on altı.

25.7K 431 65
                                    



Önümdeki manzaraya sinirle bakıyordum. 

Arhan aranıyor...

"Ne var?" Ah! Ne kadar kibar(!)

Mızmızlanırcasına söylendim. "Yanındaki kadını kov. Hemen!" Arhan'ın kaşları çatıldı. "Burada mısın?"

Aptal adam, tabii ki buradayım. "Bu ne fark eder? Onu sevmedim! Kurtul ondan."  Yanındaki kadın anladığım kadarıyla konuştuklarımızı duymuyordu ama meraklı bir şekilde telefona ve Arhan'a bakıyordu. Kaltak. "Oysa ben onu sevmiştim. Bir süre daha benimle kalacak gibi duruyor."  Sinirle dişlerimi gıcırdattım. "Eğer onu hemen kovmazsan oraya gelip bunu kendi yollarımla yapacağım Arhan abiciğim." Arhan'ın mavi gözleri kısıldı ve yüzüne bir sırıtış yerleşti "Denemeni görmek isterim, abisinin prensesi." Telefonu kapattı ve hâlâ yüzünde duran sırıtışla kadına geri döndü.

Bahçenin diğer tarafındaki çalıların birisinin arkasında saklanıyordum. Oradan çıktım ve hastane girişine doğru ilerlemeye başladım. Sürtük, benim adamımı benden çalmaya çalışıyordu. Ona şu an yapacağım şey yaptığım en hafif şey olacaktı.

Kahve makinesine gittim ve karton bardağa kahve doldurdum. Yüzüme istemeden gülümseme geldi. Benim olan benim kalır. Eğer ona ben sahip olamıyorsam, kimse olamaz.

Elimde kahve, yüzümde şeytani gülümsemeyle onların oturduğu banka doğru yürümeye başladım. "Ah! Merhaba hayatım!"  Arhan'ın ağzına düşecek olan kadınla Arhan arasına girip Arhan'a sarıldım. Arhan şaşkınlığını belli etmiyordu fakat meraklı gözlerle beni izliyordu aynı avının gelecek hamlesini izleyen bir yırtıcı gibi. Kadının şaşkınlığının ve merakının ise ondan aşağı kalır  bir hali yoktu. Kim olduğumu merak etmişti. Ortalarına oturmak yerine Arhan'ın kadına yakın olan sağ dizine oturdum.  Bu hareketime ikisi de şaşırmıştı.  Kafamı geri atıp Arhan'a bakmaya çalıştım ki bu haraket baya zorlamıştı boynumu. "Özlemişim seni.Eminim sen de beni özlemişsindir." Yüzüne zorlama, sahte bir gülümseme geldi. "Evet. Çok."

Kadın durumu toparlamaya çalıştı. "Şey... Merhaba, ben İrem ve sen de Arhan Bey'in kardeşi misin?" Aşağıdan yukarı aşağılarcasına kadını süzdüm. Çakma sarışındı ve üstüne üstelik dip boyası vakti gelmişti. "Yaka kartında yazıyor. Ayrıca kardeşi mi?" Kahkaha patlattım. Elimi uzattım. "Ben sevgilisiyim. Mira." Şaşkınlık ve utançla elimi sıktı. "Şey... Yani yanlış anlamanızı istemem sadece çok genç görünüyorsunuz." Sırıttım. "Öyle derler." Elimi sıkan eline bakarak konuştum."Ay... Tırnaklarını mı yiyorsun?" Yanakları daha da kırmızılaşmıştı. Bu kadının kim olduğunu anlamıştım. Hastane giriş-çıkış işlemleriyle uğraşan memur Hazal işten ayrılmıştı demek yerine bu çıkıntı gelmiş.

Elimdeki kahveyi soğumadan kullanmam gerekiyordu. Arhan'a dönüyormuş gibi yapıp kahvenin tamamını İrem'in üstüne döktüm. Kulağımın bile çınlamasına neden olacak küçük bir çığlık attı.  Bu kadının sesi o kadar kötü ve sinir bozucu ki ses tellerini aldırması lazım.

Ellerimle ağzımı kapattım. "Ayy... Kusura bakma. Elim çarptı birden dönerken. İyi misin? Seni lavaboya götürüp, eşlik etmek isterdim fakat Arhan ile yapmamız gereken önemli bir işimiz vardı. Tek başına halledebilirsin değil mi?" Kadın yüzünde ağladı ağlayacak bir ifade ile başını salladı. Beyaz gömleğin ıslaklığından dolayı belli olan sütyenine baktım. "O, Victoria Secret 2016 serisinden mi? Kızım daha yeni şeyleri takip etmelisin. Herneyse seninle tanıştığımıza çok memnun olduk İremciğim." Arhan'ın dizinden kalktım ve onuda kolundan tutup peşimde sürüklemeye başladım.

"Sevgili mi?" Ufak bir kıkırtı bıraktı ortaya. "Ah küçüğüm, babacıktan büyük bir cezayı hakettin."

Büyük Kötü Kurt || Daddy IssuesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin