Bölüm 4

131 16 3
                                    

        Hemen üstümü giyinip Rose ile buluşmak için kapıyı açtım.Kapıda bir hediye kutusu.Pembe benekli ,pembe kurdaleli güzel bir hediye kutusu.Heyecanlanmıştım.Hemen kutuyu elime alıp içeriye girdim Rose beni biraz bekleyebilir.Köşedeki tekli koltuğa oturup kutuyu açtım.Hayret, içinde bir kutu daha.Onu da açtım.Neydi oooo......

           SİLAH....

Poşete sarılı silahı çıkardım.Biri benimle uğraşıyo gibiydi.A neydi o.Küçük bir not.

''Bu senin işine yarayacak. Sende kalsın . Seni öldürüken isterim bana verirsin tamam mı PRENSES.  Bu numarayı da kaydet. Her defasında isimsiz numara kimin diye sorma olur mu

Hatta şöyle kaydet-KATİLİM-hahaua:-) ''

Noluyodu ya şaka dediğim şey gerçek mi çıktı?  Korkuyordum artık. Telefonum çalınca korkulu düşüncelerimden sıyrıldım.Umarım o isimsiz numara aramamıştır. Telefona yavaşça baktım bir ohhh çektim. Arayan Rose ydi

Onu unutmuştum. Kızcağız beni kim bilir ne kadardır bekliyor.Hiç oyalanmadan telefonu açtım.

''Alo''

''Lisa nerdesinn?''

Uuuu sesi baya sinirli. Ne yapıp edip sinirini almalıydım.Gayet sakin bir şekilde

''Iııı Rose ben- şey kapıya bi kutu geldi .İçinde şeyy vardı''

''Üf Lisa bak 5 dakikaya geldin geldin gelmedin ben eve giderim ona göre''

''İyi ama daha anlatmadım ki''. ''Rose ordamısın''

Kapatmış.Hemen çantamı alıp çıktım.

       *******

İş araken çok yorulmuştuk.Köşede tıklım tıklım dolan kafeye boş bir yer bulma ümidiyle  yöneldik.İş konusunda her nekadar şansız olsak ta kafede yer bulabilmiştik. Garsondan kahve sipariş ettik.Bi an aklıma Rose ye onu neden  beklettiğimi anlatmak geldi.

''Rose şey hani ben seni sabah bekletmiştim ya''.....

Ufff aptal telefon. Çalacağı zamanı nasıl da biliyo. Çantamın alt kısmına kaçmış telefou el yordamıyla bulup hemen açtım. Kimin aradığına bile bakmamıştım.

''Alo''

''Sakın kimseye söyleme''

Yine o boğuk ses. Off çıldırıcam ya artık yeterrr.

''Bakın beyefendi kimsiniz bilmiyorum ama anlatmak istediğiniz ne? Benden ne istiyorsunuz??? ''

Biraz bağırarak bağırdığım için kafedeki herkes bana bakıyordu. Hiçbiri umrumda değildi . Şimdi başka çözmem gereken sorun vardı.

'' kaybettin prenses''

?????????????.

''Şimdi otur ve seni öldürmemi bekle . Yada sevdiklerini''

''Bunu sen istedin''

Telefonu kapatmıştı.Offf başımdaki bela gün geçtikçe büyüyordu.Rose bana anlamsız bakıyordu. Gerçi bakmakla haklı. Kıza anlatamadan oldu herşey.

''Rose eve gitmeliyim. Sonra görüşürüz.''

Arabama binip evin yolunu tuttum. Aslında çok ciddiye almıyorum ama korkuyordum işte. Eve geldiğimde kendimi koltuğa attım. Ve tüm olanları düşünmeye başladım.

ISlLAK SAYFALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin