Sondan bir önceki çıkış

18 2 1
                                    

Genç adam Beyoğlu'nun ara sokaklarında heyecanlı adımlarla volta atıyordu. Buluşacakları yere 1 saat erken gelmiş ve oturmak istememişti. Mekanın çevresinde dolanıyor bir yandan da onu ilk göreceği anın hayalini kurmaya çalışıyordu. Çok mu çirkindi yoksa aşırı güzel mi? Kilolu muydu? Yada cok mu kısa? Bir an olsun kendine kızdı düşünceleri yüzünden.  Her ne olursa olsun tüm o konuşmalar , geceler boyu süren şehvet ve tutku dolu sözleri düşündükçe başka bir kadın ile bu kadar mutlu olamayacağını düşündü. Aklını dağıtmak için şeytan üçgeni teorisini düşünerek çevresinden geçip giden kadınların görüntülerini , giyimlerini incelemeye başladı. Kot pantolonlu bir genç kız geçti sırt çantasıyla. Çok genç , çok masum. Mümkün degildi. Sokağın diğer tarafından kendisine doğru yaklaşan oldukça alımlı bir kadın daha geliyordu. Mini etek , tamam. Çoraplar , tamam. Topuklu ayakkabı ? Hayır , bu kadın oldukça düz bir ayakkabı ile hızlı adımlarla yürüyordu. Belli ki mesasini tamamlamış bir iş kadınıydı ve evine varmaya çalışıyordu. Yine de istemeden de olsa alıcı gözle bakmış ve kadının tum vücut hatlarını süzerken kadının öfke dolu bakışları ile karşılaşınca başını utanmış bir halde önüne dogru egmişti. Saçlarını kaşıdı , elindeki çiçek buketini arkasına saklayarak mekanın camlı vitrinine dogru döndü. Oldukça utanmış ve yüzü kızarmıştı. Kadın homurdanarak ve meydan okurcasına yanından geçerken hafifçe  genç adama çarptı. Genç adam bu sarsıcı olmayan omuz atmanın etkisiyle vitrin camına bakarak sokağın aşağısını görecek bir açıya istemsizce döndü. O esnada, sadece kısacık bir an sokağın yokuş aşağı tarafından köşeyi dönmek üzere olan kadın ile göz göze geldi. Kalbi yerinden çıkacak gibi atmaya başladı. Kızıla yakın dalgalı kahverengi saçları şakaklarından dökülüyordu ve genç adama doğru firlattığı o bir anlık bakışın derinliği , vitrin camında ki yansımadan bile genç adamin sarsılmasına neden olmuştu. Siyah derin bir yırtmaç ve ince siyah naylon çorap ile bir çift parlak kırmızı topuklu ayakkabi hızlıca köşeyi dönerken genç adam ayni hizla o tarafa doğru döndü. Ayni anda kadının diğer sokağa dogru gözden kaybolduğunu farketti. Genç adam aylardır bu anı bekliyor olmanın heyecanı ile hic düşünmeden kadının arkasından hızlı adimlarla yürümeye başladı. Her yeni sokağa dönüşünde kadını bir saniyeliğine görür gibi oluyor ve kadin diger sokağa dogru kayboluyordu. Fantezi dunyasi oldukça geniş bir kadın olduğunu geceler boyu süren sohbetleri esnasında anlamıştı ve tahmin ediyordu ki bu da kadının yeni bir oyunuydu. Bu küçük , ateşli kovalamaca hoşuna gitmeye başlamış ancak sabırsızlığı da bir yandan artıyordu. Bir sokak , sonra bir sokak daha. Gittikçe kalabalıklardan uzaklaşıyor Beyoğlu'nun pek te tekin olmayan dar sokaklarına doğru devam ediyordu küçük kovalamaca. Genç adam hafif tempoda koşarcasına döndü son sokağı ve sokak boştu. Arkasına baktı sonra tekrar sokağa baktı ama nafile. Gözden kaybolmuştu kadın. Ne kadar süredir takipteydi farkina varamamisti. Saatine baktığında gece yarısına yakin bir saati gostermekte ve artik  sokaklar pek te tekin olmayan tiplerle dolmaya başlıyordu. Geri dönmeyi düşündü bir an. Zaten hiçbir şeyin yolunda gitmediği hayatında bir kayıp daha olurdu en fazla. Üzülecekti belki de sonunda. Belki de ikisi birlikte olmamaliydilar. Tam son umudu kırılıp geri dönmek uzereyken sokağın diğer ucundan sanki onu aşka davet eden o topuklu ayakkabıların ritmik sesini duydu. Kosar adım sokağa yönelirken gözü bir saniyeliğine apartmanlardan birinin duvarına yazılmış yazıya takıldı.

" Ölümden bir sonra , sondan bir önceki çıkış..."

Gecenin Kırmızı RengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin