[Keyifli okumalar. Multi Bukre'nin çarptığı çocuk. Bir de Bukre'miz için Burçin Abdullah yaşlı diyenleriniz olmuş. O zaman şöyle yapalım. Bukre sizin hayalinizde olan karakter olsun. Yani siz Bukre yerine kimi hayal ediyorsanız onu koyun. Sizin hayal gücünüze kalmış bir şey :))]
Alarmın sesine uyandım. Yaşıyacağım şehre gidiyorum bu gün. Yeni maceralara yelken açıyorum. Yatağımdan çıktım ve banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadım ve duş aldım. Sanem gelir birazdan. Birlikte İstanbul'daki evimize gidicez.
Duştan çıktıktan sonra bavula son eşyalarımı ekledim. Şallarımı da buruşmıyacak şekilde diğer bavula yerleştirdim. Nedense kadınlarda kıyafetten çok şallarına, erkeklerde de saatlerine ve ayakkabılarına önem veririm. Eksik eşyaları tamamladıktan sonra başıma takacağım şalımı seçtim. Onu bağladıktan sonra aynada kendime baktım. Ön kısmını ne kadar uğraşırsam uğraşayım beceremiyordum. Yarım saat örtümün ön kısmıyla uğraştıkan sonra odamda göz gezdirdim. 17 senedir burada yaşıyordum. İçim buruktu buradan ayrılacağım için.
Yatağımın üzerine oturup odamı inceledim. Aslında yatağıma uzanmak isterdim ama şalım bozulurdu. Bu yüzden bu düşünceyi kafamdan attım.
Kapım tıklanmadan açıldı. Buna cesaret edebilen sadece Sanem vardı.
"Ben geldiimm."
"Hoşgeldin."
"Ne bu surat?"
"Burayı özliycem."
"Salak temelli gitmiyoruz herhalde. Tatillerde burdayız. Hem bence sen burayı değil de Murat'ı özleyeceksin gibi geliyo bana."
"O özlemiyecek ama. Kim kardeşim dediği insanı özler ki?"
"Slak insan kardeşim dediği insanı özler daha çok."
"Ama ben abimleri özlemiyorum. O da beni özlemeyecek. Hem bana ne yaa. Şimdi orada ne taşlar vardır."
Murat benim plotonik aşık olduğum çocuktu. Gerçi tam aşk mı bilinmez ama hoşlantı da değil. Eski okulumda yan sınıfta. Beni çok yakın arkadaşı olarak görüyordu ama. Bazen yanıma gelip benden ona kız ayarlamamı isterdi. Ben de ayarlardım onu sevdiğimi anlamasın diye. Ne yapayım? El mahkumdu tabii. Ama şimdi gelsin b*k bulur o kızı. Ban kız ayarlasanaymış. Aman neresini seviyosam ben de. Kendine kız ayarlayamıyosa garanti gerizekalıdır.
Ani bir hareketle ayağa kalktığımda Sanem de korktu yavrum.
"Kaç kere diyecem sana şöyle ani hareketler yapma diye."
"Hazırlıklı ol yavrum sen de. Hadi vedalaşmaya gidelim. Az kaldı vakit."
"Tamam." dediğinde ben çoktan odadan çıkmıştım. Merdivenin başında şöför annem babam ve abilerim duruyordu.
"Annem."
"Yavrum" deyip ahtapot gibi sardı beni.
"Şalımı göz yaşı yapma."
"Tamam kızım." abimler de arkada 'hala şal diyo yaa' diye mırıldandılar.
"Feride çekil az da biz de sarılalım kızımıza." diyen babama bakıp içten bir gülümseme yolladım.
Annem konuşmaya başladı.
"Bana bak orada kendine çok iyi bakıyorsun.Buraya geldiğinde seni zayıflamış görmiyecem. Ayrıca başımızı yere eğecek bir harekette bulunma bacaklarını kırarım.
"Ya ben başka memlekete gidiyom sen hala ne diyon ya?"
"Ben ne dediğimi biliyomuyum sanki." deyip ayrıldı benden. Ben de hemen babamın yanına gittim.
"Eviniz hazır." dedi sarılırken.
"Teşekkür ederiz baba." dedim ayrılırken. Sonra abimlerin yanına gittim. Birbirlerine tıpatıp benziyorlardı. Biri Ege diğeri ise Efe.
