{B} 3

2.2K 95 2
                                    

[Öncelikle selamlar. Bölümleri kaldığımız yere kadar yayımlamaya karar verdim. Neyse. İyi okumalar.]

Kadın resmen benden kahve yapmamı istedi. Annem birden yaygara  kopardı. Ağlamaya başladı. Ben hala kadına mal mal bakıyorum.

“ iyi de kahveyi berdel yapılacak kızın yapması gerekmiyor mu? Hem ben kahve yapmayı bilmem ki. Vallaha bak fare zehiri falan atarım içine şeker diye. Hem anne neden sen ağlıyorsun. Berdel benimle yapılmıyacak.” Mala yatmaya uğraşıyorum hala. Gözlerimden istemsizce damlalar aktı. Annem çığlık atmaya başladı. “anne ağlama!! Berdel senin kızınla yapılmayacak!! Babam bana kıyamaz ki. Babam beni vermez!”

Yere çöktüm. Kuzenim gelip bana sarıldı. O annesiyle konuşan ağa bozuntusu da “benim ki sade olsun” diyip avluya gitti. Çığlık atmaya başladım.” HAYIRR! BEN EVLENEMEM!! OLAMAZ! KEŞKE GELMESEYDİMM! KEŞKE! KEŞKE!” sonlara doğru sesim biraz kısıldı. Kuzenim beni odama götürüp sakinleştirmeye uğraştı. Hala ‘hayır’ diye  sayıklıyorum. Ama ben evlenemem ki. Benim daha okulum var. Ben daha lise son sınıftayım. Hem 1 hafta sonra okullar açılacak. Hayatta olmaz. Annem odaya girdi. Direk gelip bana sarıldı. Omzunda ağlamaya başladım.

“ hadi kızım. Aşağıda kahve yapmanı bekliyorlar.”

“ anne saçmalıyosun.”

“bukre! Töreye karşı gelinmez.”

“anne sen bana kıyamazsın ne olur. Hayatımı karartmayın benim. Anne ben daha yeni okumaya İstanbul’a gittim.”

“kocana söylersin. Eğer izin verirse tekrar gidersiniz.”

“Anne! Ben o adamla evlenmicem. Şurayada yazıyorum.” Diyip yanından kalktım. Sonrada mutfağa gitim. Kahveler yapılmış. Ama sadece benim götürmemi bekliyorlar. Madem beni seçtin ağa bozuntusu. Ben de sana yapıcağımı bilirim.

“ hangisi o ağa olucak adamın?”

“bu kızım.”

“peki “

O adamın kahvesinin içine acı biber, tuz, karabiber,nane o türden ne varsa kattım.hem de çokar çokar. Kahvenin rengi değişti. Ama daha sonradan üzerine pişmemiş normal hakve ekledim. Biraz da acı olsun. Ama zaten acı biber kattım. Tepsiyi aldım ve içeri gittim. Gittiğim gibi bütün gözleri üzerimde hissettim. Herkese kahvesini dağıttıktan sonra sıra ağa bozuntusuna geldi. Üzerine dökmek isterdim ama içindekiler boşa gidicek bu sefer.

Ağa bozuntusuna da kahveyi verdikten sonra kenardaki sandalyeye oturdum. Aslında ağa çok yakışıklı. Ama ben o adamla evlenmicem. Evlenemem. Daha benim okulum var.

Aha içiyor kahveyi. İçtiği an püskürtmemek için kendini zor tuttu. Mecburen yutmak zorunda kaldı. Ben de alttan alttan gülüyorum. Suratı kıpkırmızı oldu. Ve bana baktı. Ben de elimdeki tepsiyle beraber mutfağa gittim. Ağa bozuntusu da arkamdan geldi

“ ne yapmaya çalışyorsun? Beni vazgeçirmeye mi? Bak ben kararımı verdim tamam mı ? Biz evlenicez.”

“ ya sen kendini ne zannediyorsun? Angelina Jolie falan mı?”

