Çaresizlik

304 43 4
                                    

NOT:Sessiz okuyucu olmayın lütfen.Madem hikayemi beğenerek okuyorsunuz bir yorum yapın lütfen.Bu kadar zor değil.Bir dakika bile sürmüyor.İyi yada kötü olsada fikirlerinize ihtiyacım var.'Bu böyle olsaydı daha güzel olurdu' gibi yorumlara ihtiyacım var arkadaşlar.Hikayemi sizin istediğiniz şekilde geliştirmek istiyorum bu yüzden bana yardımcı olur musunuz?
______________________________________

Birkaç dakikadır yardım etmeleri için bağırıyordum.Ama kimse beni kale almıyordu.Büyük ihtimalle yalan söylediğimi düşünüyorlardı.

"NE OLUR YARDIM EDİN.DOĞURUYORUM."

Acı içinde oturduğum yerde kıvranıyordum.İlk doğumumdan bile beter bir sancım vardı ve nefesim oldukça düzensizdi.Acı çığlıkları atarken kendi kendime doğum yapmaya çalışıyorum.

"Ne olur....bebeğimi kurtarın."

Bağırmaya ve nefes almaya gücüm kalmamıştı artık.O kadar zorlanıyordum ki bir an gözlerim bile karardı.Gözlerimi kapatırsam öleceğimi biliyordum.Bu yüzden gücümün son kırıntılarıyla ıkınmaya devam ettim.Gözlerimi açık tutmakta o kadar zorlıyorum ki anlatamazdım.İki tane ağlama sesi duyunca bende ağlamaya başladım

"GARDİYAN BENİ DUYDUĞUNU BİLİYORUM.ŞEREFSİZLİĞİN ZAMANI DEĞİL.EĞER BEBEKLERİME SENİN PİÇLİĞİN YÜZÜNDEN BİRŞEY OLURSA YEMİN EDERİM SENİ ÖLMEK İÇİN YALVARANA KADAR İŞKENCE EDERİM."

Ayak seslerini duymamla içim rahatladı.Gözlerim açıldığında Lily olduğunu gördüm.Bir an gördüklerime inanmak istemesemde o gerçekti.Kızımı ve oğlumu yerden alıp gidecekken benim lafım ile durmak zorunda kaldı

"Onlara iyi bak."

Bişey demenden gitti.Bende kendimi saldım.Yorgun olduğumdan enerjimde tükenmişti.En azından onları bu lanet yerden kurtarabilmiştim.Hala kan kaybettiğim için çok üşüyorum.

Yavaşlayan kalp atışlarımı artık duyabiliyordum.Ölüyordum...Çocuklarım annesiz kalacaktı galiba.Kalbim beynime inat pes ediyordu bu hayattan.O kadar yorulmuştu ki daha fazla dayanma gücünü bulamıyordu.Ne kadar dirensemde artık gözlerim kapanmıştı.Gözlerimin kapanmasıyla vücudum garip bir şekilde rahatlamıştı.Sanki üzerimden tonlarca yük kalkmıştı.

Yazarın ağzından↓

Kız yavaşça ölüyordu.Birkaç dakika sonra zindanın demir parmaklıkların ardına kadar akan kandan farketmişlerdi.Gardiyan ne kadar ölmesini istesede böyle olmamalıydı.Ona daha ne işkenceler yapıp hayattan soğutacaktı.Bu yüzden onun kollarındaki zincirleri çözüp birkaç seherbaz eşliğinde St Mungoya cisimlendiler.Şifacılar kızı görür görmez kırmızı alana aldılar.Seherbazlar alan çizgisinde bekliyorlardı.Gardiyan Remus'un evine cisimlendi.Her ne kadar tereddüt etsede kapıyı çaldı.Kapıyı açan James'dı.

"Bay Lupin evde mi?"

"Evet.Neden gelmiştiniz?"

Gardiyan yerinde kıpırdandı

"Bunu evde anlatmam daha uygun olur Bay Potter."

James kapının önünden çekilip gardiyanın içeri girmesine müsaade etti.Salona girmesi ile zamanlamanın kötü olduğunu düşündü.Kızın ailesi ve arkadaşları'da buradaydı.Gardiyan yutkunduktan sonra Oturan Remus'un karşısına geçti.O kucağında yeni doğan bebekleri yüzünden ayağa kalkamamıştı

"Ben Azkaban Gardiyanıyım Bay Lupin.Ve sizi eşiniz hakkında bilgilendirmek için geldim."

Remus düşündüğü şey olmaması için  tanrıya içinden yalvarmaya başlamıştı.Kar tanesi olmazsa o nasıl yaşardı.Çoçukları onu sorduğunda ne diyecekti?

Gray Princess / RemNisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin