Bölüm IV

56 2 0
                                    

       Dimitri'ye çalışmak sandığı gibi değildi. Çünlü bir çeteye, başıboş bir gangster ordusuna çalışmıyordu. Onu kontrol eden mafyaya çalışıyorlardı.Ya da kendi deyimleriyle "işadamları". Çeteden başka mafyanın ilgilendiği birçok iş vardı.  Haraç, tefecilik, fuhuş ve tabiiki uyuşturucu. Çete işleriyle ilgilenen adamın adı Rick Clause'tu. Çetenin en büyük işlevi mafyayı gizliyor olmasıydı. Ayrıca uyuşturucu işinin de hızlanmasını sağlıyordu. Torbacıları kontrol ediyor, mafyanın uyuşturucusunun daha kolay satılmasını sağlıyordu. Büyük çapta soygunlarla para akışını hızlandırıyor, diğer çetelerle savaşarak mafyanın otoritesini güçlendiriyorlardı. Tefecilike Armando Senandre, Harçla Shaun Lee, kadınlarla Jorge Babocca ilgileniyordu. Dimitri haklı olarak uyuşturucu işini kimseye bırakmamıştı. Danny ise Dimitri'nin yakın korumasıydı. Ama zencinin olayını çözememişti. O adamda bir şeyler vardı. Her neyse. Stuart'a gelince, o da Dimitri'nin şoförü olmuştu. Ne yapması gerektiğini anlamıştı. Patronu koru, saygısızlık etme ve hiçbir şeye karışma. Bunları unutmadığı sürece hayatta kalırdı. Çünkü korumalık yaparken pek heyecan verici şeyler olmuyordu. Hiç bir salak California'nın en büyük mafya babasına saldırmaya cesaret edemezdi. Ayrıca aldığı ücret de çok iyiydi. Bankacılıkta bir ayda aldığı maaşın beş mislini neredeyse iki ayda kazanıyordu. Yaptığı hesaplara göre dört ay sonra hayalindeki mavi Mustang'i alabilecekti.
       Ama şimdi bunları düşünemezdi. Çünkü koruma görevinden farklı, daha heyecanlı ve tehlikeli bir iş üzerindeydi. Daha önce kendisi ve Stuart tarafından sabote edilen banka soygununu yapmalıydılar. Bay Stefanovic'in dediğine göre -ki yüzde yüz haklıydı- bu işi onlar bozduğu için bu işin içinde onlar da yer almalıydılar. Aslında Bay Stefanovic'in, onkarın da bu işin içinde olmasını istemesinin bir nedeni de bankayı avuçlarının içi gibi bilmeleriydi. Bu onlara da mantıklı gelmişti. Soygunda Danny ve Stuart dahil beş kişi olacaklardı:
Carlos bankanın yakınında bir ara sokakta arbanın içinde onları bekliyor olacaktı. Kaçış için. Benny, Oktay, Stuart ve Danny içeri girecek, parayı alıp çıkacaklardı. Bir İspanyol, bir İngiliz, bir Amerikalı, bir İrlandalı ve Bir Türk. Fıkra gibiydiler. Neyse. Ancak her şeyden önce planda bir aksaklık olmaması için Benny, iki gün önceden bankaya bakım elemanı olarak gidip alarmlarını etkisiz hale getirmişti.  Ayrıca bu gün bankaya yaklaşık üç milyon dolar para girecekti. Kazanç hayal edemeyecekleri kadar çoktu. Çete mahallesindeydiler. Çıkmak için Carlos'u bekliyorlardı. Hepsi tamamen soyguna hazırlardı. Benny'de bir saldır tüfeği, Oktay'da bir tabanca vardı. Danny ve Stuart'a da birer pompalı vermişlerdi. Ayrıca herkeste birer spor çantası vardı Silahın ağırlığı insanı tuhaf bir biçimde mutlu ediyordu.
    Uzaktan yeşil bir Pontiac göründü. O kadar hızlı geliyordu ki arabanın arkasında arabadan daha büyük bir toz bulutu vardı. Herkes geriye çekildi. Araba onlara çarpmadan hemen önce durdu. Arkasındaki toz bulutu adeta saldırıya geçti. Geriye dönüp yüzlerini kapatmamış olsalardı yüzleti tozdan parçalanabilirdi. Nitekim elkeri yanıyordu. Carlos arabayı işte böyle sürüyordu. Aklı olan bir polis onları takip etmeye çalışmazdı.
-Dostum bizi öldürüyordun, dedi Amerikalı
-Abartma Benny. Ben hiç kimseyi arabayla ölmedim. En azından bu kazara olmadı. Neyse, hadi atlayın.
      Araba yolculuğu dikkat çekmemek için yavaş geçti. Ellerinde silahlarla çevirmeye takılırlarsa sorun çıkabilirdi. Bankaya ulaştılar. Kafalarına kar maskelerini taktılar. Carlos onları bankanın önünde bıraktı.
-İyi şanslar baylar. Az ilerde sizi bekliyor olacağım.
    Bankanın kapısından içeri girdiler.
-Herkes yere yatsın!, diye bağırdı Oktay.
     Benny silahının arkasıyla yeni güvanlik görevlisini bayılttı. Adrenalin had safhadaydı. Danny'nin kalp atışları hızlanıyordu.
   Çalışanların ve müşterilerin korku ve çaresizlik hissediliyordu. Özellikle Stacy. Onu hiç bu kadar korku dolu görmemişti.
-Sen! Gözlüklü!, diye bağırdı Danny, Bay Slitcher'ı işaret ederek.
Onu rehin almıştı. Kasanın kapısına doğru onu sürükledi. 
-Kasayı aç!
-Ta-ta-tabi. Açıyorum. Dedi Bay Slitcher. Onu böyle korku dolu ve dehşete düşmüş halde görmek, Danny'yi ve yüzünden anlaşılacağı gibi Stuart'ı da zevkten dört köşe etti. Kasa açılınca Danny içeri daldı ve paraları avuç avuç spor çantalarına doldurdu. Her çantada en az yedi yüz bin dolar para vardı. Spor çantalarını sırtlanıp çıkacakken bir ses durmasına neden oldu:
Polis sirenleri. Lanet olsun.
  

Gang fightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin