|14|

642 89 61
                                    

"Bay Lee sizce de bu şekilde daha göze hitap edecek birşey olmaz mı?"

Minho sinirle bir nefes verdi ve sunumuna döndü. Çizim de kullanılması gereken kirişlerinde ölçülerini ve malzemelerini yazdı.

"Ben hem güvenli hemde güzel birşey yapmak için uğraşıyorum Bay Han. Burada bir aile yaşayacak. Güzel olması elbette önemli ama güvenlik daha önemli."

Öğretmen aralarında ne olduğunu anlayamadığı iki öğrencisine baktı. Ayağa kalktı ve Minho'nun yanına geçti.

"Minho çok güzel olmuş. Ben beğendim. Oldukça güvenli ve ayrıca hoş bir görüntüde veriyor. Puanın yüksek olacak. Yerine geçebilirsin."

Minho ona sinsice gülen Jisung'a baktı. Bilerek yaptığını biliyordu. Merdivenlerden çıktı ve onun arkasındaki kısma oturdu. 2 gündür istisnasız sürekli onunla uğraşıyordu. Minho ise sesini çıkarmıyordu çünkü hak etmişti. Chan ise bulduğu yerde Minho'yu öldürmek istercesine bakışlar atıyordu.

Zaten son dersiydi. Bir an önce eve gitmek istiyordu. Zamanın geçmesini bekledi. Gözleri yelkovanı takip etti geri kalan tüm bu sürede. Zil çalar çalmaz hızla yerinde kalktı. Yolda ona yalakalık yapan birkaç kişiyi güler yüzle geçiştirdi. Dışarıya çıkar çıkmaz yüzüne düşen damlalardan yağmur yağdığını anladı. Yavaş adımlarla, ıslanmaktan korkmayarak arabasına adımladı. Arabaya biner binmez başını direksiyona yasladı. Dolmuş gözleri ile başını kaldırdı. Sadece uzun süre sonra hissettiği saf sevgiyi kaybetmek istemiyordu. Ama şimdi Jisung ona soğuk davranıyordu. Minho onunla konuşmak için tüm gün çabalıyordu ama Jisung hiçbir adım atmıyordu. Arada gülümsüyor ya da şirin şeyler söylüyordu. Bu bile Minho'ya yeterdi ama Minho Bi kere o yakınlığı tatmıştı. Sevgiye aç bir çocuk olarak yetişmişti. En ufak sevgide tüm gardını indirir, insanlara olan tüm nefreti ve önlemi varsa o an yok olurdu. Sevginin yalanını gerçeğini yeni yeni öğrenmeye başlamışken karşına Jisung çıkmıştı.

Sevgisini daha çok hissetmek istiyordu. Sürekli onunla konuşmaya çalışıyor, yanında değilse bile mesaj atıyordu. Gün içinde yapması gereken çoğu şeyi unutmuş ondan mesaj bekler olmuştu. Canının yandığını hissediyordu şuan. Kendini sevdiğini biliyordu. O da Jisung'u seviyordu. Neden canı yanıyordu?

Yavaşça kontağı çalıştırdı ve sürmek için başını kaldırdı. Karşısında koştuğu belli olan ıslak saçları karışmış, bir eli kalbinde diğeri bacağından destek alan çocuğu gördü. Başını kaldırdı ve Minho ile göz göze geldi. İkiside dolu gözleri ile birbirlerine bakıyorlardı. Minho hızla kemerini açtı ve kapıyı açıp çıktı.

"Neyin var? Ne oldu? Birşeyin yok değil mi?"

Yanaklarını tutan eller ile başını kaldırdı. Endişeli bir şekilde tüm yüzünü inceleyen gözlere baktı.

"Seni çok mu üzdüm?"

Karşısındaki çocuğa döndü. Yağmur ve gözyaşları karışmış, ıslak yüzü ile ona bakıyordu.

"Ha-hayır. Öyle düşünme."

Jisung ellerini karşısındaki çocuğun saçlarına atıp geriye itti. Islak saçları ndan bir kaç tel önüne dökülürken küçüğünün güzelliğini izledi.

"Affettim seni. Daha fazla üzülme olur mu? Beni de kendini de üzme."

Minho gözlerinde biriken yaşların düşmesine izin vererek gülümsedi. İnsanların onlara olan bakışlarını umursamadan yavaşça yaklaştı ve dudaklarını minik dudaklara bastırdı. Küçük bir öpücük koydu. Daha sonra bir öpücük daha. Yavaşça geri çekildi ve gülümseyen küçüğüne baktı. Jisung saçlarındaki ellerini indirdi ve ensesinden tutup onu kendine çekti. Önceki öpüşmeleri gibi değildi. Sanki çok yorulmuş ve birbirlerinin dudaklarında dinlenmek istiyorlardı. Saf duygular vardı. Sevgi... Evet kesinlikle sevgiydi.

Minho şuan yaptığı şeyle beraber babasını karşısına almıştı. Çok belliydi. Ama artık umurunda değildi. Şuan ve bundan sonra ki her anında hissetmek istediği şey Jisung'un varlığıydı.

ㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅ

Kusura bakmayın. Kısa bir bölüm oldu ama 3 gündür fazla yorgun ve meşguldum. Konuşacak birşeyim yok.

Sizleri seviyorum! Kendinize iyi bakın! 🏳️‍🌈

Finifugal - MİNSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin