6 ¦ Özgür Olmak

456 78 208
                                    

Yorucu bir sınav haftası nihayet bitmişti. Sınav listeleri panoya asıldığı için kesik nefeslerle ilerledim. Çiğ ete üşüşmüş akbabalar gibi panoya toplanmıştı herkes. Bazıları sonuçları zaten tahmin ettiği için bakmıyordu. Ellerim cebimde ilerlerken tüm herkes beni görmesi ile şaşkınlıkla dağıldılar. Bu tepkilerini neye borçluydum?

"Kageyama bu değil mi?"

"Sürekli birinci oluyordu ne oldu şimdi"

Fısıldaşmalar biribirne karışırken daha fazla takmadan listenin en üstüne baktım. Şaşkınlıkla kırpıştırdım gözlerimi. Bırakın birinci sırayı, ilk beşte bile yoktum. Sekizinci olmuştum, neden yaşanmıştı bunlar. Gözlerim diğer ismi aradı, Hinata'nın adı ikinci kağıtta değildi. Birinci kağıdın sonlarındaydı, yirmi dördüncü olmuştu. Bu nasıl mümkün olabilirdi ki?

"Oley be! Gördünüz mü ben ilk listedeyim"

Arkamda ki cılız sese döndüm, gülerek zıplıyor ve insanlara hava atıyordu. Yüzüme bir gülümseme ekledim. Belki sınavı kaybetmiştim ama onu kazandım. Güzel kalbini, kız gibi olan sesini ve pürüzsüz bedenini. Her şeyi ile mükemmelin ne olduğunu söyleyen turuncuyu.

"Hinata!"

Zıpladığı yerden durarak baktı bana, ilk okul çocuğu gibiydi. Çok saf ve temizdi, aynı çiçekler gibi. Çiçeklerin, insanların dallarını süsleyen hayaller olduğunu söylemiştim. Bu da Hinata'nın benim hayallerim olduğu anlamına geliyordu.

"Kageyama gördün mü!"

"Gördüm, senin yüzünden birincilik gitti"

"Ya sen mükemmel bir kardeşsin Kageyama, yerim seni"

Tamam tatlı olması güzeldi ama üstüme tatlı cümleler kullanılmasını sevmezdim. Ayrıca 'kardeş' kelimesi benim ona hissettiğim duyguları karşılamıyordu. Biz kardeş değil, sevgili olmalıydık.

"Yedin bitirdin zaten beni"

"Çok şakasıcın Kageyama, bir daha olmasın"

Yaptıklarımın karşılığı bu muydu? En azından teşekkür edebilirdi, buna fazla takılmadım. Onu çalıştırarak aslında ben borcumu ödedim. Bana nefesimi geri verdiği için ona borçlu olan bendim.

"Hadi Kageyama seni götürmek istediğim bir yer var"

Kimseye temas etmeden sıyrıldım aralarından, Hinata'nın peşinden giderek takip ettim onu. Dışarı çıktığımızda derin bir nefes aldım, hava bugün daha ılıktı. Mart ayı gelmişti ve buda gökyüzünün daha parlak olacağı anlamına gelirdi. Bu durum umutla kaplıyordu bedenimi.

"Nereye gidiyoruz Hinata"

"Güzel şeyleri görebileceğin bir yere"

Cevap vermeden izledim onu, bir parka gelmiştik. Bahar geldiği için çiçekler çıkmaya başlamıştı. Gözüm parka takıldı. Annelerin çocuklarını salıncakta salladığı, babaların çocuklarına pamuk şeker aldığı parka.

"Anne daha hızlı"

"Ama düşeceksin Tobio"

Kageyama deli gibi gülerken daha fazlasını istiyordu. Babası sonsuza gittiğinden beri annesi bunalıma girmişti. Bir ay sonunda nihayet dışarıdalardı. Siyah saçlı çocuk henüz ana sınıfı okuduğu için öğlen okula gidiyordu. Saat daha dokuz olduğu için annesi ile bolca vakit geçirebilirdi.

"Kelebekler çok güzel değil mi Tobio"

"Evet anne, bugün bir tanesini yakaladım baksana"

𝘚𝘜𝘕𝘕𝘠 𝘕𝘐𝘎𝘏𝘛 ¦ 𝘒𝘢𝘨𝘦𝘩𝘪𝘯𝘢 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin