Ruhu çoktan ölmüştü,
geriye öldürecek yalnızca
bedeni kalmıştı.Bazen bir piç olduğumu düşünürdüm, bir piçin bile benden çok sevildiğini düşündüğüm an yüreğim yeniden korlarla kaplanırdı. Kim tarafından sevilmiştim bu yaşıma kadar annem, babam, babaannem,dedem hiç kimse tarafından sevilmedim sevgiye muhtaçtı yorgun ve küçük bedenim. Sanki dünyaya bir lanetle doğmuştum ben var oldukça gitmeyecek bir lanet. Benimle birlikte ailemi de dağıtan kara lanet kendime itraf etmeye korksam da bende çok iyi biliyordum bu dünyadan birileri tarafından sevilmeden gidecektim. İnsanda şans diye bir şey varmış bende hayatım boyunca olmayan olsaydı şu an hiçbir suçum olmadığı halde odada kilitli kalmazdım.
1 Saat önce🕯
Botan azda olsa sakinleşmisti ancak gözlerini dikmiş sadece toprağa bakıyordu sanki acısını gözleri ile anlatıyormuş gibi onunla beraber canım yanmıştı o hali gözlerimin önüne geldikçe ne kadar dayanılmaz bir an olduğunu tozlu raflara kaldıran hafızam yeniden gün yüzüne çıkardı. Abimden ayrıldığım an aynı duyguları paylaşmıştık Botan ile.
Hava kararmak üzereydi bulutlar yerini sarımtırak bir renge bırakmıştı her şeyi unutmuş Botanı teseli etmeye çalışıyordum kendi acımı hep unutur başkalarına yanardım. Sanırım tek suçum buydu kendimden çok başkalarını umursamam kendime değer vermemem. Derin bir nefes çektim içime yerde oturup yaklaşık bir saatir haraket bile etmeyen Botanın sakinleşmesini bekledim birkaç adım gerisinde uçurumun kenarındaki manzara dalmış son bir yılda hayatımda olan değişiklikleri düşünüyordum.
Güneş karşıdaki tepeden yavaş yavaş ışıltısını kaybedince olduğum yerden Botana yaklaştım donmuş gibiydi. Geldiğimi, omuzuna dokunduğumu bile fark etmemişti yavaş birkaç adım atıp tam önünde onun oturduğu gibi oturdum. Boyum kısa olduğu için başım göğsüne denk geliyordu önünde durmama rağmen hâlâ benim farkımda olmamıştı. Elimi yumruk yaptığı elinin üstüne koydum bir tepki vermedi yumruk yaptığı elini avuç içime alıp açmaya çalıştım. O kadar sıkı kapatmıştı ki elini sanki taş kesilmişti avuç içi.
Bakışlarımı avuçlarından alıp gözlerine diktim. Güçlü çıkmasını umduğum sesimle Botanın dikkatini çekmek için konuştum.
- Botan, bana bakar mısın?
Ilk başta hiçbir tepki vermedi burda olmadığının farkındaydım bedeni burda duruyordu ancak ruhu Berçemle birlikte o uçağa binip gitmişti. Tekrar seslendim burda kalamazdık hem Mirza gelmeden eve gitmemiz gerekiyordu. Aptal iç sesim susar mı asla
Sabahtan beri burdasın saat akşam 8 olmuş yeni mi Mirza aklına geliyor salak kız. Hadi o kardeşi sen nesin peki sevmediği nefret ettiği karısı bittin sen kızım bittin.
Iç sesimi susturup karşımda taştan farksız duran Botanı kendine getirmeye çalıştım.
- Botan avucun aç diyorum sana hadi.
Tırnaklarımı kapattığı avucuna geçirdim. Tepki vermedi gözlerini baktığı boşluktan çekip bana döndü.
Farkında olmadan açtığı avucuna baktım küçük pembe bir toka tutuyordu elinde o kadar çok sıkmıştı ki elini içinde tokanın izi çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DILDA ( Burdan Tamamlandı )
Teen Fiction-Kelimelerin kelimelerin yanlızlık kokuyor. Dedi adam, Kadınsa gözlerine bakarak ekledi - Yanlızlığıma eşlik ediyor kelimelerim Kuşlara özenirdim hep uçtukları için mutlu ve özgür olduklarını düşünürdüm bir kuş olmak istedim. Bilmezdim kuşların...