Yorucu bir iş gününün ardından kendi evine doğru yol almaya başladı genç adam . Aracına binip evine sürdü. Aklında yarın gireceği çok önemli bir kalp ameliyatı vardı. Yatmadan önce sıcak bir duş alıp rutin işlerini hallettikten sonra yarın ki ameliyatının son kontrollerini elindeki raporlardan geçirip yatağına girdi.
Sabah uyandığında sert bir kahve sonrası evden çıktı ve kendi hastanelerine doğru varmaya başladı. Ama anlam veremiyordu genç adam böylesine boktan bir hayatta insan niye yaşamaya çalışır ki ? Eğer ölmek için ufacık dahi bir fırsatı olsaydı asla yaşamazdı genç adam. Daha önce çoğu kez ölmeyi denedi ama başaramadı, her seferinde üvey babası engel oldu. Ne olurdu da bıraksaydı da ölseydi ? Adam içinden geçirdi '' Ölüm bile beni istemedi , kabul etmedi beni. Ölmek için bile layık adam değilim. Ben neden yaşamaya çalışıyorum bu hayatı ? Neden ?''
Ameliyatın başarılı sonuçlanamayacağını gayet iyi biliyordu genç adam. Çünkü hasta adamın durumu çok ilerlemiş kesinlikle kurtarılamazdı. Aslında ameliyata girmeyip hastayı kabul etmeyecekti lakin o küçük kızın gözünün önünde çaresizce çırpınışları geldi, babasını ameliyat ettirebilmek için biriktirdiği paradan haberdar oldu , kızda biliyordu oysa ameliyatının hiçbir şekilde sonlanamayacağını , babasının o masadan asla kalkamayacağını biliyordu. Eğer o küçük kız bu her şeye rağmen istiyorsa adam da şansını deneyecekti. Denedi de ameliyat oldu ama küçük kızın babası kurtulamadı. Genç adam içinden geçirdi '' Salak kız salak, biliyordun o adamın öleceğini asla kurtulamayacağını peki ya bu çaban ısrarın niyeydi ? asla olamayacak bir şey için."
Adamın taşlaşmış kalbi yıllar sonra ilk kez bir şey hissetti . Acıma evet evet acıma duygusu. Acıdı bu zavallı kıza . Sonra silkelendi kendine geldi , tanımadığı kızdan kendine neydi acaba ?
Akşam hastaneden çıkıp aile evine gitti, hiç sevmezdi bu akşam buluşmalarını genç adam , üvey ailesi adama hasta muamelesi yapıp başlarından savmak için kendileri gibi köklü ve zengin bir ailenin kızı Defne ile evlendirmek istiyordu. Adam, bırak kız ile evlenmeyi hiçbir insanla muhatap olup yüzlerini görmeyi istemiyordu. Nefret edilesi pis kalpli acımasız insanlardı onlar, hepsi ölmeyi hak ediyorlardı. Eğer kendisi gibi zavallı birisi ölmeyi hak etmiyorsa böylesi pis insanlar kesinlikle ölmeliydi. O kızın fazla gereksiz yılışık halleri , ağzını yaya yaya konuşması , açık saçık giyimi ile tam anlamıyla nefret edilesi bir kızdı. Adeta bir sürtüğü andırıyor diye düşünürdü genç adam. Yüzsüzdü bu kız yüzsüz. Adamın kaç kere kendisini istemediğini söylemesine rağmen hala peşini bırakmayan bu kıza ne yapmalıydı ? Zaten genç adamın hayatı tamamen boktandı birde bu evlilik işi çıkmıştı.
Defne Alazhan'ın yanına yaklaşıp ;
- Alazhan hayatım seni çok özledim. Her an seni düşünüyorum. Seni seviyorum ben sevgilim. Diyorum ki artık bu sevgililik işini çok uzatmayalım , annemgil de artık isteme işini aradan çıkaralım diyorlar.
Adam içinden ya sabır çekip kendi duyabileceği bir seste küfredip sakinleşmeye çalıştı. Artık bu iş bitecekti , bugün bu kızdan tamamiyle kurtulacaktı. Genç kızın barda her gün başka bir adamın kucağında olduğu pis görüntüler vardı elinde.
- Peki Defne sen nasıl istersen.
Defne duydukları ile şaşırdı kaldı , her zaman kendini azarlayan kötü adam gitmişti, Acaba kabullendiği için mi böyle davrandı , aman neyse ne Alazhan her şekilde onun olacaktı . Çünkü o hiçbir adama benzemiyordu . Sadece ona aitti ve eninde sonunda onun olacaktı.
Yemek sofrasında elindeki görüntüleri tüm aile üyeleri ile paylaşan adam nihayet bu kızdan kurtulmuştu. Herkes şok olmuş bir vaziyette Defne'ye bakıyordu. Kız o an çok sinirlendi sevdiği adamı düşman bellemişti bundan sonra.
Olaylı geçen bir günün ardından nihayet eve varabildi genç adam. Uyuyamıyordu bir türlü , aklına hep o küçük kızın ağlayışı geliyordu . Bir kez daha lanet etti kendine ne oluyordu da o kızı düşünüyordu ki ? O kızdan kendine neydi ? Aklına koydu adam yarın ilk iş hastanede o kızla görüşüp aklından atacaktı bu kızı .
Oysa bilmiyordu ki kendine lanetler okutturan bu kız kendinin kurtuluşuydu .
...
Almira yaşadığı özlem , hasret ve üzüntünün içinde kendisini kaybetmişti.Biricik kahramanı babası her şeyini kaybetmişti.Ne yapacağını bilmiyor, daha doğrusu neyin içersinde olduğunu bilmiyordu.Bütün planlarını babası ile birlikte yaşayacağı bir hayat üstüne kurmuştu oysaki. Şimdi ne yapacaktı peki ?
Annesinin umursamayışı , hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etmesi hem Almina'yı öfkelendiriyor hem de içinde annesine karşı büyük bir nefret oluşmasına sebep oluyordu.
En iyisi buradan gitmek yeni bir hayata başlamaktı, emindi ki babası da böyle isterdi.
Artık annesine tahammülü kalmamıştı babasının Binbir zorlukla emek vererek yaptığı eve annesi her gün başka bir adam getirerek para kazanıyordu, bu Almira'nin gururuna dokunuyor kendisinden utanmasına neden oluyordu.Kaç defa annesiyle bu konuda tartışmış ve uyarmasına rağmen hiçbir şey değişmemişti. Az kalsın annesinin eve getirdiği adamlarınin tecavüzüne bile uğrayacaktı , O gün dünyadan kendisinden tiksindi Almira ve son kez daha lanet okuyup ayrıldı evden ne yapacaktı bundan sonra ne olacaktı ? Bildiği tek şey biran önce yeni hayatıni kurup hayaline ulaşıp babası olmasa bile kendi ayakları üzerinde durmasısıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Bir Gece Masalı
Genç KurguSadece müzik ile arasında bir bağ kurabilmiş herkese karşı hissiz koca dev bir kimsesiz doktor adam ve hayallerinin peşinden giden küçük ama hayalleri uçsuz bucaksız bir kız. Alazhan Erdemoğlu & Almira Aydın