Gerçekten daha kötü olmuştu. Dört silahlı Şafak Kardeşliği üyesi içeri girdi.
-Herkes yere yatsın!
-Günü kurtarmaya çalışan olursa beynini dağıtırım.
Gangsterlerden bir başkası kasaya yaklaşırken diğerleri etrafı kolaçan ediyordu.
-Kapıyı aç! dedi kasaya yakın olan adam.
Kapının açılma sesi duyuldu.
-Parayı çantaya boşalt! dedi aynı adam, spor çantasını göstererek.
Diğer ikisi de kasaya yaklaşırken sonuncusu daha geride kaldı.
Danny göz ucuyla, soyguncuları şüphelendirmeden masasına baktı.
Metal silah ona bakıyordu. Silahına yavaşça uzandı. Farketmediler. Silahı eline aldı. Doluydu. Başka bir şey daha gözüne çarptı: Stuart'ın elinde de bir silah vardı. Danny önce kendini sonra da yan yana duran soyguncuları işaret etti. Sonra önce Stuart'ı sonra kapıya yakın olan ve kasadaki adamı işaret etti. Stuart başıyla onayladı. Bu adama bayılıyordu. Silahını çekti ve adamlardan birine doğrulttu. Adamların yakın olması onun için bir avantajdı. Stuart'ın işi daha zordu. Bağırarak adamların dikkatini dağıttı. Ve adamlara arka arkays ateş etti. Çok hızlıydı. Stuart da gerideki adama ateş etti. Etraf kan gölüne döndü. Stuart kasadaki adamın silahını masada unutmasını fırsat bilip ona da birkaç el ateş etti.
Adamlar yerdeydi. İkisi, günü ve paraları kurtarmıştı. Çalışanlar Danny'yi ve Stuart'ı ihbar etmeyeceklerine dair söz verdikten sonra alarmı çalıştırdılar ve on dakika içinde polis oradaydı. Sorgulandılar (hiçbit şey itiraf etmediler) ve dışarı çıkmalarına izin verildi.
-Şimdi ne yapaıyoruz Danny ?
-Ne biliyim sen evine ben evime.
-Deli misin sen!
-Niyeymiş o?
-Çünkü dört Şafak Kardeşliği üyesini öldürdük. Ve farketmediysen söyliyeyim birinin kırmızı üzerine siyah çizgili bandanası var.
-Yani o üst rütbeli bir üye. Önemli biri. Peşimize düşecekler.
-Tamam ne öneriyorsun?
-Birimizin evinde kalmalıyız.
-Peki, bana gidelim o zaman.
-Olur.
-Taksi!
Eve vardıklarında ikisi de yorgunluktan ölüyordu. Kanepelere o kadar hızlı kendilerini attılar ki kanepeler neredeyse kırılıyordu. Düşünemeyecek kadar yorgunlardı. Oturdukları kanepede uyuyakaldılar.
Danny bir tokatla uyandı. Çok sertti.
-Kalk Bay Catter!
-Ne?
-Kim olduğunuzu biliyoruz.
-Ben kim olduğunuzu bilmiyorum.
-Dünkü banka soygununda öldürdüğünüz adamlar bizimdi?
Danny'nin içinden gelen bir ses ona şöyle dedi:
İyi bok yedin İrlandalı!
Şimdi ne yapacaktı? Adamlar evindeydi ve onu muhtemelen öldürmek istiyorlardı.
-Size bir iş teklif etmeye geldik Bay Catter.
İnanılmaz! Heriflerin en iyi adamlarını temizliyorsun ve seninle iş yapmak istiyorlar.
-Çete savaşlarından hoşlanmam.
-Sizin gibi bir adamı bir çete savaşında harcamak istemeyiz Bay Catter.
-Peki ne istiyorsunuz?
-Daha büyük planlarımız var.
-Ne gibi?
-Öğreneceksinz. Şimdi bizimle geliyorsunuz.