının depolanmış kanı... Dudaklarından geçen tanıdık tad...

"Biraz daha içir." dedi erkek sakin bir sesle.

Kan boğazından geçti yeniden... Bir vampir gibi başkasının kanını içiyordu... Midesi yine kasıldı ve bu sefer içinde bir şeylerin dalgalandığını hissetti. Yüzünü buruşturmak istedi. Belki de bunu biraz başarmıştı, ama emin değildi.

"Bunu duydun mu?" diye sordu kız, sesindeki şaşkınlığı ayırt edebildi.

"Evet!"dedi erkek, sesli bir şekilde soluğunu içine çekerken sesi hırıltılı çıkmıştı. Şaşkınlıktan çok sinirin kırıntılarını yakalamıştı bu seste. Ne duymuşlardı? Yoksa ruhunu almaya gelen ölümün ayak seslerini mi duymuşlardı?

"Kalbi atıyor... " diye fısıldadı kız. Ah... Kalbi...  Anlaşılan o ki ölüm yine onun ruhunu almaktan vazgeçmişti. Ölümün uzaklaşırken bir sonraki görüşme için ona göz kırptığını görebiliyordu. Yine kurtulmuştu... Bu acıklı haline gülmek istedi. Ama dudakları yukarı kıvrılmak için hazır değildi. Erkeğin konuşması ile gülme hissi de yok oldu...

"Harrison, onun vampir olduğunu söylemişti!"

Vampir mi? Onu vampir mi sanmışlar?... O kesinlikle bir vampir değildi!.. Hatta vampirler için özel bir besin kaynağından başka bir şey değildi...

"Kalbini sende duyuyorsun, o vampir değil..."

Evet... Ben sadece bir Ziyafet'im...

Tam da vampirlerin ağzına layık bir Ziyafet... Öyle demişti Vanessa'nın Yeri'nde ki karşılaştığı ilk vampir... Antonie... Kapanışı da o vampir yapmıştı... Karların üzerindeki bedeninden dişlerini en son Antonie ayırmıştı. Dün geceye dair hatırladığı son şey ise yine Vanessa'nın peşinden giden Antonie'nin adımlarıydı... Tabi bunlar dün yaşandıysa... Ne kadar süredir buradaydı?! Gözlerini açmak ve zamanı öğrenmek istedi; ama yine başaramadı...

"Onunla konuşmam lazım... " dedi erkek, sesi adımlar takip etti...

"Bende seninle geliyorum." dedi kız. Yatağın hareket ettiğini hissetti. Ama bunun nedeni kendisi değildi. Kız yanındaydı; ama şimdi gidiyordu...

Hayır! Gitmeyin... Buradan çıkamıyorum... Lütfen beni bu belirsizlikten kurtarın...

Eğer sesi çıksaydı çaresizliğini duyabilirlerdi belki de. Onun yerine bir iç çekişe benzer, belirsiz bir inilti çıktı dudaklarından.

Lezzetli ziyafet ~ GELİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin