-Razia-
"Konuşa bilirmiyiz..?"-Sunoo ile odamdaydık.
Gözlerini kısan gülümsemeyle yatağımda oturdu.Yanına geldim:"Aslında..gerçekten yeniden hayata dönme şansınız varmı..?"
Hala yüzündeki tatlı gülümsemeyle kafasını salladı.Heyecanlanmıştım:
"G-gerçektenmi?!Bu harika!Peki nasıl?Hem neden Jungwon istemiyor?""Aslında bunu Jungwon yaptı.Kalbimizin zincirleri hala eski şeytanın elinde."-derken parmaklarlyla oynuyordu.
"Nasıl yani?O kim hem?"-sordum.
"Biz öldükten sonra son Jungwon kalmıştı.O da eski şeytan kara Filliple bir anlaşma yaptı.Yani hepimizi sonsuz güçlü ve ölümsüz yaptı."-hala naaıl heyecanla dinlediğime baktı.Gülümsedi:"Bizi hayata döndüre bilen sadece Fillip olacak.Ama ki bu da imkansı--"---
"Hayır!"-aniden buz tutan ellerini tuttum:"Bak Sunoo!Hayata dönebilirsin,bu çkk güzel olmazmı?"-gülümsedim.
"Jungwon şu an Leilanın ruhuyla bağlı.Leila bilmese bile...o aslında ölümsüz."-dediğinde sadece çöken sessizlikle duruksadım.
"N-nasıl..?Neden--"--şaşkın hem de korkmuştum.
"Aslında siz bu evde olduğunuzdan beri.Leilanın derisi çelik gibi ve kurşungeçirmez.O da yaşayan bir şeytan olacak--"---sözünü kestim
"Hayır!Leilaya yapamazsınız!Onu da kendiniz gibi iörenç şeytana çeviremezsini!"--İçeri Jay girmişti.
"Neler oluyor?!Sunoo?"-hemen yanıma gelip elini omuzuma koydu:"Sakinleş lütfen.."-dedi.
Sunoo sinsi gülüşünü sunup:"Artık öğrenmesi gerekiyordu~"-diyip gölgelerin arasında yok oldu.
"Neden bana söylemedin?!"-sinirle Jay'in omuzumdaki elini ittim:"Leila'yı kendiniz gibi iğrenç yaratığa dönüştüremezsiniz!"
Jay:"Bunu bana değil,Jungwona söylesen iyi olur."
"Nerde o sürtük?!"-sinirlendikce etrafın titremesi,camların çatlamasını görüyordum.Jay elini yavaşca yanağıma koymuştu:"Sakin ol..şu an kendine zarar vere bilirsin."-elleri yanağımdayken yine sinirden akan gözyaşlarımı serbest bıraktım.
"Leila bunu hakk etmiyor..."-sesim ağlarken titriyordu:"Peki...sadece neden?"
Jay:"Jungwona bunu sormuştum..
Bana 'Hepinizin ölümünü görmek beni yeterince acıttı.Onun ölümünü görürsem ne olacak..?' demişti.."-beni kendine çekip sarılmıştı.Ağlarken göğüs kafesine sıklandım.Devam etti saçımı okşayarak:"O gün onu ilk defa ağlayarak gördüm."-saçımı okşaması hıçkırıklarımı sakinleştiriyordu.
Kalp atışlarını hiss etmiyordum ona bu kadar yakınken.Ama teni çok sıcaktı.Normal değil,oldukca sıcak...
Gözyaşlarım buharlaşmaya bile başladı,ama tenimi yakmıyordu.Sessizliği bozdum:"Sunoo...yeniden insan olma şansınızın olduğunu söyledi..."-çekildim.
Bana yukarıdan aşağıya bakarken:"Tabii ki var."-hafif gülümsemeyle saçımı kulağımın ardına taradı:"Ama eğer yeniden insan olursam...seni unuturum küçük kuklam."-yüzüme yaklaştı:"Herşeyini unuturum..."
-Leila-
Eve vardığımızda Razia koltukta oturmuş,kitap okuyordu.Halsiz ve keyifsiz gibiydi...Jisung koltuğun arkasındam tam Razianın yanına atladı:"Neden keyifsiz görünüyorsun?"-yanağını da çekmiş tatlı gülümseme sunmuştu.
Winwin:"Biraz içecek aldım Razia,bize katılacakmısın?"-sordu.
Razia kafasını hayır anlamında salladığında şaşırmıştım.İçkiye hayır demezdi.."Siz ikiniz sofrayı kurun ben gelirim.Yalnız konuşacağım onunla."-gülümsedim.Winwin anlayışla gülümsedi ve kafasını salladı.
Razianın kolundan tutup odamıza almıştım.Yatakta ikimizde oturduğumuzda hala yüzüme bakmıyordu.
"Heeey...?Yüzüme baksana?Bişeymi yaptım?"-yanağına koydum elimi.Elimi koyduğumda aniden bana baktı.Gözleri doluyor yanağından süzülüyordu.Elini elime koydu ve:"Ellerin çok sıcak Leila..."-titreyen sesiyle cevap verdi:"Bu normal değil.."
"Ne oluyor?Heey?Yine kabus gördün galiba?"-gülmüştüm.Ama hala önümde ciddi ciddi gözyaşı döktüğünü görüyordum.
"Sunoo bana birşeyler söyledi Leila.."-dedi ellerimi tutup.
"Ne dedi?"-sakince sordum.
Konuşmaya başladı.Her seferinde yanaklarını silip hıçkırmasını sakinleştirmek için sarılmıştım.
Anlamakta zorluk çeksem de sorgulamadım.Şu an yeri bile değildi.
Sadece sakin kaldım:"Bunu düzeltiriz...ha?"-saçlarını okşayarak dedim kısık sesle.