-4-

256 22 19
                                    

Sabah....

Saatin son ses alarmı bütün evde yankılandı. Colt, elini komidinin üzerine attı ve çalar saati susturdu. Güç bela yatakta doğrulup oturdu. Ciddi ciddi halıyı seyretmeye başladı.

Olaylar başlayalı yalnızca bir gün olmuştu ama bu süre Colt'a bir sene gibi gelmişti. Daha önce de bu tür olaylarla başa çıkmıştı ama hiçbirinde arkadaşının hayatı tehlikede değildi.

O sırada alt kattan kapının çalındığını duydu. Aşağı inip kapıyı açtı.(Brawler formuna girdi önce ama) Gelen? Tabi ki de Shelly!

Shelly "Günaydın!" diyerek selam verdi. Tam o anda Colt'un halini farketti ve afal afal sordu:
- Sen iyi misin? Gözlerinin altı mosmor olmuş.

Colt gülümsemeye gayret göstererek "Evet, yalnızca dün gece pek uyuyamadım." dedi. Shelly cevaptan pek memnun görünmeyince içinden "Hapı yuttum." demeyi de ihmal etmedi.

Öğle vakti çukurun içine vuran güneş ışığıyla uyandı Spike. Gece yarısı dışarısı buz gibiydi, bu yüzden battaniyesine iyice sarılıp hiç hareket etmemişti. Haliyle de tüm vücudu uyuşmuştu.
Gecenin aksine öğleleyin de kavurucu sıcak vardı. Tişörtünün önünü tutup ileri geri sallayarak serinlemeye çalıştı. "Shelly olsa ne yapmam gerektiğini söylerdi.." dedi kendi kendine. İç çekti:
- Umarım beni bulurlar..

O sırada dün akşam son duyduğu sesi duydu:
- Amma da çok uyudun diken kafa....

Spike kollarını kavuşturup kaşlarını çattı:
- Bana lakap takmayı ne zaman bırakacaksın?!

Edgar çukura atlayıp Spike'ın yanına yürüdü:
- İsminin ne olduğunu söyler söylemez, ufaklık.
- Ufak değilim ben!! 12 yaşındayım!!
-............Bunu duymamış gibi davranıcam....

Getirdiği sepetten ekmek çıkardı:
- Bu senin. Alabildiğim tek şey bu.

"Alabildiğin mi çalabildiğin mi?" diye sordu Spike.
Edgar o umursamaz ifadesini hiç değiştirmedi:
-Alabildiğim.
- Emin misin?
- Fazla soru sorman canımı sıkıyor. Yemek istemiyorsan senin yerine ben yerim.

"P-peki." diyerek elini uzattı Spike. Halen içten içe sinirli olsa bile aç kalmak o an isteyeceği en son şeydi. Ekmeği aldı, tam ısıracakken başını kaldırdı:
- Bu arada ismim Spike. Artık bana lakap takmayı kes.

"İyi." dedi Edgar. "Şimdi gidicem. Daha önce de söylediğim gibi ses yapma."

"İşte böyle." deyip iç çekti Colt. Yere bakmaya başladı. Artık Shelly'nin yüzüne bakmaya utanıyordu, Shelly'nin onu tam bir sorumsuz olarak gördüğünü düşünüyordu. Ne söyleyeceğini zar zor seçerek devam etti:
- Shelly ben........ Ben gerçekten ne yapacağımı bilemedim. O denli kapana kısılmış hissettim ki tek çareyi o haydutun söylediklerini yapmakta gördüm. Mantıklı bir şey yapmadığımı biliyorum ama tek yol buymuş gibi geliyordu. Biliyorum, ben gerçekten sorumsuzun biri-

O anda Shelly ellerini Colt'un omuzlarına koyarak sözünü kesti:
- Sorumsuz falan değilsin Colt, bunu aklından at hemen! Tıkanmış hissetmenin sebebi herkesin iyiliğini düşünüyor olman. Bu seni söylediğinin aksine oldukça sorumluluk sahibi yapıyor. Anladın mı beni?!

Sonra kaşlarını çatmayı bıraktı. Sağ elini Colt'un omzundan kaldırdı. Onun çenesini tutup kendisine doğrulttu ve yüzüne bakmasını sağladı:
- Olaylar bazen kontrolümüz dışında gelişebiliyor, biliyorsun. Onları çözemeyince kendini suçlamamalısın. Sonuçta her problemi kusursuzca çözmelisin diye bir kural yok.

Colt'un yanına bir sandalye çekip oturdu:
- Şu an önemli olan Spike'ın iyi olması öyle değil mi? O zaman biz de bunu sağlamaya çalışırız. Spike'ın hayatı kasaba halkının altınlarından daha değerli. Altınlarla kafanı gereksiz yorma, olur da onları geri alamazsak gerekli miktarı biriktirmek için yardım etmeye her zaman hazırım. Ama seni böyle gergin ve üzgün görünce ben de geriliyorum. O yüzden lütfen, yapma böyle.

Colt o anda etrafındaki bütün bulutların dağıldığını hissetti. Sanki bütün sorun çözülmüş, altınlar geri alınmış ve Spike bahçede kasabadaki diğer çocuklarla oyun oynuyormuş gibi. Gülümsedi:
- Biliyor musun Shelly? Eğer "moral" kelimesi bir insan olsaydı o sen olurdun.

Shelly de gülümseyip "Teşekkür ederim." dedi. "Seni tekrar gülümserken görmek güzel."

Ayağa kalktı:
- Hadi gel, kahvaltı için hızlıca bir şeyler yiyip meydana gidelim ve kasabadakileri yoklayalım. Sana haber vermeden çılgınca bir şey yapmaya kalkışmasınlar."

Haydut ile İşbirliği?!  (Brawl Stars)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin