chaude pluie, taekook omegaverse

18

*uyarı: bölüm aile içi şiddet, ölüm ve ağır konular içerir eğer hassassanız geçmenizi öneriyorum*

2007, Daegu

"Bugün karnelerinizi almışsınız." Bay Min işten yeni gelmişti, o gelene kadar karısı ve iki çocuğu kendisi için güzel yemekler yapmıştı. Gerçi Bayan Min'e sorarsanız o sadece çocuklarıyla eğlenmek ve vakit geçirmek için yapmıştı. Yoongi bu sene anasınıfına başlamıştı, Kyung ise 10. sınıfı bitirmişti ve seneyi sonlandırırken zorlanmıştı. Yüksek notlar almak zordu fakat babasını gururlandırma isteği bu zorluğun önüne çok güzel geçiyordu.

"Evet, babacığım. 10. Sınıf epey zordu ama 88 ortalama yapabildim." Annesi gururla oğluna bakarken babası kafasını yemeğinden kaldırmamıştı bile. Derin bir nefes verdi Bay Min ve ağzını peçeteyle sildi.

"Daha çok çalışmalısın." Tek cümleydi, tek cümleydi Kyung'un duymak istediği. Babası 'iyi iş çıkardın' desin istemişti, 'bu yıl epey zorlandığını biliyorum, lütfen kendine de vakit ayır'

"Biricik oğlum sıkı çalıştı, tebrik ederim bebeğim." Bayan Min karşısında oturan çocuğun yanaklarını okşayıp sıktı, kocası boğazını temizleyip karısına uyarır gibi baktı. Fakat Bayan Min dinlememişti kocasını, her zamanki gibi. Bayan Min kendisine beklentiyle bakan Yoongi'yi görüp kıkırdadı. Onu da sevdikten sonra yemeğine devam etti.

Yoongi sessiz bir çocuktu, içe kapanık değildi. Fakat Bay Min, aradaki farkı karısının durmadan söylemesine rağmen anlamıyordu. Durmadan oğluna sessiz bir alfanın işlevsiz olduğunu söylüyordu. O kadar çok söylemişti ki Yoongi bir ara bu düşünceyi benimsemekten korkmuştu.

Yemek huzurlu geçtiği için mutluydu Kyung, yine para meseleleri açılmamıştı. Babası sinirlenerek masayı terk etmemişti, gayet normal ilerlediğini düşündü yemeğin.

Tabii bu düşüncesi babasının sesinin yükselmesiyle kesilmişti, Bayan Min kocasından korkmuyordu. Fakat Bay Min durmadan otoritesiyle korkutmak istiyordu karısını, Bayan Min asla kocasına istediğini vermiyordu. Evliliğini sürdürme sebebi çocuklarıydı, Yoongi henüz küçücüktü ve Kyung da o kadar büyük sayılmazdı. Kocasının yıllardır oluşturmaya çalıştığı otoriteyle dalga geçiyordu Bayan Min.

Bay Min çocuklarını takdir etmezdi mesela, sebebi ise şımaracaklarını düşünüp otoritenin bozulacağını düşünmesiydi. Bayan Min'i de hep uyarırdı bu konuda fakat bu sözler Bayan Min'e etki etmiyordu. Çünkü o böyle biri değildi, sevdiklerini korkutmayı sevmezdi, onlara sevdiğini hissettirir ve takdir etmekten kaçınmazdı. Kocasının tam tersiydi.

İsteseydi pekâlâ evlenmeyebilirdi Bayan Min, mesleği vardı ve zengin sayılırdı. İş arkadaşına aşık olana dek her şey güzel ilerlemişti, Bay Min'le birbirlerine tutulmuş ve gençliğin verdiği toylukla fazla düşünmeden, birbirlerini tam olarak tanımadan evlenmişlerdi. Bu Bayan Min'in en büyük hatasıydı fakat çocuklarına asla hata gözüyle bakmamıştı. İki oğlu da alfaydı ve çoğunlukla babalarına benziyorlardı, buna rağmen canından çok seviyordu oğullarını. Onlara her zaman güzel şeyler söylüyor, mümkün olduğunca tartışmalardan uzak tutmaya çalışıyordu fakat böylesine sinirli ve güçlü olduğunu hissettirmeye çalışan ezik bir kocayla bu pek mümkün olmuyordu.

Yine o tartışmalardan birindelerdi. Bayan Min kocasının yüksek sesle söylediklerine cevap vermeden önce oğullarını ikinci kata, seslerin duyulmayacağı bir yere gönderdi. Ardından hiç beklemeden kocasının yanına döndü, Bay Min hâlâ sinirle bir şeyler söylüyordu. En son karısının kendisini takmadığını görünce dibinde bitti ve elini tokat atmak adına kaldırdı, Bayan Min hiçbir korku belirtisi göstermemeye çalıştı. Bir şeylerden birbirlerine sığınmaları gereken kişilerken, kocasının kendisini korkutmaya çalışmasına üzüldü Bayan Min.