1. Bölüm

59 11 8
                                    

Bir Pazar sabahı kardeşim ile kahvaltı yapıyorduk...

Ne kadar güzel bir başlangıç değilmi?
Kardeş ile yapılan o mükemmel kahvaltılar, ama bizim ki normal değildi. Abim İmran 2 aydır evde yoktu.

"Yusuf şu ballı ekmeği ye bakalım." elimdeki ballı ekmeği Yusuf'a doğru uzattım. En sevdiği şeylerden biriydi ballı ekmek.

"abla biliyormusun bu hayatta ilk seni sonra ballı ekmeği seviyorum."

"abin.... Onu sevmiyormusun?"

"o gelmiyor abla bizi görmüyor. Abla, abim nerde?" haklıydı... diyecek bir şey bulamadan konuyu değiştirmiştim.

"Yusuf bugün parka gidelimmi?" kırmızı çerçeveli gözlüklerini düzeltti "olur ama Ayşe ablada gelsin."

"tamam sen bitir ballı ekmeğini ben arayım Ayşe ablanı." başını sallayarak yemeğe devam etti. Ayşe benim kampüsten arkadaşımdı
Üniversite sınavlarına birlikte çalışırdık bir kaç sefer bize geldiği için Yusuf ile çok iyi anlaşıyordu.

Telefonu elimden bırakırken kapı alacaklı gibi çalmaya başlamıştı. Yusuf korkulu gözleri ile bana bakarken onu odasına yönlendirdim,

"ablacığım ben gelene kadar sakın çıkma.!" kafasını sallayarak içeri girdi.
Beyaz şortum ve beyaz askılı buluzumun üzerine hızlıca uzun bir hırka geçirdim. Kapıya doğru yürürken. "yaa ne var alacaklı gibi açtım işte!" kapıyı açtığımda silahlı adamlar beklemiyordum doğrusu.

"Bacım kusura bakma... Beyler indirin silahları." köşedeki adam emir vermiş herkes silahını indirmişti.

"B-buyrun? Bi sorunmu var?" kekelemiştim.
'yok senin karşında silahlı adam yerine ayı oynuyo Zeynep.'
'iç ses espirine!'

"Bacım İmran Taşdoğan burada mı oturuyor?" abim mi ah abi başına ne iş açtın acaba? Korkuyla kafamı salladım fakat ben konuşmak için dudaklarımı aralamıştım ki Yusuf'un ağlamaklı çığlık sesleri kulağıma doldu,
"bizi rahat bırakın abim evde yok gidin burdan.!"
O kadar korkmuştu ki karşımızdaki adamlarıda korkutmuştu onlar ise silahlarını bir anlık ona çevirmiştiler ben sinirle onlara bakarken Yusuf'a doğru eğilip "ablacığım sorun yok bak bunlar abinin arkadaşları gidecekler şimdi ağlama artık lütfen.." beni Yusuf'u sakinleştirmeye çalışıyordum. Bazı adamlar içeri girmiş bazıları ise bizim başımızda bekliyordu. İçeriden bir adam;
"Kadir abi ev temiz." diye bağırırken telefonda konuşan adam kafasını salladı bir süre sonra telefonu kapatıp "yürüyün burda işimiz bitti." diyerek apartmandan çıktılar.

Yusuf kucağımda odasına taşırken aklı dağılması için göz yaşlarını silerek  "Yusuf hani parka gidecektik. Hem bak Ayşe ablan Esila ablayı da yanında  getirecekmiş." bir sevinç çığlığı koptu ağzından "abla Esila kim?" gözleri şişmiş yanakları al al olmuş o kadar komikti ki..

"o da benim arkadaşım seni çok sevecektir." kafasını sallayarak dolabın önüne geçti. Bende ona mavi gömleği ve beyaz kapri pantolonunu çıkartıp giymesi için verdim. Üzerini giyinip saçlarına şekil verdikten sonra kapı çaldı.

"Ayşe abla geldiii!" diyerek kapıya koşturdu.

"hoşgeldin Ayşe."

"Hoşbuldum." dedi Yusuf'a sarılırken ben hemen lafa atlayıp, "Ayşe siz aşağı inin ben üzerimi giyinip geliyorum." onlara kapıyı kapatırken kendi odama geçtim dolabımdan rastgele bir siyah pileli bir etek çıkarıp giydim çekmeceden lila rengi askılı buluzumu da üzerime geçirdim saçlarımı tepeden sıkıca at kuyruğu toplayıp çantamıda alıp evden çıktım.

KAYAN YILDIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin