Let Me Tease You [TÜRKÇE ÇEVİRİ]

9.Bölüm

Ye Junchi, JiYuan'ın sessizliğe gömüldüğünü fark etti, kaşlarını kaldırdı ve "Şaka yapmıyorum. Ne, Ji ailesinin işine karışmamdan mı korkuyorsun?"

Aslında asıl vücut sahibinin aileye karşı derin duyguları yoktu. Ama şimdi bu konuyu düşünmenin zamanı değil...

JiYuan, Sistemi kararmış bir yüzle dürttü.

"Ye Junchi ile işbirliği yapmanın zorluk seviyesi çok yüksek. Orijinal karaktere göre, 'o' kesinlikle Ye Junchi'nin yardımını reddederdi. Katili bulmak için işbirliği yapmak şöyle dursun, ölümle tehdit edilsem bile duruşumdan taviz vermem."

JiYuan devam etti, "Hayır, bu olmaz Sistem. Bu zaten başlamak için bir OOC görevidir. Görevi atlamayı veya biraz OOC (YJC'nin yardımını kabul etmek için) izin vermemi rica ediyorum."

Sistem : "Hala bunun için pazarlık yapmak istiyor musun?"

"Umurumda değil! En kötü ihtimalle, bu görevi yapmayacağım!"

Sistem bir an düşündü. Görev gerçekten de oldukça güçtü.

Sistem : "Tamam o zaman. Ama çizginin dışına çıkıp ciddi bir OOC yapsaydın, yine de cezalandırılırdın."

Bu sadece oyunculuk becerileri meselesi değil mi?

Gizlice rahatlamış hisseden JiYuan, düşüncelerini sıraladı, yüz ifadelerini kontrol etti ve hafifçe, "Bununla sadece tahmin ederiz, temel nedeni değil. Bana gerçekten yardım etmek istiyorsan, onun yerine katilin kim olduğunu bulmaya ne dersin? O zaman sen ve ben masumiyetimizi kanıtlayabileceğiz."

"Masumiyet bu kadar önemli mi?"

Ye Junchi'nin kaşları tekrar kalktı; gerçekten umursamıyormuş gibi bakarak, "Ama yapmak istediğin buysa, sana yardım edeceğim."

???

JiYuan ciddi şekilde şaşırdı "Beynine bişey mi oldu? Nasıl bu kadar kolay kabul edebildi?"

Sistem bir an sustu, "Mutlu olman gerekmez mi?"

JiYuan: "Daha da çok korkuyorum ah! Vücuduma mı imreniyor?!"

Sistem soğuk bir tavırla, "Ondan daha mı güzelsin? En fazla, sadece kanını içmek istiyor."

"...." JiYuan artık Sistem ile konuşmak istemiyordu.

Gui Chi'nin hızı hızlı değildi ama yavaş da değildi. JiYuan'ın yüzünün hemen önünde ısıran soğuk gece rüzgarı vardı; havada uçma hissi çok güzeldi. Üzerlerinde bir dizi yıldız vardı; parlak ay, gece göğünün uçsuz bucaksız parçasında asılıydı. Ayaklarının altında sonsuz ve uzak, uçsuz bucaksız karanlık bir ülke vardı. Onlara esensoğuk gece meltemi JiYuan'ın kemiklerine işliyordu. Ye Junchi'nin rüzgarı engellemek için önünde durmasına izin verdiğinden şüphelendi.

'***

"Ama..." Bir süre sessiz kaldıktan sonra Ye Junchi ağzını açtı ve yavaşça konuştu, "... gerçekten bana büyük bir sorun açtın, küçük şey."

JiYuan kafası karışmışdı ve bununla masum hissediyordu, "Ne sorunu?"

Ne olduğunu hemen anladığı için Ye Junchi'nin artık cevap vermesini istemiyordu. Gui Chi aniden kendini kontrol etmesi manevi gücünü kaybetmiş gibi sallandı ve yere düştüler.

JiYuan ifadesizdi, "....." AH AH AH AH AH AH AH AH AH AH AH ÖLECEĞİM!

İkisi yere çarpmak üzereyken, sakin bir tavır sergileyen Ye Junchi, JiYuan'ın beline tutundu ve çevik bir şekilde yakındaki dala adım attı. Düşüşlerinin ivmesini kırarak, hafifçe yere düşdüler.