“o ne demek?”

“anlayan anladı. Bak paşam. Benden sana yar olmaz. Ben daha yeni İstanbul’a okumaya gittim. Bu gün! Sizin şu berdel saçmalığınız yüzünden. Hayır yani içeride benden kat kat daha güzel kızlar var! Neden ben?”

“ Bunu sana sormıcam. Biz evlenicez dediysem evlenizcez. Ve bana lavoboyu göster.”

“ya sen baya bildiğin hanım evladı çıktın haa. Lavobo ne be. Tuvalet tuvalet!”

“iyi yürü.”

Bakın şimdi çok büyük plan yaptım. Şimdi ben İstanbul’a gidiyorum diye çıkıyorum evden. Sonra da kendime sevgili yapıp yurt dışında çıkıyorum. Evet evet. Aynen. İmanlı ben <3

“hiç heveslenme. Biz evlenmeden şehir dışına seyahat edemezsin.”

“ben onları sesli mi söyledim yaa?”

“evet. Biraz öyle oldu.”

“o zaman sen neden beni dinliyorsun?”

“bak fena mı oldu? Ne kadar saçmalıyabiliyorsun bunu öğrendim.”

“sen tam bir pisliksin haberin var mı ?”

“teveccünüz hanım efendi.”

Tuvalete geldik.

“burası.”diyip yanından ayrılıcaktım ama kolumdan tutup beni duvarla arasına aldı.

“bak kızım! Şöyle saçma planları kafandan çıkar. Eğer öyle bir şey yapmaya kalkışırsan bile seni bulur, bulduğum yerde öldürürüm! Tamam?”

“senden korkan senin gibi olsun!”

Göğsünden ittirip mutfağa geri döndüm. Mutfaktaki çalışanlar bana mal mal bakıyorlar.

“Bir şey mi oldu?” dedim üzerime bakarak. Irgatlardan ‘hayır’ gibisinden mırıltılar çıktı. Şu an ortalığı velveleye verirdim ama kendimle dalga geçmem gerekiyor. Resmen evlenicem. Hemde Bora yüzünden. Hanım evladı Boraz yüzünden. Büyümüşte başımıza kız kaçırıyor. Ağlanılıcak halime gülüyorum. Salağım ben. Gerçekten salağım. Neden geldim ki? İçimde zaten kötü bir his vardı. Neden geldim yani. Gelmeseydim belkide hiç sevmediğim teyze kızı Neslinur ile berdel yapılacaktı. Müstehaktı ona. Az yetiştirmedi erkeklerle oynamamı babama. Deli eder beni.

Aha mutfağa geldi.

“Sen de amma şanslıymışsın öyle.”

“ Anlamadım?”

“diyorum ki kaptın gül gibi ağayı, şimdi ölsen de gam yemezsin” şimdi burada ona çok tatlısın keşke ölsen derdim de… Neyse.

“çok istersen yer değiştirelim. Malum benim okumam gereken bir lise hayatım var. Ve daha sonrasında üniversite.”

“ama artık onlar yalan oldu.”

“buna sen mi karar veriyorsun?”

“ hayır tatlım. Koskoca ağa karısının okumasına izin verirler mi sanıyorsun?”

“ama sen ağa karısı değilsin. Seni neden okutmadılar?” ‘ehhee. G*t oldu.’ Diye bağırırdı şimdi burada Sanem olsa. Ahh ahh. Canımı 2 saat görmeden özledim. Boşuna benimle gelmedi İstanbul’a. Gerçi bizim okuldaki taş çocuklar da hala aklımda ama neyse. Şimdi başlasın yalvarmalar yakarmalar. En nefret ettiğim şey de bu. Gerzek. Sanki başka kız yok. Ya koskoca ağa. Mardinin ağası. Ankaranın bebesi. Ouff tamam tamam sustum. Tamam yaa vurma. Ben gerçekten tırlattım kafayı. Uyanın oğlum evleniyorum.

BUKREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin