4.Bölüm:Sessizliğin Feryatları

164 68 171
                                    

Ben geldiim.

Nasılsınız bakalım?

Çok uzatmadan yeni bölüme geçelim ama önce unuttuğum bir fotoğrafı buraya bırakmam lazım.

Hayaller Dükkanı'nın resmini koymayı unutmuşum.Hemen buraya bırakıyorum.

Hemen buraya bırakıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Evet dükkan bu şekilde.

Bir de bölüm başlarında yazdığım sözler bana ait.Bölümleri güncellemek istemediğim için kendi adımı yazmadım.Ama bundan sonra yazmaya devam edeceğim.

Neyse hadi artık bölüme geçelim.

~

Susuyorduk kelimeler yetersiz kalsa gerek.Ruhumuzun her yeri yara bere içindeydi,
sustukça canımız çıktığı hâlde ağzımızdan tek kelime çıkmadığından olsa gerek...
                                                                     H.K

~

Saat geç vakitlere geliyordu.Çok konuşmuş, ağlamış ama bir o kadar da eğlenmiştik.

Allah'ım o Sümeyye ne kadar komikti.Hele de Toprak ile tatlı atışmaları şu iki üç saat içerisinde bile beni benden almayı başarmıştı.

Her konuşmalarında komik bir şey olmasa bile yüzlerine baktıkça gülmekten ölme seviyesine geliyordum.Tamam, bu gülme işini biraz  abarttığımın farkındaydım ama ne yapayım kendimi tutamıyordum.

Her hâli ile karışık duygular içeren bir akşam yaşamıştık.Ya da gece mi demeliydim bilmiyorum çünkü saat 1.30'a geliyordu.

Selim Ağabey, yarın okul kaydımı yeni arkadaş veya daha kapsamlısı yeni aile üyeleri, yeni ve kalıcı kardeşlerimin okuluna aldıracağını söylemişti.

Minik Tebessümler İlkokulu'na...

İsmi bile çok hoşuma gitmiş, hemen okulu görme isteği uyandırmıştı.O kadar hoşuma gitmişti ki Sümeyye ile Toprak'ın konuşmalarını dinlemiyordum bile.Aklım yalnızca okuldaydı.

İçimdeki bir ses 'bu kadar heyecana ne gerek vardı ki?Neden bütün duyguları en dibine kadar yaşıyorsun acaba?'diyordu.Ne kadar da haklıydı oysaki.Ne de olsa yeni sıradan hayatımın yeni sıradan bir ilkokuluydu.

Daha fazlası değil...

Saat gece yarısını çoktan geçmişti.Bununla da kalmayıp kaç gündür uykusuz olduğum için göz kapaklarım tüm çabalarıma rağmen kapanmaya çalışıyor, zar zor açık tutuyordum.

Sanırım Özgür için de aynı şey geçerliydi.Sanki o da benim gibi günlerdir uyumuyormuşcasına gözlerini ovuşturup duruyordu.

Dışarıdan bir gören olsa ya sözleşmişiz sanar ya da onun da uzun süredir uyumadığını düşünürdü. O kadar esniyorduk ki neredeyse ağzımız yırtılacaktı.

Özgürlük MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin