6; soğuk bi' zamanın akşamı, ben dönüp yine sana bakıyorum,

241 51 34
                                    

6| soğuk bi' zamanın akşamı, ben dönüp yine sana bakıyorum.

umursuzca okuduğum japon efsanesinin bi' kesitinde, şöyle yazıyordu;

"her varlık için en değerli, en yüksek canlı kendisininkidir. başka varlıkların değerlerini kendi varlığını temel alarak ölçer, ona göre yargılar verir. bu temel ölçüler olmadıkça hayal gücümüz iş görmez, başka bir çıkış noktası da yaratmaz. kendimizin dışına, ötesine gidemeyiz. bu yüzden insanlar şöyle düşünmüşler; varlığın en güzeli insandır, o halde tanrı onun şeklindedir." *

pekala, bu birkaç satırlık kelime bana oldukça manasız gelse dahi şu son günlerde aklımdan çıkmak ne bilmiyordu ve ben kendi kendime sürekli aynı çıkış noktasına varıyordum;

bana göre, varlıklar arasında en güzeli katsuki bakugou idi.

kusurlarıyla mükemmeliyet oluşturan sevdiğimin yeri, oldukça yüksekteydi.

aklımda dönüp dolaşan fikirler, kendi iç konuşmalarım ve iç sesimi bir kenara bırakacak olursak şu anlık; katsuki'nin evine girmiştim.

yanımdan ayrılmasından birkaç saat sonra içim içimi yediği için dayanamayıp evin yolunu tutmuş, dışarıda bir süre bekledikten sonra ise bende bulunan anahtarla birlikte içeri girmiştim.

aylar öncesine kadar katsuki ile birlikte yaşadığımız için, evin anahtarı bende bulunuyordu. pek fazla anahtarı kullanmayı tercih etmediğimden ötürü kullanmasam da, o burun kanamasından sonra katsuki için gereğinden fazla endişelendiğim için kullanmak zorunda kalmıştım bir nevi.

sessizce adımladığım evin içerisinde, ay ışığında belli olan ve katsuki'nin odasına kadar uzanan kan izleri kaşlarımın çatılmasına neden olurken, yavaş bir biçimde kaldığı odaya girdim ve bakışlarımı etrafta gezdirdim.

yerde bulunan buruşuk peçeteler, etrafa saçılmış kıyafetler oldukça dağınık bir görüntü bırakırken sessiz adımlarla yatağın yanına geçtim ve katsuki'nin savunmasızca uyuyan görünümüne bakarak sessizce iç geçirdim ardından ise işaret parmağımı burnuna tutarak, nefes alıp almadığını kontrol ettim.

saçma gelebilirdi lakin ilk defa katsuki'nin burnundan o kadar fazla kan aktığını görmüştüm ve bu, haliyle gereğinden fazla endişelenmemi sağlamıştı.

rahat bi' nefes alıp, cebimde durak küçük notu yanda duran komodinin üzerine koyduktan sonra odadan çıkmak için hareketlenmiştim ki, koluma dolanan kollar nedeniyle olduğum yere sabitlenmiştim.

gözlerim büyüyüp, kalbim hızla atmaya başlarken avuç içlerim terlemeye başlamıştı ve kafamı, katsuki'ye çevirmek zorunda kalmıştım kolumu tuttuğu için.

yorgun irisleri, benim ürkek irislerimle buluşurken hiç durmadan "Izuku," demişti çatlayan ses tonuyla kalbimin teklemesine neden olacak bir şekilde "neden ayaktasın?"

gözlerim duyduğum kelimelerle beraber açılırken, karnıma oldukça sert bir yumruk yemiş gibi hissettim ve dudaklarımı birbirine bastırdım sertçe.

görüşümde hissettiğim bulanıklık, ayaklarımdaki titreme ve hissettiğim şokla beraber zorla "katsuki, beni hatırlıyor musun?" dedim sesimdeki heyecanı saklayamazken.

Cheat | KatsudekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin