Danny hâla olayın şokundaydı ama Stuart daha beter haldeydi. En ufak seste korkup biryerlere saklanmaya çalışıyordu. Haksız da sayılmazdı. Bir gün içinde iki adam öldürmüş ve gangsterler tarafından kaçırılıyordu. Bulundukları durum çok kötüydü. Cinayet işlemiş ve çete üyleriyle işbirliği yapıyor sayılırlardı.
Bir minibüsün içindelerdi. Gittikleri yer çok uzak olmalıydı çünkü deponun dolu olup olmadığını birkaç kez kontrol ettiler. 27 Dovey Caddesi'nden geçtikten sonra, şehrin dışında bir yere gittiklerinden emin oldu. Şehrin sınırına yakın bir mahallede durdular. Kırmızı kıyafetleri olan onlarca adam olduğunu görünce, buranın Şafak Kardeşliği Karargahı gibi bir şey olduğundan artık emindi. İki katlı ve bir çok renkte banliyö evlerinden oluşan bir sokağa doğru ilerlediler.
Yeşil ve diğerlerinden daha önemli görünen bir eve alındılar. İçeride üst rütbeli beş çete üyesi onları bekliyordu. Kapıyı onlara açan adam eve girdikletinde kapıyı kapatıp içerde kapının önünde beklemeye başladı. Kısa sakallı bir adam (liderleri olmalıydı) Danny'ye gülümsüyordu. Sevgi dolu görünmüyordu. Hemen arkasındaki siyahî adamdaysa çok ilginç bir şeyler vardı. Duruşu diğerlerinden farklıydı
-Hoş geldiniz Bay Catter ve Bay Luon, dedi kısa sakallı olan.
-Hoş bulduk.. Sanırım.
-Lafı fazla uzatmadan konuya gelelim. Yaptıklarınızdan haberimiz var baylar. Bir komutanımızı ve en iyi adamlarımızdan üçünü temizlemişsiniz. Ama korkmayın sizi öldürmeyeceğiz. Biz öyle çalışmayız.
-Peki ne istiyorsunuz Bay ...?
-Stefanovic. Dimitri Stefanovic
-Adamlarınız bize bir iş teklif ettiler. Peki, ne tür bir işten bahsediyoruz Bay Stefanovic?
-Sizden benim korumalarım olmanızı istiyorum. Sizin gibi adamlara ihtiyacımız var.
-Peki ya kabul etmezsek?
-Bunu anlarım... Ama adamlarımın anlayacağını sanmam.
Dimitri adamlarını işaret etti. Hepsi silahlarını çektiler.
-Öyleyse kabul Bay Stefanovic.
-Pekâlâ baylar, öyleyse çıkabiliriz.
Siyahî adam ona güven verici bir bakış attı. Danny bunun ne anlama geldiğini bilmiyordu ama şundan emindi: Artık resmen bir suçluydu.