-Oktay! Yapman gereken tek bir şey vardı. Tek bir şey! Rehineleri kontrol altında tutman gerekiyordu. Ve sen bunu bile yapamadın mı yani!
- Kavganın sırası değil. Çantaları ver Danny, gitmemiz gerek. Hem de hemen, dedi Benny.
Haklıydı. Çantaları alıp çıkmalıydılar. Ancak önlerinde bir polis ordusu vardı.
-Peki ama nasıl?, diye sordu Stuart.
- Tabii ki önümüze çıkanı indirerek, dedi Benny.
Sihlarını çekip çıktılar. Ellerindeki silahları daha önce hiç kullanmamış gibi kullandılar. Bam bam bam! Üç aynasız yerde. Benny sol tarafı aldı. Danny sağ taraftaydı. Stuart ve Oktay da önden gittiler. Polis ordusunu yara yara ilerlediler. Carlos, onları sokağın hemen karşısında bekliyordu.
Arabaya atladılar.
- Bas bas bas!, dedi Danny.
-İçeride ne oldu?
-Oktay'ın sorumsuzluğu, dedi Danny.
- Ne! Sadece benim suçum değildi! Stu da benimleydi.
-Beni karıştırma dostum.
-Umurumda değil. Parayı alabildiniz mi?
- Evet hepsi, burada, dedi Danny.
- Güzel.
Yaklaşık iki saat boyunca polisleri atlatmaya çalıştılar. Atlattıktan sonra mahalleye yöneldiler.
Parayı saydılar. Tamı tamına üç milyon beş yüz bin amerikan doları. Dimitri bir milyonunu aldıktan sonra geriye her birine beş yüzer bin dolar kalıyordu. Daha ne olsun!
Parayı bölüşürken Dimitri de içeri girdi.
-İyi iş baylar.
-Sağolun efendim, dedi Carlos.
-Danny, buraya gel, dedi Bay Stefanovic.
-Buyurun efendim.
-Danny, üç ay sonrası için büyük bir uyuşturucu işine giriyoruz.
-Ne kadar büyük?
-Yüz elli kilo.
-Aman tanrım! Bu çok fazla!
-Ve hepsi kokain. Senden bana bu iş için yardım etmeni istiyorum. Birkaç kişiyi daha buna ortak etmeliyiz yoksa bu yükün altından kalkamayız. Bu konuda bana yardım edecek misin?
-Tabii efendim.
-Güzel. Şimdi yaptığınız soygunu kutlayabilirsiniz.
Ardından Bay Stefanovic binadan ayrıldı.
-Evet baylar içkiler benden!, dedi Stuart. Bu mafya olayına alışmıştı.
Danny için önemli şeyler oluyordu. Şimdiye kadar yapılmış en büyük uyuşturucu işime girecekti.
