|15|

617 86 35
                                    

Burnunu gıdıklayan tüy ile başını hafifçe iki yana salladı. Arkasından ona sarılmış kol ve bacaklar yüzünden kısıtlanan hareketler ile gözlerini açtı. Karşısında ona bakan Dori ile gülümsedi ve arkasındaki büyüğüne daha da sırnaştı. Yanına kıvrılan Dori ile merakla başını kaldırıp yatağa baktı. Soonie ve Doongie, Minho ve kendisinin oluşturduğu hilal şeklinin ortasına yatmışlardı. Elini kendi karnında birleşmiş olan büyüğünün eline koydu ve yavaşça okşadı.

Ensesinde hissettiği hızlanan nefes ile Minho'nun uyanmaya başladığını hissetti. Elini Dori'ye uzattı. Dori önce elini kokladı sonra ise kendini sürtmeye başladı. Başının altını okşarken çıkardığı mırıltılar ile kendi gözlerini kapattı. Bir eli sevdiği adamın elinde, diğer eşi sevdiği adamın çocuğu gibi gördüğü kedideydi. Birbirlerine sımsıkı sarılmış, 3 kedi ile mutlu bir şekilde uyumuşlardı. En son hatırladığı şey, kendini Minho'nun sır gibi sakladığı evinin bahçesinde çimenlere attığı ve yıldızları izlediğiydi.

Ensesindeki nefes hissi gittiğinde başını geriye çekip baktı. Minho başını eline yaslamış uyuduğu için kısılmış gözleri ve karışmış saçları ile ona bakıyordu.

"Günaydın."

Minho elini küçüğünün yüzüne düşen saçlar uzattı ve yüzünden çekti. Elinin tersi ile şişmiş göz ve yanakları sevdi. Jisung ise bu dokunuşlar karşısında gözlerini kapattı ve herşeyi hissetmeye odaklandı.

Gözlerini kapatmış küçüğüne gülümsedi ve yataktan yavaşça kalktı. Mayışmış gözleri ile ona şaşkınlıkla bakan Jisung'a güldü ve elini ona uzattı. Jisung elini tuttu ve yataktan emekleyerek kalktı. Minho parmaklarını birbirine geçirdi ve ellerini kenetledi.

Minho Jisung'un elini böyle tutuyordu. Hem elleri güzel gözüküyordu hemde diğerlerinden daha sağlamdı. Birbirinin içine kenetlenmiş eller kolay kolay çözülmüyordu. Samimi ve güvenli geliyordu.

Minho normal adımları ile yürürken Jisung arkasından mızmızlanarak yürüyordu. Banyoya girip durduklarında Jisung hafif boy farkı yüzünden başını kaldırdı ve büyüğünün gözlerine baktı. Minho, Jisung'a verdiği pijama takımının düğmelerini açmaya başladı. Jisung gözlerini, işine odaklanmış büyüğün çevirdi. Odaklandığı için hafif çatılmış kaşları, kırmızı güzel şekilli dudakları ve karışık saçları ile oldukça çekici gözüküyordu.

"Ne yapacağız?"

"Duş."

Minho çözdüğü düğmelerin üzerinde elini gezdirdi ve ellerini küçüğünün omuzlarına çıkardı. Yavaşça elini gömleğin içinden omuzlarına soktu ve gömleğin yere düşmesini sağladı. Dün gece düşmesin diye sıkı sıkıya bağladıkları eşofman ipini tek eli ile açmaya başladı. Gözleri birbirine kenetlenmiş öylece bakıyorlardı birbirlerine.

Jisung üzerinde gezinmeye başlayan gözle ağzından bir küfür kaçırdı ve hızla Minho'nun ensesinden tutup kendine çekti. İkiside bu anı bekliyormuş gibi şehvetle öpüşüyorlardı. Bu sefer diğerleri gibi hissetmedi. Sevişmeye odaklı değilde sanki ona karşı olan sevgisini göstermeye çalışıyor gibiydi. Yanaklarını seven baş parmaklar da kanıtlıyordu. Elini büyüğünün tişörtünün eteklerine attı ve yukarıya çekiştirdi. Minho üzerinden çıkarılan tişört ve boynuna dolanan kollar ile karşısındaki güzelliğe baktı. Jisung dudakları birbirine değecek kadar yakın durdu.

"Seni çok özledim."

Minho çenesini kaldırdı ve dudaklarını birleştirdi. Elini yerleştirdiği beli kendine çekti. Onu gerçekten özlemişti. Ona asla bitmeyen ve doymayan bir sevgi ile bağlandığını hissediyordu. İkisi hala öpüşürken tüm engellerden kurtuldular.

Minho sonunda hissetmek istediği sevgiyi hissediyordu. Bir zorunluluk olarak doğmuştu ve ailesinden asla sevgi görmemişti. Annesi son dönemlerinde ona değer vermeye, sevmeye başlamıştı. Ama Jisung'a dediği gibi gitmek zorunda kalmıştı. Jisung hayatı boyunca aradağı herşeyi Jisung'ta bulmuş giib hissediyordu.

Jisung'u lavabonun önüne getirdi ve arkasına geçti.

"Bizi izle. Birbirimize ne kadar uyumlu olduğumuzu, ne kadar güzel gözüktüğümüze bir bak."

Bunları söylerken küçüğünün belini kendine çekti ve kalçasını öne çıkardı. Iki parmağını yavaşça içine soktuğunda, Jisung başını öne eğdi ve gözlerini kapattı. Dudaklarını birbirine bastırıp inlemesini bastırdı. Minho iki parmağını Jisung'un çenesinin altına koydu ve başını kaldırdı. Aynadan birbirlerine baktıklarında Jisung başını salladı ve anladığını belirtti.

Minho tekrar arkasına geçip parmaklarını hareket ettirmeye başladı. Aynadan birbirlerine bakıyorlar ve hissettikleri duygulara odaklanmaya çalışıyorlardı. Minho parmaklarını çıkardığında Jisung sertçe yutkundu. Minho kendini konumladığında göz göze geldiler.

"Söz veriyorum canını yakmayacağım Sevgilim."

ㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅㅅ

Bu bölümü sadece bir günde yazdım desem ne dersiniz? Bu aralar oldukça yoğunum ve bölüm yazmayı unutmuşum. Bölüm atmak için girdim ve gördüğüm şeyle yıkıldım. Bölüm ismini koymuşum ve çıkmışım. Neyse ki yetiştirdim.

Sizleri seviyorum! Kendinize iyi bakın! 🏳️‍🌈

Finifugal - MİNSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin