2- Görev

21 10 0
                                    

Her ne olursa olsun tüm riskleri göz önünde bulundurarak cesaretimi toplamalıydım ve acilen yeni bir görev edinmeliydim. O meleği kesinlikle bir kez daha görmem gerekiyordu.

Nihayetinde abimden Dünya'ya gitmesini gerektiren bir görev daha edinmeyi başardım. Güzel meleği bir defa daha görebilme ihtimalim oldukça yüksekti.

Açıkçası Dünya'ya görevim için gitmiştim. Yaptığım ilk şey meleği ilk gördüğüm yere gitmek oldu. Bu yaptığımın bir mantığı yoktu. Ne de olsa aşkta mantık aranmazdı.

Beklendiği gibi o yere gittiğimde onu orada bulamamıştım. Vücudumu anlam veremediğim bir tür pişmanlık satmıştı. Herşeyi bir anlığına boş verip görevimi tamamlamaya koyuldum.

Geri dönme zamanım geldiğinde sadece bir süre gökyüzünü seyrettim ve şehrin sessiz sokaklarında ayaklarını yere sürterek nereye gittiğimi bilmeden ilerlemeye başladım. Bir yandan da içimde ki ses ile konuşuyordum ve aradığımı bulabileceğim hakkında kendimi avutuyordum. Şu anki durumda tek tutunabildiğim şey buna inanmaktı.

Yürümeye devam ederken hafif esinti ve koşuşturan kedilerin çıkardığı sesler dışında pek ses çıkmayan sokaktan kulağa hoş gelen bir melodi eski binaların duvarlarında yankı yapmaya başlamıştı. Birisi kısık çıkan sesiyle şarkı mırıldanıyordu. Bu kişinin sesi gerçekten de güzeldi. Üstelik mırıldandığı şarkı benim favori şarkılarımdan biri idi. Elimde olmadan bu sese odaklanmıştım.

"Tüm bunlar birer tesadüf"

"Sadece, sadece hissettiklerim"

"Tüm evren dünden farklı"

"Sadece, sadece senin mutluluğun sayesinde"

Bir süre dikkatle dinlediğim sese eşlik ettim.

"Bana seslendiğinde, çiçeğin oluyorum"

Kısa süreli sessizlikten sonra bu güzel seste bana şarkının devamı ile karşılık verdi.

"Sanki bunu beklermiş gibi"

"Büyüleyici bir şekilde çiçek açıyoruz"

Şarkının en duygusal yerlerinden biri olan yerini birlikte söyledik.

"Belki de evrenin kaderi bu"

"Sadece böyle işte"

"Biliyorsun, biliyorum"

"Sen bensin, ben sen'im"

Biraz daha hızlı yürümeye başladım.. Her adım attığımda duyduğum mırıldanmaya daha çok yaklaştığımı hissediyordum. Hem tüm sokaklarda güzel sesi arıyordum hemde şarkının devamına eşlik etmeye çalışıyordum.

"Kalbim pır pır ettiği kadar endişeleniyorum da"

"Kader bizi yine kıskanıyor"

"Senin korktuğun kadar bende korkuyorum"

"Bana baktığında, bana dokunduğunda"

Takip ettiğim sesi baktığı yönde değilde hemen arkasından geldiğini fark ettiğimde hemen arkama döndüm.

Sesin sahibi bana sıcak gülümsemesini sunmuştu. Güzel ses aynı zamanda güzel melekti.

'İç sesime güveniyorum' dedim kendi kendime.

"Evren bizim için hareket ediyor Çınar"

Şarkıdan alıntı yapmıştı fakat Çınar'ın takıldığı nokta bu değildi.

İpekten Ruhlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin