4.Bölüm~Ziyafet

489 30 6
                                    

Medya:Rose Anne ( @FiaLea cığıma teşekkür ederim :* )

Bu bölüm @EceEr8 in ;)
Yeni bölümün geç geldiğinin farkındayım ama okumaya devam edin. Ben buralardayım. :D Yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar. :)

Suda buruşan parmaklarıyla küvetin kenarlarından tutup ayağa kalktı. Ne kadar süre suyun içinde kaldığını bilmiyordu, ama düşüncelerinden ayrılmayı başardığında sıcak su ılımaya başlamıştı.

Bu kez de kurtulmayı başarmıştı. Şimdi ise her kurtulduğunda olduğu gibi belirsizlik duvarı ile karşı karşıyaydı. Ne yapacaktı? Gitmeliydi, ama nereye? Saklanabilir miydi, yada ne kadar süre saklanmayı başarırdı? Cevap belliydi, hiç... Acaba yine Vanessa'ya gitse, onun, yine zindanlarında gizlenmesine izin verir miydi? Vücuduna havluyu sararken düşüncelerine güldü... Ulrike, Rose'u birkez o zindanlarda bulmuştu zaten, yine bulabilirdi.

Saçlarını sardıktan sonra başka bir havluyla da açıkta kalan omuzlarını örttü. Sayesinde ahşap banyo dolabında başka havlu kalmamıştı, ama üşümesinin önüne geçemiyordu. Bir sorun olmayacağını umarak banyodan çıktı ve doğru şömünenin başına gitti. Aslında oda ısınmıştı, ama ateşten uzak kalmak istemiyordu.

Bir süre ısındıktan sonra harekete geçti. İlk önce Elizabeth'in getirdiği kahvaltıya, sonrada onun için koltuğun üzerine bırakılmış kıyafetlere baktı. Guruldayan karnı ise ona ne yapması gerektiğini söylüyordu zaten. Giyinmeyi sonraya bırakıp tekli koltuğa oturdu ve tepsiyi kendisine çekti. Patates kızartması soğumuştu, ama umrunda değildi o kadar çok acıkmıştı ki on beş dakika sonra tepsinin içi bomboştu. Meyve suyunun da son damlalarını yudumlarken yetimhanedeki bakıcıları düşündü... Onu böyle yerken görselerdi kesin yavaşlamasını söylerlerdi, özellikle sonradan akıl hastanesine kapatılan bayan Adreanna!

Kafasını iki yana sallayıp düşüncelerini o deli kadından ve yaptıklarından uzaklaştırdı. Şu an yaşadığı huzuru kimsenin bozmasına izin vermezdi. Koltukta geriye yaslanıp derin bir nefes aldı ve her şeyi - vampirleri, bir besin olduğunu, öldürülmek istediğini, Otis'i Ulrike'yi, bayan deli Adreanna'yı, geçmişini ve geleceğini- bir kenara bırakıp sadece o anı yaşamayı istedi. Sıcaklığı... Tokluğu... Etrafını saran dört duvarı... Bir de çıplaklığını ortadan kaldırıp giyindiğinde her şey tamamlanmış olacaktı. Kıyafetlere uzanıp neler olduğuna baktı. Mavi-beyaz boğazlı kazak, bir kot pantolon, iç çamaşırları... Bunlar Elizabeth'in olmalıydı. Bir vampire göre açık renkler kullanıyordu. İçindeki ses düzeltti, melez bir vampir...

Banyoya girdiğinden beri bunu düşünüyordu. Melezler yasaktı ve onları avlıyorlardı. Ulrike'nin bir kaç melez avından döndüğünü hatırlıyordu, hatta bu avlardan sonra Otis'i besleyip yeniden güç kazanmasını sağlama görevi Rose'daydı.

Zihninde Otis'in avuçlarında Elizabeth'in kırık boynunun canlanması ile irkildi bir an. Bu insanları -ya da her ne iseler- tanımasada onlara bir can borçluydu ve Otis ile yeniden karşılaşmayı hiç istemiyordu. O vampir Rose'a kayıptan başka bir şey getirmiyordu ve bir dahaki karşılaşmalarında canınıda kaybedeceğine neredeyse emindi...

Sıkıntıyla iç çekip havluları koltuğun koluna bıraktı. İç çamaşırlarının etiketini koparıp üzerine geçirdi. Ama bir sorun vardı... Elizabeth bunları kendisi için almış olmalıydı, çünkü sütyen büyük gelmişti. Tabi herkes onun gibi en küçük bedeni kullanmıyordu. Göğüsleri de bedeni gibi büyümeye üşenip gelişimini yarıda bırakmıştı... Yine de sütyeni çıkarmadı, kazağı sütyensiz giymeyi sevmiyordu. Kıyafetleri de parçalanmıştı, o yüzden yapacak bir şeyi yoktu. Belki daha sonra, beş yaşındaki bir kız çocuğu gibi, giyinmek için bir atlet isteyebilirdi. Harika! Tamda ablasının kıyafetlerini giymeye çalışan kız çocukları gibi hissediyordu.

Lezzetli ziyafet ~ GELİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin