Selaam!
Yeni bölüm ile karşınızdayım.
Ama bir şeyi merak etmiyor değilim.Oylama sayısı okunmanın yarısı kadar.
Onun için buraya bir iki kişi etiketler misiniz?Daha önce etiklemediklerinizden.
Çok fazla konuşmadan bölüm ile baş başa bırakayım mı sizi?
E hadi.İyi okumalar.
~
Ben gölgesiz kalmıştım.Şimdi ne bir sokak lambası vardı önümü aydınlatan ne de bir başkası vardı bakışlarıyla yoluma ışık tutan.Zifiri kalmıştım kendi içimde bir yerlerde.Neredeyim hiç bilmiyordum.Öyle ki elimdeki kibrit bile fayda etmiyordu karanlığın içindeki düşlerimi bulmaya.
~
Özgür'ün Anlatımıyla
Üç gün önce,sabaha yakın soğuktan tir tir titrerken,bacaklarını karnına doğru çekmiş,korku ile etrafına bakarken görmüştüm onu.
Yoksa bu kız,Selim Ağabey ve babası Serhat Amca'nın gizli saklı konuştukları o kız mıydı?
Sanırsam tam olarak bahsettikleri kızın tıpkısının aynısıydı.Her ne kadar karanlıkta pek anlamasam da onun da saçları turuncu gibiydi.
İyi de Selim Ağabeygil neden sessiz sessiz kimsenin duymasını istemiyor gibi konuşmuşlardı?
"Aman neyse ne."diye beni duymasının imkanı olmayacak şekilde kendi kendime konuştum ve ona odaklanmaya çalıştım.
O da benim gibi çok küçüktü ama olayların az çok nasıl gelişeceğini bildiğim için ruhunun yaşından çok daha hızlı bir şekilde büyüyeceğini bilebiliyordum.
Zaten ruh değil miydi yara ala ala büyüyen?
Onun da ruhu tıpkı bu durumda olup suçunu dahi bilmeyen binlerce çocuk gibi yara ala ala büyüyecekti.
Bu yaşadıkları da yaraların en büyüğü değil miydi zaten?
Ne istiyor bu hayat,diye düşündüm.Hadi ben oyuncak oynadım diye cezalandırılmıştım. Yani öyle biliyordum da bu kadar masum gözüken kızın suçu ne olabilirdi?
Ailesine güvenmek mi?
Tüm bunları düşünürken kalbimin hızlandığını hissettim .
Fakat bu hızlanma basit bir hızlanma değildi,acı dolu bir hızlanmaydı, bu bir sızıydı.
Tek odağım o olmuş, etrafımdaki hiçbir şeyi göremezken kendime engel olmaya çalışıyordum.
Yanına varıp "Korkma!"demek istiyordum.İstiyordum istiyordum da duyduklarıma göre daha iki gün önce gelmişti buraya.
Tahmin ettiğim üzere ailesi bekle burada, birazdan geleceğiz, diyerek ona yalan atmışlardı ve o da bu yalana inanmıştı.Başka ne yapabilirdi ki sanki.
Allah'ım neden sevilmedik ki biz?Biz ne yaptık ki?Çocuk olmak mıydı tüm suçumuz?Bu büyük cezanın sebebi birilerine ihtiyaç duymamız, bağlanmamız mıydı?
Acaba bu olay bize Allah'tan gelen bir mesaj mıydı?
Bu hayatta kimseye güvenmeyin.Kendinize sahip çıkacak olan yine kendinizsiniz, demek miydi ki tüm bunlar?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlük Masalı
Teen FictionBir masal sunmuşlardı önümüze... Fakat bu masal klasiklerden biraz farklıydı. Satırlara düşmüş,her bir sayfada usulca kendi yerini bulmuş bu kelimeler gerçek bir yaşamın masalıydı. Önümüze sunup bir kısmını bizden izinsiz yazdıkları bu masalın sihi...