"Kız makyaj güzeli İstanbul'a gidiyon ha ?"dedi sarılırken. Her zaman makyaj güzeli derdi bana.
"Senden önce gidiyorum diye kıskanma :D. Hem sen İzmir'e gidiyorsun ben bir şey diyor muyum? Onların ikisi de üniversiteyi İzmirde okuyorlar. Son seneleri. Biri mimar olucak diğeri de öğretmen. Egeden ayrılıp hemen Efeye sarıldım.
"Trt Efem kendine iyi bak." her zaman Efeye trt efem derim. Ne kadar sinir olsa da kıyamaz bana zaten.
"Sen de güzelim. Sen de kendine iyi bak." Ondan ayrılıp bavulumu elime aldım. Şoför biz sarılırken aşağıya indirmişti. Sanem de annemlerle vedalaştı. Annemlere sürekli 2. ailem der. Kısa süre sonra zaten 2. ailesi olucağız galiba. Efe birazcık Senemden hoşlanıyor da :D. Evdeki ırgatlarla da vedalaştıkyan sonra arabaya bindik. Hava alanına doğru yola çıktık. Kulaklığımı taktım ve yola bakmaya başladım.
Hava alanına geldik. Hava alanının içindeki koltuklara oturduk. Pasaport kontrolleri yapıldıktan sonra uçağı beklemeye başladık. Koltuklarda otururken biraz dinlendim Allah'tan. Anons verildiği zaman bavulumu elime aldım ve yürümeye başladım.
"Gerizeklaı yanlış yönden gidiyosun." Sanem'in sesi bütün karızmayı çizmişti zaten.
"Biliyorum. Birine bakmıştım." İşte böyle rezil olmaktan sıyrılır. Uçağa bindikten sonra telefonu uçak moduna aldım. Bazen beni kimse arayamasın ama ben yine de telefonumla uğraşayım diye uçak moduna alıyordum. Yan koltuklarda bir anam leptopla film izliyordu. Lan gerizekalı bizi öldürmeye mi niyetin var?
***
Uçak İstanbul'a iniş yaptı. Bavullarımızı o yürüyen merdiven gibi şey var ya hani bavulları koyuyolar oradan aldık. Havaalanından çıktık ve bizi bekleyen arabaya doğru yürümeye başladık. Sanem etrafa bakınıyordu. Ben de kafamı yere eğdim. Öyle yürüyordum. Birden birisine çarptım. Bütün elimdekiler yere düştü. Kafamı kaldırdım ve bana alayla bakan bir insan tanesi gördüm.
"Ne yapıyorsun be önüne baksana!" diye çıkıştım çocuğa.
"Asıl sen bak. Sen bana çarptın."
"Allah Allah. Nerden belli benim sana çarptığım?"
"Çünkü ben senin gibi bir kıza çarpacağıma gider şuradaki kıza çarparım. Aslında neden bursa seninle vakit kaybediyorsam!" deyip yoluna devam etti. ben de arkasından 'züppe' diye bağırdım. Hiç kitaplardaki veya filmlerdeki gibi olmamıştı. Benim eşyalarmımı toplamama yardım etmemişti. Onun yerine Sanem gelmiş yarım etmişti. O an anladım ki buradaki ansanlarında Mardin deki krolardan farkı yok. Sanemin yardımıyla topladığım eşyalarımı elime aldım ve arabaya doğru yürümeya başladım. Arabaya bindim ve başımı cama yaslayıp düşünmeye başladım. Ama düşündüğüm tek şey bana çarpan kayaydı.
[Umarım beğenmişsinizdir. Zaten pek bi fark yok ötekiyle. Yine de size ilk bölümü hatırlatmış olur. Votelemeyi ve yorum yapmayı unutmayın. 14 voteden sonra yeni bölüm gelir :)) :D.]
İTHAF İSTEYENLER YORUMDA BELİRTSİNLER LÜTFEN. İTHAF LİSTESİ YAPICAM DA :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUKRE
HumorTesettürlü, güzel bir kız ve yakışıklı, kaslı, zengin.. bir adam. Bukre ve Serkan'ın hikayesi. Onların hayatını okumaya ne dersiniz? TÜM TELİF HAKLARI SAKLIDIR!!