Let Me Tease You [TÜRKÇE ÇEVİRİ]

11.Bölüm

Her neyse, JiYuan bu dünyada yarım aydan fazla bir süre kaldıktan sonra sonunda başardı; küçük 'kuş' olan bir kız olarak önceden belirlenmiş cinsiyeti geride bırakarak büyük 'kuş' ile gerçek, sıcak kanlı bir adama dönüştü. Uzun elbiseyi çıkarıp leylak rengi, dar kollu saten bir sabahlık giydi. Tüm kişiliği tamamen yeni bir kişiye dönüşmüş gibi hissediyordu. Boyu uzun ve düzdü, güzel ve pürüzsüz yüzündeki en belirgin özellik parlak kırmızı dudaklarıydı. Gözlerinin açık rengi ince ve soğuktu, sanki bakışları nereye düşerse buza dönüşecekmiş gibi. İddialı, yumuşak kadınsı aura olmadan, bu androjen yüz daha da zarifti; kar ve buzla yıkanmış gibi temiz bir his vardı.

Ye Junchi çenesine dokundu, gözleri bir an için gencin yüzüne sabitlendi, sonra kayıtsızca uzaklaştı. Uzanıp JiYuan'ın saçını ovuşturarak, "ZhaoYang'ın vücudundaki yarada garip bir şey var. Ceset daha çürümeden Gidip görelim."

JiYuan bir an düşündü, “…. zaten gömülmedi mi?”

Ye Junchi, kaçınılmaz ve haklı bir havayla, “Sadece tabutunu açacağım, büyük bir şey değil” dedi.

Dili tutulan JiYuan, YangNing'e gitmek için sessizce Ye Junchi'yi takip etti.  Ye Junchi bilgilerden haberdar olmak için  yolda küçük bir kasaba buldu ve haberler hakkında bilgi almaya gitti. JiYuan'ın hayal ettiği şeye benziyordu. O gün eskort ekibi Ji ailesine geri döndüğünde JiSan, JiYuan'ın kurtarıldığı haberini olduğu gibi anlattı. JiYuan'ın Ji ailesinde yakalandığı gece, Zhao ailesini bilgilendirmek için 'bin milden fazla bir ses iletimi' gönderdiler. Şimdi bahsedilen kişi (JiYuan) burada olmadığına göre, Zhao ailesini kışkırtmalarına dayanamadılar, bu yüzden tüm sorumlulukları JiYuan ve Ye Junchi'ye yüklediler. Yarı doğru ve yanlış söylentilerde, 'Ji ailesinden en büyük Bayan, iblis efendisi Ye Junchi ile yasadışı bir ilişkiye sahip ve Zhao ailesinden Genç efendiyi öldürdü' gerçek oldu. Birçok insan bu zamanlarda huzursuz oluyordu. Ye Junchi'yi öldüremezlerdi, bu yüzden onun yerine JiYuan'ı öldürmek şöhretlerini dünyaya da yükseltebilirdi. Ayrıca, Zhao ailesine de iyi bir izlenim verebilirlerdi. Çayevinde bu konuyu tartışan herkesin yüzünde haklı bir öfke var.

"O fahişeye Güney Gölün'e gizlice eşlik eden Ji ailesi muhafızlarının Ji ailesine geri döndüğünü duydum. Tsk tsk tsk, iblis ırkı gerçekten kana susamış ve acımasız."

"Bayan Ji de insanlara iç çektiriyor, çok güzel göründüğünü ve nadiren insanların önüne çıktığını duydum. Ne zaman dışarı çıksa, genç efendilerin ruhunun çoğu ona takılırdı… ai, neden böyle güzel bir kadın karanlık tarafa geçti?”

"Bir düzine insan... o iblis gerçekten hepsini öldürecek güce sahip."

"Bu hiçbir şey değildi, üç yıl önce Chonghe'nin Mingxu Tapınağı davasını unuttun mu? O iblis, bir iblis askeri birliğine önderlik etti ve tüm tapınağı 200'den fazla kişiden temizledi. O kadar çok kan döküldü ki kapının eşiğinden taştı. Herkesin sefil bir şekilde öldüğü söylendi… aralarında ne tür bir nefret olduğundan emin değilim. İblis ırkı gerçekten soğukkanlıdır.”

Bu sözleri duyduktan sonra JiYuan, Ye Junchi'ye bakmak için kendini tutamadı. Ye Junchi'nin dudakları sanki gülümsüyormuş gibi biraz kıvrıldı ama gerçekten gülümsemiyordu. Elindeki bardağa baktı, sanki onun hakkında bu tartışmaları duymamış gibi yaptı. Bir süre sonra bardağı kaldırdı ve çaydan bir yudum aldı. JiYuan kaşlarını çattı, söylentilerin abartılmış olduğunu biliyordu. İlk başta çok küçük bir yerde başlıyor ama dedikodular yayıldıkça ve insanlar 'yağ ve sirke' ekledikçe karlı bir arazide yuvarlanmak gibi olacak; ne kadar çok yuvarlanırsa, o kadar büyür ve içindeki küçücük gerçeği örter. Bilinçaltında Ye Junchi'nin böyle acımasız bir şey yapmayacağını hissetti ve bunu sormak istedi. Ancak ani bir şekilde değil, nasıl sorulacağını bilmiyordu. Uzun süre tereddüt etti,