Birleşme

17 10 0
                                    

Uçak piste indi ve durdu. Yavaş yavaş inmeye başladık. Havaalanına girdik ve valizlerimizi alıp çıkışa doğru gittik. Çıkışa geldiğimizde herkes oradaydı. Afra, Okan, Ege ve Hayal. Hayal'deki heyecanı görebiliyordum ama diğerlerinde telaşlı bir duygu vardı. Koşa koşa Hayal'e sarıldım. Barış ve Kuzey'de arkamdan geldi ve ilk olarak onlarda Hayal'e sarıldılar. Ben diğerleriyle tokalaştım, Barış ve Kuzey, Okan ve Ege'ye sarılarak selamlaştılar Afra ile de tokalaştılar. Önde Hayal ile ben arkada Barış ve Ege en arkada da Okan, Afra ve Kuzey yürüyerek geliyorlardı. Ortam biraz ciddiydi ama biz Hayal ile gülüşerek hemen dedikodu yapmaya başladık. Otobüse binip mahalleye doğru gittik. Otobüste sonunda sohbet etme zahmetine girdiler;
- Yolculuk nasıldı? (Okan)
- Normal bir uçak yolculuğu sıkıntı filan çıkmadı. Tekte gelebildik. (Barış)
- Tatil bitene kadar burada mısınız? (Okan)
- Sizinle konuşmamız gerek uzun bir mevzu var. (Barış)
- Bir sıkıntı mı var? (Okan)
- Öylede denebilir. (Kuzey)
- Daha şehire ayak bastığınız gibi olay mı geliyor yoksa? (Ege)
- Hee geliyor bir sıkıntı mı var? (Kuzey)
- Yani doğru söylüyor Ege, az soluklanaydık. (Afra)
- Yok yenge o alışmıştır İzmir beyefendiliğine o yüzden böyle konuşuyor. (Kuzey)
- Yenge mi? (Afra)
- Arkadaş ne yenge kelimesiymiş ya, kimseye söyleyemeyeceğiz. (Kuzey)
- Neler oluyor? (Hayal)
- Akşam hep birlikte konuşacağız merak etme. (Şule)
Otobüsten inince Kuzey iyice nefes alarak verdi. "Ohhh bee özlemişim" diyerek güldü. Mahalleye girince şakalaşmalar yavaş yavaş başladı. Atmosferi iyi geldi heralde. Şimdi herkes dağılacak ve akşam tekrar çıkacağız ve meselemizi konuşacağız. Ben Hayal ile gittim. Barış tek başına eve geçti. Hayal kapıyı çaldı, açan Murat Amca bilerek çok mutlu olmuş gibi üzerine geldim;
- Ben geldiiimm (Şule)
- Oh oh çok güzel, hoşgeldin bu ne enerji böyle? (Murat Bey)
- Beni gördüğüne bu kadar sevinmedi vallaha. (Hayal)
- aa senim yerin ayrı Murat Amca'nın yeri ayrı. (Şule)
- Ne yeriymiş acaba o? (Murat Amca)
- Kalbimdeki yerin Murat'cığım (Şule)
- Aman tövbeler olsun hadi hadi geçin içeri. (Murat Bey)
Murat Amca kahvaltı hazırlamış. Benimde artık bu aileden biri olduğumu söyleyerek sofraya yardımım olacağını söyledi. Birlikte sofrayı kurduk ve kahvaltımızı birlikte yaptık. Zaten Ankara'da yediklerimleyim hala, hayvan gibi yedim. Sofrayı toparladıktan sonra Hayal'in odasına geçtik.
- Evet ilk seninle sonra benimle, anlat bakalım.(Şule)
- Hangisiyle başlayayım? (Hayal)
- Nasıl hissediyorlar şuan az çok bilirsin?
- Berbat. Sayımız çoğaldıya onlara karşı, sustular.
- Sussunlar bir zahmet.
- Seni kendi aralarında eleştiriyorlarmış.
- Allah Allah ne kadar harika biriyim yaa. Dokunmadan bile insanları mükemmelliğim ile kıskandırabiliyorum.
- İşte diyorlar ki Şule gelince sen değiştin. Filan falan öyle boş.
- Allah Allah değişti işte sizin gibi mal mı kalsın?
- Onun dışında Afra her durumda onlardan olmayan birine laf sokma çabalarına giriyor.
- Onun da ağzının payını veririm ben merak etme.
- Doğum günü akşamını anlatmıyacağım. Menajer olayını da çok kez anlattım. Benden bu kadar sen anlat.
- Ne anlatmamı istersin canım?
- Canını sıkanları, bana anlatmadıklarını.
- Canımı sıkan Hakan var. Onun meselede okul açıldıktan sonra iki hafta yani anlayacağın iki haftalık çalışmam olacak ama o ilk günden beri çalışma yapıyor. Nasıl olacak bilmiyorum?
- Bu mesele büyük mesele fakat en büyüğü değil. Ağzındaki baklayı çıkar.
- Ağzımda bakla filan yok. Tüm diyeceğim bu.
- Otobüste konuşulan ne?
- Onu ben anlatamam. Akşam konuşacağız onu.
- Anlaşılan o da büyük büyük mesele değil. Hmm ne peki seni bu kadar etkileyen olay.
- Uff sen kaşındın. Gerçekten olay filan yok. Daha önceden bilemediğim bir duyhu karmaşası var.
- Nasıl?
- İşte keşke bende bilebilsem. Aradığım şey seks değil Barış ile çok kez yaptım hatta bir an Barış'tan şüphelendim başkasıyla yaptım...
- Ohaa nee?
- Dur hele. Onunla yapınca da sıkıntımı bulamadım. Aşk desen değil, yalnızlık değil, aile acısı değil, seks değil ne olabilir bulamıyorum.
- Anlaşılan bu tatilde yapılacak en önemli işimiz bu. Senin sıkıntını çözmek.
- Sıkıcı, benim için böyle şeylere girmene gerek yok.
- Saçmalama. Asıl senin için girerim böyle bir işe.
- Sen çok ukala oldun. Beni bile dinlemiyorsun.
- Eee hocam kim değil mi?
- Aferin dersine çalışıyorsun.
- Şarkı açayım mı?
- Aç ama öyle bir şarkı açki bu bundan sonra ikimizin özel şarkısı olsun.
- Diyorsun o zaman, ikimizin şarkısını dinleme şerefindesiniz. Buyurun.

Hayallerin Gittiği YerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin