3; sevmenin tanrı soluğu

449 57 34
                                    

3| sevmenin tanrı soluğu,

doyumsuzluk.

daima daha fazlasını istemene neden olan, hastalıklı bi' duygu.

ve çoğu insanı esir altına alan iğrenç olmasına tezat oldukça yoğun, bağımlılık edici bu duygu, aynı şekilde katsuki bakugou'yu da kendi kolları arasına almış durumdaydı.

kaygısız duruşuna uyumlu olan davranışları, hiçbir zaman katsuki'nin doyumsuzluğunu gün yüzüne çıkartmasını engelleyemezdi.

pekala, bu huyundan hoşlanmadığım pek söylenemezdi çünkü;

katsuki etrafındakilere nasıl doyumsuzca yaklaşıyorsa, tıpkı ben de onun gibi, hatta misliyle ona karşı doyumsuzca yaklaşıyor ve onunla konuşuyordum.

öyle ki, katsuki'nin dudakları arasından çıkan her saçma, anlamsız veyahut anlamlı kelimeleri duyduğumda sürekli olarak keşkelere sığınıyordum.

keşke hiç durmasa dudaklarının dansı, sonsuza dek bana karşı konuşsa bu denli, gözlerimizi birbirimizden ayırmasak hiç.

boğuk ve kalın ses tonunun arkasında yatan naiflik, her duyduğumda kalbimin ritmini bozmasına neden olurken, kendime hakim olmaya çalışıyordum, her seferinde çünkü;

doyumsuzluğum öyle bi' raddeye gelmişti ki artık, katsuki'nin korkacağı düşüncesinden çekinmeye başlamıştım.

parmaklarım, yumuşak saç telleri arasında gezinirken zihnimden geçirdiğim düşünceler, pelte pelte olup yavaşça kaybolurken aklıma her geldiğinde olduğu gibi kalp atışlarım hızlanırken, kafamı kucağıma çevirdim ve ona baktım.

ay ışığında parlayan kusursuz çehresi, içimin titremesine neden olurken yüzümü yüzüne yaklaştırmış ve derin bi' nefes alarak, ciğerlerimi limon çiçeği kokusuyla şenlendirmiştim. ardından, dudaklarımı yüzünün birkaç yerinde gezdirdikten sonra, eski halimi aldım ve parmaklarımı, umutlarımı sığdırdığım saç tellerinde gezdirmeye başladım.

dudaklarım, her gece olduğu gibi yeniden titremeye başlarken, gözyaşlarım hızla yanağımı geçerek, katsuki'nin saçlarının arasına karıştı.

"güneş doğduğunda," dedim ve dudaklarımı birbirine bastırdım "beni hatırlamayacağın düşüncesine katlanamıyorum."

"her gece, senin için bi' yabancıdan fazlası olmadığım düşüncesinden ve senin bunları dahi hatırlamayacağın gerçeğinden, nefret ediyorum."

gözyaşlarım, yanaklarımı hızla yakıp geçerken hıçkırıklarımı içime atmaya çalışarak dudaklarımı sertçe birbirine bastırdım.

kucağımda kıpırdanan katsuki, göğsüme büyük bir yük yüklerken titrek bir nefes aldım ve yeşillerimi ondan kaçırdım.

her şeyin en başına dönmemiz gerekirse eğer -ki ben, her daim, katsuki ile ilk tanıştığımız zamanlarda günlerimi geçirmek istemişimdir-, katsuki ile lisede tanışmış ve lisede sevgili olmuştuk.

olağanüstü bi' tanışma hikayemiz olmasa dahi, sıradan bi' okul çıkışı, gergin bir çehreyle elinde sımsıkı bir biçimde elinde menekşe tuttuğu için güldüğüm adamın, menekşelerin sahibinin ben olduğunu öğrendiğim vakit, olaylar sapa sarmaya başlamıştı.

katsuki ile aynı lisede okumuyorduk lakin okullarımız karşılıklıydı ve daima, konumu böyle olan her iki okul gibi, haftada en az bir veya iki defa kavga olurdu. o yüzdendir ki, katsuki'yi pek ciddiye almamıştım o zamanlarda.

Cheat | KatsudekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin