Ön Bölüm

24 2 0
                                    

Hoş geldin yüreği güzel insan.

Geç buyur içeri dışarda kalma , sonsuz bucaksız hayal dünyama.

Her şeyden önce o güzel kalbin ile hayal dünyama bir şans verdiğin için en güzel teşekkürlerim sana.

~~~

(Alazhan Erdemoğlu)

Sessizliğin sesine aşık ,sadece kendi düşünceleri ve müziği ile hayata tutunan sosyopat koca dev bir doktor adam. Daha doğduğunda kimsesizlik sarmış idi kendisini. İzmir'de bir yetimhanede hayata tutunmaya çalışan bir çocuktu o. Dışlanan , önemsenmeyen yok sayılan bir çocuktu . O zamanlardan başladı insanlara olan öfkesi ve nefreti. Bu nefret zamanla yerini insanlara karşı hissizliğe bıraktı. Beş yaşında iken kendisini evlat edinen insanlara karşı başladı içindeki bu hissizlik. O insanların kendisine acıdığını ve ona hiçbir şey hissetmediğini biliyordu. Sosyopatlıka ilk adımını daha beş yaşında iken kendisine mecbur oldukları için onu evlat edinen üvey ailesine karşı atmıştı. Biliyordu onların kendisini sevmeyeceğini , onlar için hiçbir şey ifade etmeyeceğini. Öyle de oldu . Üvey ailesi onu hiçbir zaman sevmedi ilgilenmedi hep yok saydı . Ne farkları kalmıştı ki o zaman yetimhanede ki canavar çocuklardan ?

O sadece sevilmek istedi , mutlu olmak istedi , daha bir kere bile görmediği kendisini doğururken kaybettiği annesinin kollarında huzurla uyuyabilmeyi istedi . Ama istedikleri içinde sadece birer ukte olarak kaldı. Masum isteklerinin yerine yetimhanede şiddet gördü sevgisizlik gördü , geçer sandı kurtulacak sandı genç adam. Peki kuruldu da ne oldu ?

Üvey ailesinde de aradığı hiçbir şeyi bulamadı. Hep yok sayıldı , hep dışlandı, bu hayatı hep başkalarının isteklerini gerçekleştirmek için yaşadı. O istemedi ki doktor olmayı hiçbir zaman , gerçi sorulmadı ki genç adama ne istiyorsun diye ? O sosyopat ve insanlara karşı hiçbir şey hissetmeyen birisiydi , nasıl olurda can kurtarabilir di ? Özel Erdem hastaneleri sahibi babası Vural Erdemoğlu'nun hiçbir zaman sevmediği evin küçük üvey oğlu Alazhan, babasının isteğiyle doktor oldu .Oysa o sevgiye aç ve müziğe aşık bir adamdı. Gitarı elinden hiç düşmeyen , piyanodan parmaklarıni çekmeyen güzel sesli güzel bir adam o.

Gerçekler hep canını acıttı genç adamın. O sandı ki o kötü yerden kurtulduğunda sevgiye kavuşacak kötü olan her şeyi ardında bırakıp yeniden hayata başlayacaktı. Fakat öyle olmadı, üvey abisinin böbrek yetmezliği üzerine böbreği alınıp abisine nakil edilmek üzere sahiplenilmişti genç adam. Onun yaşamında yapması gereken her şey hazırdı önceden belirlenmişti. Genç adamın itiraz etmeye ufacık dâhi olsa bir fikrini söylemeye hakkı yoktu.

Bu dünyaya kendisine biçilen hayatı yaşamaya gelmişti , tabi buna yaşamak denilirse.

Üvey ailesinden başka kimse bilmese de evlatlık olduğunu , evin ikinci veliahtı idi. Ama hiçbir zaman istemedi bu hayatı hemde hiçbir zaman.

Ama o herşeye rağmen güçlü kalmasını bilen kendine her zaman yetebilen sevgiyi arayan bir adam.

|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|•|

(Almira Aydın)

Kendisi küçük ama hayallerini uçsuz bucaksız olan bir kız. İlk aşkı olan babası Mehmet Bey'in vefatı nedeniyle dünyası başına yıkılan toparlanmaya çalışan , her şeyi ailesinde ibaret olan güzel yürekli güzel kız. Gözlerini Mersin'de iki katlı mavi bir evde açtı. Babası terzi Mehmet Bey ve ev hanımı Annesi Yaren hanım ile pek iyi olmasa da mutlu bir hayatı vardı küçük kızın. Tam babasının kızıydı onun gibi merhametli sevgi dolu inatçı tatlı güzeller güzeli bir kızdı . Babasına aşıktı bu kız bir kere . Ama annesi , annesinden hiçbir zaman istediği ilgiyi görmedi . Annesi hep açgözlü bir kadındı elindeki ile yetinmeyi bilmez şükretmez hep daha çok isteyen doymak bilmeyen huysuz bir kadındı. Hiç bir zaman kendisini aşk dolu kocasını ve güzelleri kızını gözü görmedi .

Almira lise son sınıfta iken kalp krizi geçirip ona veda eden babası ile yıkıldı. Âşık olduğu adam , kahramanı olan adam onu bırakıp gitmişti. İşte şimdi yalnız ve kimsesizdi . Hayalleri olan güzel sanatlar fakültesini kazanıp iyi bir ressam olmak isterdi hep. Onu destekleyen bir tek babası vardı.

Annesi daha sonra , dedesi olacak yaşta bir adamla sırf parası için bir evlilik daha yapmıştı. Almira bir şey diyemedi , soran yoktu kendisine çünkü. El mecbur kabul etti ve İstanbul'a taşındı ve annesiyle o adamın evine yerleşti . Kendi yaşına yakın hatta kendisinden büyük beş torunu vardı bu adamın . Hepsi de Almira'dan nefret ediyordu. Çünkü onu aynı annesi gibi bir para avcısı zannediyordu. Küçük kız olanlara dayanamıyordu. Dedesi yaşta olan o pis adamın hep sözlü tacizine uğruyordu , kız bu yerden kurtulmak istiyordu . Tek isteği bir an önce hayal ettiği bölümü kazanarak İstanbul'u terk edip İzmir'e gidebilmekti. Sonunda istediği oldu hayallerine ufak da olsa bir adım atabildi.

Bakalım bu iki genç insanın hayatları birbirleri ile nasıl tanışacak ?

Bilgi: Toplum kurallarına uymayan, empatiden yoksun olan, ahlaki değerlere önem vermeyen, suça meyil gösteren ve benzeri özellikler taşıyan kişilere sosyopat denilmektedir.


•••

Sonsuz Bir Gece MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin